Ekonomi

Bursa’nın en büyüğü TOFAŞ oldu

post-img
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, Rusya ve sorunlu ülkelerle işbirliklerinin iş dünyasına moral kaynağı olduğunu belirterek, "Hükümetimizin katma değerli ürün konusunda AR-GE yatırım ve teşvikleri ile önümüzdeki engelleri aşıp, 15 Temmuz sürecinden daha güçlü çıkacağız" dedi. Bursa’nın 2015 yılındaki ilk 250 büyük firması Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın yaptığı araştırmayla belli oldu. Ciroya göre, Tofaş, Oyak Renault, Bosch, CLK Uludağ Elektrik, Borçelik, Sütaş, Aknur Döviz, Bursa Ecza Koop, Türk Prysmian, Özdilek Alışveriş Merkezleri Bursa’nın ilk 10 büyük firması olarak belirlendi. 2015 yılının Türkiye’nin iki önemli seçimi ve terör olayları sebebiyle sıkıntılı geçtiğini hatırlatan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, "İş dünyamızın büyük gayretleri sonucu Türkiye’nin yaşadığı düşüşlerden nispeten daha az etkilendik. Bursa Türkiye ortalamasının altında yüzde 50 ihracat daralması yaşarken, işsizlik yüzde 8 altında kaldı. Büyüme 4,5 ulaşırken, bu performans özel sektörün üstün gayretleriyle ortaya çıktı. Bursa’nın 250 büyük firmasını, binin üzerinde firmanın beyanları, resmi kurumlardan gelen bilgilerle hazırladık. Bursa ekonomisinin lokomotif sektörü tekstil, hazır giyim, otomotiv, yan sanayi, gıda, tarım hayvancılık, makine, metal sektörü olmuştur. Yüzde 75 pay almıştır. Firmalar toplam ciroları yüzde 20nin üzerinde artışla önemli performans. Üretimden satışlar yüzde 13 artış gösterdi. İç ve Dış pazar koşullarında reel ciro artışı, artan rekabet gücünün en önemli kanıtıdır. 2015 yılında üretilen katma değerde yüzde 30 sıçrama kaydedilmiştir. Bu artış şehir olarak yüksek katma değerli işlere öncelik vermenin sonucudur" dedi. 250 büyük firmanın ciro toplamının 79 milyar, öz sermayelerinin 20 milyar, net aktiflerinin 59 milyar liraya, istihdamlarının ise 128 bin kişiye ulaştığını kaydeden Burkay, "2015 yılında 250 büyük firmanın ihracatı 10 milyar dolar olarak gerçekleşti. Vergi öncesi dönem karları 4,7 milyar Tl olmuştur. 229 firmamızın karlılıkla kapattığı 2015 yılı, son 19 yılda en fazla firma sayısı ve en yüksek karlılık seviyesi olarak kayıtlara geçti" diye konuştu. "Vatansever insanlarla hedeflere emin adımlarla yürüyeceğiz" Türkiye’nin ekonomik hedefleri odaklanırken, 15 Temmuz’da kalkınma hedefini dinamitleyen darbe girişimi ile karşılaştığını kaydeden İbrahim Burkay, "Her şerden hayır doğduğu gibi bu süreçten de önemli kazanımlarla ayrılacağımıza yürekten inanmaktayız. Milletimizin refahı, ülkemizin hedeflerine yönelik hedeflerin FETÖ tarafından nasıl engellendiğini gördük. Her alanda temizliğin ardından ülkesine, milletine bağlı vatansever insanların görev yapmasıyla, Türkiye bundan sonra hedeflerine emin adımlarla ulaşacaktır. Hükümetimizin ekonomik açılımları, uluslararası alanlarda gerçekleştirmesini önemli buluyoruz. Rusya başta, sorunlu ülkelerle işbirlikleri moral kayağı olmuştur. Hükümetimiz katma değerli ürün konusunda, AR-GE yatırım teşviklerindeki destekleriyle 15 Temmuz sürecinden daha güçlü çıkmamıza imkan sağlayacaktır. 500 milyar dolarlık ihracat hedefi doğrultusunda ihracatçıya yeşil pasaport, yatırımcıya kolaylık, yüksek teknolojide maliyetlerin düşürülmesi gibi vizyon paketi iş dünyamıza yeni başarı hikayeleri yazdıracak niteliktedir" şeklinde konuştu. "Kenetlenme ile 2023 hedeflerine daha yakınız" Kenetlenme ile birlikte Türkiye’nin artık 2023, 2033, 2071 hedeflerine daha da yakın olduğunu anlatan İbrahim Burkay, "Türkiye’de kaos ortamı olduğunu göstermek ve planlanan yatırımları engelleyenleri bertaraf etmek zorundayız. TOBB ve tüm kurumlarla birlikte ülkemizin gücünü demokrasiye bağlılığını anlatma gayreti içindeyiz. Yatırım imkanlarını 7 dilde dünyaya ilan ettik. İhracatçımız ağustos ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 7 artış sağladı. Bütün bu çalışmaların yansıması olmuştur. Bursa’da ağustos ayı ihracatı yüzde 30’a yakın artış gösterdi. Bunu anlamlı bulmaktayız. Darbe girişiminde ülke ekonomisinin ne kadar sağlam temellere dayandığını gösteren Türkiye, iş dünyasına umut vermektedir. Ağustos ayı enflasyon rakamları son 14 ayın en düşük seviyesini görmüştür. Reformlarla birlikte enflasyonu yüzde 5 altına çekerek kalıcı iyileşmeyle beraber reel sektör için uygun finans imkanlarına zemin hazırlayacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu. BTSO olarak bilinçli projeler, katma değeri yüksek ürünler, kümelenme ve URGE projelerine önem verdiklerini belirten Burkay, sözlerini şöyle sürdürdü: “BTSO akademi ile firmaların teknik kapasitelerini geliştirirken, Teknosab ile katma değerli ürünlerin merkezi haline getireceğiz. Yüksek teknoloji üretim havzası için hala önemli beklentilerimiz olduğunu ifade ediyoruz. Rekabet ve performans artacaktır. Merkez Bankası üst üste altı kez faiz indirerek özel sektörün yanında olduğunu göstermiştir. Küresel rekabette özel sektörü öne çıkaracak adımlara her zamandan fazla ihtiyaç vardır. KOBİLER, teminatlandırmadaki kısıtlamaların kaldırılmasıyla kredi garanti fonundan daha fazla yararlanmalı, vergisini düzenli ödeyenlerin ödüllendirilmesi motivasyonu arttıracaktır. Bursa’yı AR-GE, inovasyon ve yatırımla büyütmek için hedeflerimize yürüyoruz. Bayram sonrası tekstil ve teknik mükemmeliyet merkezi MESYEB’in yeni hizmet binalarının açılışlarını gerçekleştireceğiz. 4. sanayi devriminin sembolü Teknosab tanımı bayram sonrası yapılacak. 500 milyar dolar ihracat hedefinde en önemli katkıyı koyacak şehir Bursa’dır. Hedefler içinde 57 bin ihracatçı şirketi 100 bine çıkarmak da vardır. İlave 43 bin ihracatçı şirket KOBİ’lerden çıkacak". “Marmara havzası projesi” Hükümetin son olarak açıkladığı paketin iş dünyasını mutlu ettiğini vurgulayan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, "Gündemi ekonomiye çevirip moral ve motivasyonu yükseltecek gelişmelere ihtiyaç var. Özel sektörün taleplerinin büyük kısmının bu paketle karşılandığını görüyoruz. Marmara havzası derken bir zihniyetten bahsediyoruz. 3-4 yıldır dillendirdiğimiz artık ülkelerden ziyade şehirlerin rekabetinden bahsediyoruz. Amerika’nın zenginliğini Kalifornia, Almanya’nınkini Stutgard yönettiğine göre, Türkiye’nin zenginliğini de Marmara havzası yönetmeli. Bu bölgelerde uygulanan inovasyon, AR-GE tasarıma dayalı uygulamaların Marmara havzasında şekillenmesi gerektiğinden bahsediyoruz. Sadece hükümetin hayata geçireceği uygulamadan ziyade, başta üniversiteler olmak üzere bir çok dinamiğin bu uygulamaları bire bir hayata geçirmesidir. Eğitim kurumlarını, üniversiteleri kentin aklı olarak görüyoruz. Teknosab Türkiye’deki en hızlı projelerden bir tanesi. Türkiye’de Teknosab gibi 10 bölgeye ihtiyaç var" şeklinde konuştu. “AR-GE projesi getirene öz sermaye bizden” Bursa’daki AR-GE şirketinin iki katına çıktığını, sayının 50’ye ulaştığını anlatan İbrahim Burkay, "Şu anda AR-GE merkezi hüviyeti olan şirket sayısı 50 oldu. Bunu çok önemsiyorum. Türkiye’nin 2023 hedefleri içinde, aynı zamanda gayri safi milli hasılanın yüzde 3’ünün AR-GE desteklerine verilmesiyle ilgili hedefler var. 800 milyar dolarlık gayri safi milli hasılada yüzde 1 seviyesinde. Bu rakamlara baktığınızda en üst katkı yaparken en az desteği biz alıyoruz. Türkiye ekonomisine müthiş değer katıyor, 22 milyar lira katkının çok azını alıyoruz. Destek için gelenlere aynısını söylüyorum, proje yapın destek için müracaat edin diyorum. Sürdürebilir proje ürettiğiniz zaman, devlet, (Yüzde 15 öz kaynağını siz koyun, kalanı ben vereceğim) diyor. Bu kriterlerde yaptığınız projenin en az 8/10 yıl ayakta kalması ve fayda üretmesi söz konusu. Biz de BTSO olarak bize gelenleri, (Bakanlıklara sunun, ihtiyacınız olan öz kaynak olsun, biz karşılayacağız) diyoruz. Direkt olarak, (Bizim aklımıza fikir geldi. Bize şu kadar para verin) diyenlere yardımcı olamıyoruz. Projelerimizin tamamını bakanlık ve ilgili mercilere sunup, aldığımız destekle öz kaynağı biz sunuyoruz" şeklinde konuştu.

Diğer Haberler