Yazarlar

Ah Belçika, vah Belçika!

post-img
Bilindiği gibi CD&V/N-VA tandem bir parti. Belçika’nın ve Flamanya’nın en büyüğü. En büyük parti olması nedeniyle ekselans Albert II Yves Leterme’i hükümeti kurmakla görevlendirmiştir. Ne yazık ki büyüklük sayısaldır. Fikirsel olamamıştır. Kopukluk derin ve büyüktür. Çoktan bitmiş aşk yerini maalesef nefret duygularına terk etmektedir. Memleket iyiye gitmemektedir. *** Tandem çift pedallı, çift seleli, çift tekerlekli, fakat tek dümenli bisiklete verilen isimdir. Yani iki kişi pedal çevirir, ama şeytan arabası tabir edilen bisiklete tek kişi yön verir. Belçika gibi demokratik bir toplumda doğal olan 800.000 tercih oyu alan ve aynı zamanda birleşik partinin başkanı olan kişinin tandemin dümeninde olması ve yön vermesidir. Evrensel fizik kuralları bellidir. Fiziğin kinetik bölümündeki şaşmaz kurala göre aynı aracın üzerinde ilerlemek isteyenlerin aynı anda pedal çevirmeleri gerekir ! Biri pedal çevirir, diğeri frene basarsa, ya yerinizde sayarsınız, ya da tepetaklak gidersiniz… *** Belçika 25 yılı aşkın bir zamandan beri federatif sistemle yönetilen meşruti bir kraliyettir. 1815-1830 yılları arasındaki çok özel tarihsel koşullarda kurulmuş işlevsel yapay bir devlettir. Ayrı dil ve ayrı kültüre sahip iki ayrı bütünün çok mutlu izdivaç yapması ancak ve ancak istisnadır. Ya zaruretten, ya mecburiyetten kaynaklandığı için bir dönem birbirine katlanmışlardır. Belli bir süre yürür, sonra biter. Özellikle biri fakir, diğeri daha zengin ise. *** Antoine de Saint-Exupéry aşk konusunda şöyle der : “Aşk karşı karşıya oturup biribirinin gözünün içinde bakmak değildir. Aşk yanyana oturup ufka aynı niyetle bakmaktır.” Yani geçinmek için menfaat birliği dışında, niyet birliği de şarttır. Aksi takdirde başa kakma süreci başlar. Belçika’da olduğu gibi ! Hani bir nezlelinin gribe yakalanmış birine hava atması gibi… *** Halbuki her nikahta ısrarla sorulan “iyi günde-kötü günde” müstakbel eşin yanında olacak mısınız sorusunun ne anlamı var ? Vefakarlık ve sadakat duyguları en insani vasıflar arasında değiller midir ? *** 2000’li yıllarda aktif azınlıkların isteklerini, biraz da medya sayesinde, pasif çoğunluklara dayatmaları modası hüküm sürmektedir. Reyting kaygısının yönlendirdiği kameralar aşırılık sergileyenleri göstermektedir. Var olmanın olmazsa olmaz koşulu ise görünmektir. Ve görünür olmak için ne yapmak gerekiyorsa onu yapmaktır. Sağduyu kalmamıştır. SOLduyu üzerinde ise otlar bitti… İnsanlık ilerledikçe -acaba ilerliyormu ?- gerilemekte olduğu izlenimini vermektedir ! Lüks tüketim ve refah toplumu Belçika’da rahat kavgadan beslenen siyasetçilerin “popolarına” batmaktadır. *** Tandemin küçük ortağı N-VA 2001 sonbaharında kurulmuş bir partidir. Modern ve demokratik Flaman milliyetçiliğinin temsilcisidir. Siyasal alanda ise konfederal ve demokratik bir Avrupa içinde Flaman Cumhuriyeti kurma amacını gütmektedir. Halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkını savunmaktadır. Bağımsız bir Flaman devletinin daha etkin olacağını düşünmektedir. Onlara göre İvan İllich felsefesinde olduğu gibi “Small is beautiful/Küçük olan güzeldir” ve küçüklük acziyet ifadesi değildir. 6 milyon Flaman nüfusu ile mevcut yaklaşık 193 ülke arasında 95.ci sırada, gayrisafi milli hasılaları ile ise dünyada 24.cü sırada olacaklarını öngörmektedirler. Ve bir toplumda maddi değerler kadar ahlaki değerlerin de çok önemli olduğu inancını savunmaktadır. N-VA partisinin Federal Parlamentoda 5, Flaman Parlamentosunda 6, Senatoda 2 ve Flaman Hükümetinde ise 1 üyesi bulunmaktadır. Bilgilerin tamamı partinin resmi internet sitesi www.n-va.be de mevcuttur. *** Sonuç olarak, ya tandemin arkasına bindirdiğin pedalcı ortağını iyi seçeceksin. Yani onun dediği yöne gideceksin, ya da onu indirip başka pedalcı ortak arayacaksın. Flaman halkının % 90’ı mevcut küçük ortaktan memnun görünüyor. Ve seçtiklerine baskı yapıyor : Sakın ödün vermeyin ha ! diye. Medyanın yalancısıyım. *** Belçika Türkleri mi dediniz ? Onlar böyle şeylerle pek ilgilenmezler. Seçilmişlerimiz bizi pek aydınlatmıyorlar bu konularda. Onları ancak seçimden seçime oy istemeye geldiklerinde görüyoruz… *** Yukardıdaki satırlar 07 Kasım 2007 tarihinde Brüksel’de yazılmıştı. O günden bu yana Mirabeau Kôprüsünün altındaki sular hep N-VA partisinin istediği gibi aktı. Belçika ülkesinin en büyük partisi oldu, tarihi ve simgesel öneme haiz Anvers Belediye Başkanlığını Flaman Sosyalist Partisi sp.A’nın elinden aldı. Milliyetçileri, daha küçük partilerden oluşan Flaman ve Frankofon ultra liberalleri ve Flaman hıristiyan demokratları aynı koalisyona soktu, Frankofon liberal partisinin genç başkanını federal başbakan yaptı, çok uzun süreden beri iktidarda bulunan orta sol koalisyonu ve özellikle de Frankofon sosyalistleri çok uzun bir aradan sonra muhalefet sıralarına gönderdi… İlk icraat olarak 65 olan emeklilik yaşını 67’ye çıkardı ve istihdam yaratma iddiasıyla işveren kesintilerini azalttı, 1.1.2016 tarihinden itibaren her bölgenin kendisine ait bütçeli özerk bir SGK’sı olacak… Çoğunluğu eğitim düzeyi düşük, niteliksiz, yani meslek ve lisan sahibi olmayan yabancı emekçileri itici, kakıcı, dışlayıcı, horlayıcı, ırkçı, paracı ve acımasız bir sistem bekliyor. İşleri çok zor, Allah yardımcıları olsun! Gerçekten gayriinsani bir durum… Ha bu arada kraldan fazla kralcılık yaparak canla başla liberalizmi savunlara dalkavuksa gülüp geçiyorum, gerçekten inanıyorsa ağlıyorum.      

Diğer Haberler