Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Eğer istinaf faaliyete geçmemiş olsaydı bugün itibarıyla tahmini söylüyorum, Yargıtay’ımızın önündeki dosya sayısı 5 milyon civarında olacaktı” açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara’da bir otelde düzenlenen ‘6. Yılında İstinaf Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. İstinaf uygulamalarının istişare ve değerlendirmesinin yapılacağı toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Bozdağ, istinaf mahkemelerinin önemine ve 6 yıllık süreçte geldiği noktaya değindi.
“Bundan sonraki hedefimiz daire, hakim ve savcı sayılarımızı yüzde 20’ye taşımaktır”
Hakim ve savcı sayılarını Avrupa ülkelerindeki ortalamaya yakınlaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Bakan Bozdağ, Türkiye’de 18 bölgede adli istinaf, 9 bölgede ise idari istinafın olduğunu belirterek, “Rakamlara baktığınızda 2014 yılından bugüne kadar gelen daire sayılarına baktığımızda 214 ceza, 226 hukuk olmak üzere bölge adliyede 440 dairemiz var, 2 bin 583 hakim ve savcımız görev yapıyor. Bölge idare mahkemesine baktığımızda 59 idari dava, 26 vergi dava dairesi olmak üzere 105 daire ve 447 hakim görev yapıyor. Bu rakamlar elbette bizim için önemli ve övünç kaynağı ama Avrupa ortalamalarına ve diğer ülke uygulamalarına baktığımızda istinafta görevli hakim, savcı sayısı bugün Türkiye’mizde yüzde 13 iken, Almanya’da yüzde 20, Fransa’da yüzde 25, İspanya’da yüzde 28 olduğunu görüyoruz. Elbette ki bizim bundan sonraki hedefimiz daire sayıları ve hakim ve savcı sayılarımızı Avrupa ortalamasına yaklaştırmak ve en azından yüzde 20’ye taşımaktır” diye konuştu.
“Biz Bakanlık olarak, yeni dönemde istinafı atlayarak temyiz yolunu açan bir sürecin başlatıcısı ve uygulayıcısı olmayacağız"
Bazı zamanlarda atlamalı temyiz tartışmalarının gündeme geldiğini belirten Bozdağ, “Pek çok şeyi ilk derece mahkemesine göndermek yerine istinaf kendi karara bağlayıp, doğrudan yukarı gitmesini temin etmesi istinafımızın yetkisi, görevi dahilinde olduğu gibi ona verilen gücün de doğal bir sonucudur. Eğer biz bozar bozar gönderirsek her şeyi, o zaman istinafı güçlendirme yerine, istinafı zayıflatan bir adım atmış oluruz. Böyle olduğunu söylemiyorum. Ama böyle örnekler de duyuluyor ve bu örneklerin azaltılması, mümkünse ortadan kaldırılması istinafımızın başarısı için son derece önemli olduğunu buradan ifade etmek isterim. Tabii Türkiye’nin gündemine zaman zaman atlamalı temyiz tartışmaları geliyor. Her atlamalı temyizin istinafı boğan bir durum olduğunu düşünüyorum. Madem biz istinaf sistemini hayata geçirdik, ikinci derecede bir yargılamayı, yargı sistemimizi kazandırdık, ikinci derecede yargılamayı görmeden bir dosyayı temize göndermek istinafa güvensizlik anlamı taşır. Biz Bakanlık olarak, yeni dönemde istinafı atlayarak temyiz yolunu açan bir sürecin başlatıcısı ve uygulayıcısı olmayacağız. Çünkü istinafa güveniyor, vatandaşlarımızın hak arayış ve haklarını savunma konusunda ikinci derecede yargılamanın şart ve gerekliliğine inanıyor ve bunun da herkese kazandırdığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
6. Yılında İstinaf Değerlendirme Toplantısı, yarın da sürecek.