Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Karainebeyli köyünde eğitimci Nazmi Arıkan (69) ile şoförü Şerif Eker'i (46) öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Ufuk Akçekaya’nın ikinci duruşması, Çanakkale 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katılan sanık Ufuk Akçekaya’nın, Nazmi Arıkan cinayetinin işlendiği gece, duruşmada dinlenen tanık Ganime Yıldız’ın verdiği ifadesinde, Gelibolu otogarında telaşlı ve panik halinde olduğu, çamurlu olan üzerini değiştirerek, deniz şortu ve parmak arası terlik ile İstanbul’a gittiği belirtildi. Akçekaya savunmasında tahliyesini talep ederken, müşteki avukatı Kaan Karcılıoğlu, mahkeme heyetinden Akçekaya hakkında en ağır cezanın verilmesini talep etti. Duruşma 20 Mart’a ertelendi. Sanık Akçekaya’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Fen Bilimleri Eğitim Kurumları kurucusu evli ve 2 çocuk babası Nazmi Arıkan, şoförü Şerif Eker ile geçen yıl Kurban Bayramı tatili için Gelibolu'nun Karainebeyli köyünde küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan çiftliğine geldi. Çiftlik çalışanları, 13 Temmuz günü öğle saatlerine kadar Arıkan ve Eker'i göremeyince şüphelendi. Telefonla da ulaşılamayınca kontrol için çiftlik evine giren çalışanlar, Arıkan ile Eker'i kanlar içerisinde buldu. İhbarla çiftliğe jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Arıkan ve Eker'in çok sayıda bıçak darbesiyle öldürüldüğünü belirledi. Yapılan otopside Arıkan'da 12'si öldürücü 47, şoförü Şerif Eker'de ise 27'si öldürücü 66 kesici ve delici alet yarası tespit edildi. Otopsinin ardından Arıkan ve Eker'in cenazeleri, 15 Temmuz'da İstanbul'da toprağa verildi. Başlatılan soruşturma kapsamında çifte cinayetin şüphelisi iddiasıyla Tokatspor Kulüp Başkanı Ufuk Akçekaya, İstanbul'da yakalanıp gözaltına alınarak, tutuklandı. Olayla ilgili soruşturma tamamlanıp, iddianame hazırlandı. İddianamede savcı, Akçekaya için 'tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' ve 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme suçundan' ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Eğitimci Nazmi Arıkan ile şoförü Şerif Eker'i öldüren Ufuk Akçekaya’nın, Çanakkale 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde 2’nci duruşması görüldü. Sanık Akçekaya, duruşmaya SEGBİS’le katıldı. Duruşmada tanık ve sanık avukatları hazır bulundu. Tanık Şaban Girgin, yurtdışında olduğu için dinlenemedi. SEGBİS ile duruşmaya katılan tanık İsmail Çelik, Nazmi Arıkan ile bir eğitim konferansında tanıştıklarını, Ufuk Akçekaya ile ise Beykent Eğitim Kurumları marka ortaklığından dolayı tanıştıklarını söyledi. Çelik, cezaevinde tutuklu bulunan Akçekaya'nın kendisine, eşine ve çocuklarına yönelik tehdit mesajları içeren mektup yazdığını belirterek, "Şu anda orijinal kopyası elimde. Hatta bunu eşime yazmış. Daha önce de bana yazdığı mektupta var. İlişikli olduğumuz kurumlara yazıyor. Burada herkesin ismini tekrar tekrar geçiriyor. Kendisini unutturmamaya çalışıyor. Hani derler ya aba altından sopa göstermek, kısmen de böyle bir şey yapıyor. Bunun başka bir anlamı yok. Bunlar arzu edilir ise mahkemeye sunulabilir. Bu mektuplarda 'eşim kocasız kalacak', 'çocuklarım babasız kalacak' gibi bir takım ifadeler de var. Bu açık bir tehdit değil mi" dedi.
Ufuk Akçekaya ise tanığın bu ifadesi üzerine bu söylemleri kendisinin eşi ve çocuklarını belirterek söylediğini anlattı.
Cinayetin işlendiği tarihten Gelibolu otogarından İstanbul'a gitmek için otobüs bekleyen yolculardan tanık olarak dinlenen Ganime Yıldız ise, o gece 01.10 otobüsüne bineceklerini ancak otobüsün rötar yapması nedeniyle Gelibolu'dan saat 02.05 ya da 02.10 civarında ayrılıklarını belirtti. Otogarda bekledikleri sırada üzeri çamurlu giysili ve panik halindeki bir kişinin buraya geldiğini ifade eden Yıldız, "Ben hiç kimseyi tanımıyorum. Otogara bu sırada üzeri çamur içinde olan panik halinde ve heyecanlı bir beyefendi geldi. Yanımdaki kişi adam tarladan otobüse seyahate geliyor diye espri yaptı. Sonra bu beyefendi içeriye girdi. Sanıyorum benim de bilet aldığım şirketten ona yer buldular. Geri döndüğünde üzerini değiştirmişti. Çamurlu kıyafetleri yoktu. Bir deniz şortu ve parmak arası terlik giymişti. Aynı otobüs ile İstanbul'a yolculuk ettik. İstanbul'da ise Alibeyköy cep otogarına geldik. Yine heyecanlı ve panik haliyle koşarak otobüsten indi. Koşarak benden önce taksi sırasına girdi" diye konuştu.
Ganime Yıldız, bu olayın ardından Samsun'a bir yakınlarının düğününe gittiğini, burada haberleri izlerken söz konusu cinayetin haberini gördüğünü ve görüntülerdeki kişinin Gelibolu'da otogarda kişi olduğunu hatırlaması üzerine durumu yakınlarına anlattığını, ardından da savcılığa giderek ifade verdiğini sözlerine ekledi.
Nazmi Arıkan'ın avukatlarından Nevzat Kaan Karcılıoğlu ise mahkeme heyetine 29 sayfalık savunma dilekçesi verdiklerini hatırlatarak, sanık Ufuk Akçekaya'nın herhangi bir indirim uygulanmadan, pişmanlık ibaresinin de göstermemesi nedeniyle en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ettiklerini belirtti.
Akçekaya ise suçlamaları reddederek, “Ben yapmadım. Bir insan bir insanı bıçaklarken üzerinde nasıl DNA'sı çıkmaz. Ben Nazmi Arıkan'ı öldürdüysem neden üzerinde DNA'm çıkmadı. Nazmi Arıkan 'gelip beni öldür mü' demiş. Olay yerinde 5 tane parmak izi var. Neden bunun üzerine düşülmüyor. Nazmi Arıkan'ın üzerinde benim DNA'm çıkmadı, neden bunun üzerine düşülmüyor. Peçetede başka bir kişinin izi var. Bunun neden üzerine düşülmüyor. Ben Rambo'muyum ki insanları orada 14 dakikada halledeyim. Benim iki tane çocuğum var, eşim mağdur. Ben yapmadığım bir suçtan dolayı buradayım. Ben köye gitmediğimi inkar etmiyorum. Tutuksuz yargılanmamı talep ediyorum” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için 20 Mart'a erteledi. Sanık Ufuk Akçekaya’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.