İzmir’de 2018 yılında yanmış halde cesedi bulunan Özler Yörük cinayetiyle ilgili 8 sanığın yargılandığı davada, 2 sanık beraat ederken, 4 sanığa da 5 yıl 7 ay 15 gün ve ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları verildi.
İzmir Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, 8 Aralık 2018 tarihinde Çamkule Mahallesi 4709 Sokak'taki futbol sahasının yakınında hareketsiz yatan biri olduğu ihbarını aldı. Bölgeye giden polis, kadın cesediyle karşılaştı. Vücudunda ileri derecede yanıklar olan ceset, İzmir Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. Yapılan otopside kadının, boğularak öldürüldüğü ardından da cesedinin yakıldığı ortaya çıktı. Kimlik tespiti yapılamayınca ceset, kimsesizler mezarlığında defnedildi.
Polis olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, kimlik tespiti için mezar açılıp, ceset üzerinden 'yeniden yüzlendirme' yapılarak robot resim elde edildi. Bu resimden yola çıkan polis, cesedin bulunduğu dönemde yabancı uyruklu kadınlar da dahil olmak üzere 796 kayıp dosyasını inceledi. Cesede uygun kriterleri eşleştirerek, kayıp kişilerin yakınlarından DNA örnekleri aldı. Yapılan çalışmalar sonucu cesedin Özler Yörük’e ait olduğu tespit edildi. Boğularak öldürüldükten sonra yakılan Yörük cinayetine ilişkin 12 Ekim 2021’de 5'i İzmir'de, diğerleri Malatya ve Aydın'da toplam 7 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda, 13 şüpheli gözaltına alınıp sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Başka suçtan cezaevinde bulunan, Özler Yörük'ün eski erkek arkadaşı olduğu ve fuhuş yaptırdığı iddia edilen Olcay Altundağ hakkında, bu dosya çerçevesinde de tutuklama kararı çıkarıldı. Şüphelilerden 7’si emniyetten serbest bırakıldı. Adliyeye sevk edilen 6 kişiden Altundağ'ın yakınlarının da aralarında bulunduğu 4 kişi tutuklandı, 2 kişi ise adli kontrol şartıyla salıverildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Olcay Altundağ, Bülent Özmen, Umut Balbey ve Hülya Balbey hakkında ‘canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘bir kimseyi fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek’, ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından, C.Z. ve M.T. hakkında ‘suçu bildirmeme’, Ü.A. ve M.A.A. hakkında ise ‘yardım etme’ suçlarından dava açıldı. İddianame, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, olayla ilgili olarak Olcay Altundağ (32), Bülent Özmen (45), Umut Balbey (30) ve Hülya Balbey (56) tutuklandı, Ü.A. (39), C.Z. (32) ve M.T. (29) ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Olcay Altundağ, Bülent Özmen, Umut Balbey ve Hülya Balbey, SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Celsede iddia makamı, önceki celsede mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı.
“Asla öldürmek istemedim”
Eşi olduğunu söylediği Özler Yörük’ü kasten öldürmediğini savunan tutuklu sanık Olcay Altundağ, “Ben Özler’i kasten öldürmedim. Asla öldürmek istemedim” dedi. Tek suçunun bu olayı emniyete bildirmemek olduğunu söyleyen tutuklu sanık Bülent Özmen ise “Bu olayın ne ortasında, ne başında ne sonunda varım” diyerek suçsuz olduğunu söyledi.
Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar M.T. ve Ü.A. hakkında beraat kararı verirken, Olcay Altundağ’a ‘Kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘Çocukları hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 17 yıl 6 ay, ‘Fuhşa aracılık’ suçundan 7 yıl 6 ay, Umut Balbey’e ‘Kasten öldürmeye yardım’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ sucudan 17 yıl 6 ay, ‘Fuhşa aracılık’ suçundan 7 yıl 6 ay, Bülent Özmen’e ‘Öldürmeye yardım’ suçundan 20 yıl, ‘Fuhşa aracılık’ suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün, Hülya Balbey’e ‘Öldürmeye yardım’ suçundan 18 yıl, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi.