Bursa

Celal Sönmez uyudu, yeni sahipleri yaptı

post-img

Türkiye, her ne kadar zaman zaman hedeflerinden sapmalar yaşasa da planlı kalkınmayı Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana bir devlet politikası olarak sürdürmeye çalışıyor. Bugün geldiğimiz noktada artık plan yapmak sadece ülkenin değil, şehirlerin, hatta işletmelerin de ayakta kalabilmesinin en önemli koşulu.

Bu anlamda yerelde kalkınmanın motor gücü olarak devreye giren kalkınma ajanslarının önemi giderek artıyor. Bursa, Eskişehir ve Bilecik’i kapsayan BEBKA’nın faaliyet alanlarında karşımıza çıkan yatırımlar aslında bu planlı büyüme vizyonunun sahadaki karşılığı. Kimi zaman bir dağ köyünde, kimi zaman bir fabrikanın giriş tabelasında “BEBKA desteğiyle yapılmıştır” ifadesini görmek bu yüzden tesadüf değil.

BEBKA Genel Sekreter Vekili Sabri Bayram’ın Bursa Hakimiyet’e yaptığı ziyarette açıkladığı “Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı” işte bu yol haritasının somut adımlarından biri. Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi’nin üç ayağından biri olan program, 2030 yılına kadar her yıl güncellenecek ve illere özel dört yatırım alanını destekleyecek.

Bursa için belirlenen dört başlık dikkat çekici:

*Sismik İzolatör Üretimi

*Metal İşlemeye Mahsus 5 Eksen İşleme Merkezi Üretimi

*On-Shore Rüzgar Türbini Üretimi

*Biyopolimer Malzeme Üretimi

Bu alanların her biri, Bursa’nın sanayi kültürüne ve üretim kapasitesine uygun olduğu kadar, geleceğin dünyasında söz sahibi olabileceğimiz stratejik sektörler. Depreme dirençli şehirlerden yenilenebilir enerjiye, yüksek teknoloji makinelerden çevre dostu malzemelere kadar geniş bir vizyon var karşımızda.

Programın en dikkat çeken yanı, belirli bir fon sınırlaması olmadan, çok güçlü teşviklerle yatırımı cazip hale getirmesi. KDV ve gümrük muafiyetlerinden, uzun süreli SGK prim desteklerine, faiz ve makine-teçhizat katkılarından yatırım yeri tahsisine kadar geniş bir paket sunuluyor. Yatırımlarda yüzde 80’e varan teşvik oranlarıyla adeta “gel, üret, büyüt” çağrısı yapılıyor.

Bayram’ın ifadesiyle bu teşviklerin temel hedefi, yerelin potansiyelini harekete geçirmek. Bursa gibi Türkiye sanayisinin kalbi olan bir şehirde bu çağrı, sadece yeni fabrikalar demek değil, aynı zamanda yeni istihdam, yeni teknoloji, yeni bir rekabetçilik hamlesi demek.

Teşvik programı için başvurular 1 Ağustos’ta başladı ve 30 Eylül’e kadar sürecek. BEBKA, üç ilde geniş katılımlı toplantılarla sanayicileri bilgilendirdi. Bu kısa sürede yatırımcıların projelerini hazırlaması ve başvuru yapması gerekiyor. Çünkü belki de önümüzdeki yılların en büyük fırsat penceresi bu dönemde açılıyor.

Bursa, Türkiye’de üretilen her iki araçtan birinin üretildiği, ihracatta ülke dördüncüsü olan, 17 OSB’si ve 1 serbest bölgesiyle zaten güçlü bir üretim üssü. Ancak küresel rekabetin sertleştiği, teknolojinin hızla değiştiği bu çağda sadece bugünü korumak yeterli değil. Yarınların dünyasında da ayakta kalabilmek için planlı, stratejik ve yenilikçi yatırımlar şart.

BEBKA’nın açıkladığı yeni teşvikler, işte tam da bu ihtiyaca cevap veriyor. Şimdi mesele, sanayicinin ve girişimcinin bu çağrıyı duyması ve Bursa’nın geleceğine yatırım yapması. Çünkü planlı büyüme ancak sahada karşılık bulduğunda anlam kazanıyor.

BURSA’NIN ASIRLIK HAFIZASI BURADA

Bir kentin geleceğini inşa etmenin yolu, geçmişini korumaktan geçiyor.

Çünkü tarihinden ve hafızasından beslenmeyen hiçbir şehir kalıcı bir gelecek kuramaz.

Bursa bu anlamda özel bir yere sahip. Osmanlı’nın ilk başkenti olmasının yanı sıra, Türk basın tarihinde de İstanbul’un ardından gazete basılan ilk kentlerden biri olması boşuna değil. Yazılı basının altın çağında Bursa öyle bir ivme yakaladı ki, yerel gazetelerin tirajları birçok ulusal gazeteyle yarışıyordu. O yıllarda Bursa için “küçük Babıali” benzetmesi yapılması tesadüf değildi.

Bursa basınının amiral gemisi olan Bursa Hakimiyet de bu tarihin en güçlü taşıyıcılarından biri. 11 Eylül’de 52’nci yaşına girecek gazetemiz, sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin yerel basın belleğinde önemli bir kilometre taşı.

Üstelik yalnızca kâğıda basılı sayfalarda kalmadı; son yıllarda konvansiyonel yayından dijitale geçişte attığı adımlarla yerel internet medyasının öncülerinden biri oldu.

Geçtiğimiz aylarda iki ayrı olay, Bursa Hakimiyet’in arşivlerinin aslında ne kadar kıymetli olduğunu bana bir kez daha gösterdi.

Bursa Uludağ Üniversitesi’nin 50’nci yılı için kapsamlı bir tarih araştırması yapan Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, çalışmalarında Bursa Hakimiyet arşivlerinden yararlandığını anlattı ve devamında şu soruyu sordu:

GAZETENİN DİJİTAL ARŞİVİ VAR MI?”

Benzer bir hatırlatma da üniversitenin Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nden Dr. Özhan Sağlık’tan geldi. Katıldığımız bir televizyon programında, kent belleği açısından dijital arşivlerin önemini vurgularken Bursa Hakimiyet’in bu alandaki rolüne dikkat çekmişti.

Dün, BEBKA Genel Sekreter Vekili Sabri Bayram gazetemizi ziyaret ettiğinde bu konuyu açtım. Birlikte gezdiğimiz arşivimizin dijital ortama aktarılması için nasıl bir proje yapılabileceğini sordum. Kendisi de BEBKA’nın kültürel konularda da proje üretebildiğini, uzmanların bu konuyu inceleyebileceğini söyledi.

İşte mesele tam da burada düğümleniyor. Çünkü Bursa Hakimiyet sadece bir gazete değil; yarım yüzyılı aşkın süredir bu şehrin nabzını tutan, haberleriyle, köşe yazılarıyla, manşetleriyle Bursa’nın sosyal, siyasi, kültürel hafızasını biriktiren bir kurum.

Bugün dönüp baktığınızda, kentin siyasetinden ekonomisine, sanayisinden kültür-sanatına kadar her alanda yaşanmışlıkları en net şekilde Bursa Hakimiyet arşivlerinde bulabilirsiniz. Bu arşiv, sadece gazeteciler için değil; akademisyenler, araştırmacılar ve öğrenciler için de benzersiz bir kaynak değerinde.

O yüzden Bursa Hakimiyet’in dijital arşivinin oluşturulması, aslında sadece bir gazetenin değil, Bursa’nın hafızasının geleceğe taşınması anlamına geliyor.

Diğer Haberler