Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Dilara Ustabaşı Gündüz, afetten etkilenenlere yönelik başlatılan sosyal yardımların ve duygusal desteklerin, toplumsal bağları güçlendiren yönünün göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.
Sosyal Hizmet Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Dilara Ustabaşı Gündüz, afetlerde sosyal hizmet konusunu değerlendirdi. Gündüz, afet sonrasındaki toplumsal iyileşme sürecinin aylar hatta yıllar alabileceğini belirterek, “Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını dikkate aldığımızda insanların ‘yeni’ normale nasıl varacakları bugünün sorununu oluşturmaktadır. Toplumsal iyileşme sürecinin insan hayatının her yönünü çerçevelemesi gerektiği gerçeği dikkate alındığında, toplum temelli oldukça geniş çaplı uzun erimli bir organizasyonun planlanmasının gerekliliği önümüze çıkmaktadır” dedi.
“Küçük büyük her türlü desteğin değer gördüğü ve toplumda birleştirici bir gücü olduğu açıktır”
Afetin neden olduğu ekonomik, psikolojik, sosyal tahribatlar karşısında alınması gereken sorumlulukların bir veya iki kuruma yüklenmemesi gerektiğinin altını çizen Gündüz, “Toplumun yeniden kendine gelmesi ve yaraları sarması noktasında başta afet yönetimiyle ilgili kurumlar olmak üzere tüm kesimlerle el ele vermemiz gerekmektedir. Bu ciddi toplumsal tahribat karşısında çözüm ve toparlanma yine toplumsal kaynaklarla desteklenmelidir. Afetten etkilenenlere yönelik başlatılan sosyal yardımların ve duygusal desteklerin, toplumsal bağları güçlendiren yönü göz ardı edilmemelidir. Özellikle yeniden inşa ve yeni normale dönme çabalarına yönelik gerçekleştirilen küçük büyük her türlü desteğin değer gördüğü ve toplumda birleştirici bir gücü olduğu açıktır. Bu nedenle depremin ilk gününde başlatılan dayanışma ve yardımlaşma ruhu bundan sonraki süreçte de diri tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Afetten en fazla etkilenen incinebilir grupların başında çocukların geldiğini kaydeden Gündüz, "Enkazdan kurtarılan, yakınlarını kaybeden çocuklara yönelik Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı iş birliğiyle birtakım çalışmalar yürütülmektedir. Bu süreçte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından refakatsiz çocuk sorgulama sistemini hayata geçirilerek çocuklarını kaybeden ailelere kolaylık sağlanmaktadır. Refakatsiz çocuklarla çalışacak meslek elemanlarına yönelik bu çocukları tanıma, ihtiyaçlarını anlama ve yanıtlamaya odaklanan özel eğitimler geliştirilebilir. Özellikle afetten kurtularak, vücut bütünlüğü ampütasyon nedeniyle bozulan çocukların ruh sağlığı üzerinde uzmanlardan destek alınmalı ve bundan sonraki hayata uyum çalışmaları desteklenmelidir” şeklinde konuştu.
Gündüz, afet nedeniyle insanların hayatlarının beklenmedik şekilde alt üst olması, yakınlarını kaybetmeleri, incinebilir grupların savunmasız kalması, bazı bireylerin vücut bütünlüğünün bozulması, ciddi ölçüde maddi kayıp ve hasarın ortaya çıkması, afet sonrası yeni normale dönmede yaşanacak güçlükler ve daha pek çok sorunun bu dönemde sosyal hizmet ihtiyacını bir kez daha gündeme getirdiğini söyledi. Gündüz, “İnsanların hayatlarını yeniden inşa etmeleri ve yeni hayatlarına uyum sağlamalarını desteklemeye yönelik beslenme, barınma, istihdam, eğitim, sosyal yardım, psikososyal danışmanlık gibi çok aktörlü iş birliğini gerektiren uygulamalar sosyal hizmetlerin sunumunun etkili olmasında önem taşımaktadır. Bu süreçte sosyal hizmet uzmanları, afetten etkilenenlere geçici barınma, gıda, giyim gibi yardımların temini dışındaki kaynakları koordine etme, incinebilir nüfusun ihtiyaçlarını belirleme, travmayla baş etmede diğer ruh sağlığı çalışanlarıyla iş birliğiyle hareket etme, problem çözme, krize müdahale, uzun dönemli ihtiyaçları belirleme gibi pek çok konuda görev almaktadır. Afet sonrası dönemde sosyal hizmetlerin planlanması ve yönetilmesinde, sosyal hizmet profesyonellerine giderek daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır” diye konuştu.