Sakarya’nın Akyazı ilçesinde yapılan spor kompleksinin açılışı için kente gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önemli mesajlar verdi. Erdoğan, “Londra’daki tefecilerden 300 milyar dolar getirecekmiş veya getirmiş. Eroin, esrar kaçakçılarının paralarını buraya getirecekmiş. Düşünebiliyor musunuz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akyazı Spor Kompleksinin açılışı için Sakarya’ya geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik etti. Açılış töreninde alanda kendisini bekleyenlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına ‘Sakarya’ şiiri ile başladı. “Akyazı’dan buraya caddenin sağında, solunda vatandaşlarımızı gördük. Bu bir şeyi gösteriyor; Akyazı ne diyor biliyor musunuz? ‘Biz 14 Mayıs’a hazırız’ diyor” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sakarya ne diyor? ‘Biz gümbür gümbür akıyoruz, 14 Mayıs’a hazırız’ diyor. İnşallah 14 Mayıs’ta Bay Bay Kemal’i gönderiyor musunuz? Onun buradaki uzantılarına gereğini yapıyor musunuz? Cumhur İttifakına Sakarya’da yola devam diyor musunuz? Ben de sizlere şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum. ‘Sakarya, saf çocuğu masum Anadolu’nun. Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun.’ Öyle mi? Öyleyse 14 Mayıs’ta bunlara gereken dersi vermemiz lazım. Ben Sakarya’nın bu dersi vereceğine inanıyorum. 21 sene değil, 40 yıl dik durduk, dikleşmedik bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim kendi hikayemiz de milletimizi sevmekle, ülkemizi sevmekle vatandaşımızı sevmekle başladı. Her günümüze, her haftamıza, her ayımıza, her yılımıza bu aşkla, bu sevdayla başladık ve devam ettik. Bu yıl 6 Şubat depremlerinde yaşadığımız kayıplar sebebiyle Ramazan ayını ve bayramı tabii buruk karşıladık” diye konuştu.
“Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızı asla yalnız bırakmadık”
Alandakilere, “Ben sizlere inanıyorum” diyerek seslenen Erdoğan, “Evelallah bizim hareketimizde hanım kardeşlerimizin yeri çok farklı. Hep ne derim; ‘Kale, içerden fethedilir.’ Bu ne demektir? Yani hanımlar bu konuda kararını verdi mi, bu iş bitmiştir. Hamd olsun imanımızın bir gereği olarak, umudumuzu asla yitirmedik. Ne diyor şair; ‘İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız paslı yürek sinede yüktür’ ne demek istediğimi anladınız değil mi? Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızı asla yalnız bırakmadık. Dün de Kahramanmaraş’taydım, Nurdağı’ndaydım. Orada konutların teslimini yaptık. Bugüne kadar Cumhur İttifakı olarak 4 kez, 5 kez bölgeye gittik. Ama birileri de turist olarak gittiler. Biz turist olarak değil, iş yapmaya gittik. Asrın felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Sakarya bu acıyı iyi bilir. Bundan 24 sene önce 1999’da Sakarya ile birlikte Marmara bölgemizin tamamında meydana gelen depremin acı hatıraları yüreklerimizde hala tazedir. Türkiye bugün 1999’a göre her bakımdan fersah fersah ileride bir ülke olarak, 6 Şubat depremlerinin yaralarını daha hızlı sarıyor. Depremin 75. günü ilk köy evlerini teslim etmeyi başaracak süratle çalıştık. İnşallah 657 bin yeni konut inşa ederek, deprem şehitlerimizi ayağa kaldıracağız. Ülkemizin tamamını depreme hazırlamak içip kapsamlı kentsel dönüşüm projeleri yürütüyoruz. Muhtemel bir depremde en büyük tehditle karşı karşıya olan İstanbul ile başlayarak tarihi bir dönüşüm kampanyası başlatıyoruz. İstanbul’da riskli konutunu dönüştürmek isteyen vatandaşlarımıza dönüşüm bedelinin yarısını hibe olarak veriyor, kalan yarısına da çok uygun şartlarda borçlanma imkanı getiriyoruz. İnşallah her il 300 bin konutu bu şekilde dönüştürerek, 5 yıl içinde İstanbul’daki riskli yapıların tümünü yenilemeye hedefliyoruz. Ülkemizin tamamında riskli yapıları dönüştürecek çalışmaları da elbette ihmal etmiyoruz. Huzur olmadan, emniyet olmadan, istikrar olmadan, yatırım olmadan, üretim olmadan kalkınma olmadan geleceğimize nasıl güvenle bakabiliriz. Bizim milletimize en büyük vaadimiz işte budur. Bay Bay Kemal’in bu tür vaatleri var mı? Hak getire, bol bol yalan” şeklinde konuştu.
“Londra’daki tefecilerden 300 milyar dolar getirecekmiş”
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘300 milyar dolar buldum’ açıklamasına da değinen Erdoğan, “Londra’daki tefecilerden 300 milyar dolar getirecekmiş veya getirmiş. Eroin, esrar kaçakçılarının paralarını buraya getirecekmiş. Düşünebiliyor musunuz? Bay Bay Kemal’in işi Kandil’deki teröristlerle, bu teröristlerin parlamentodaki uzantılarıyla. Sormak lazım CHP’li kardeşlerime, bu adam parlamento odasında niçin PKK’nın uzantılarıyla görüşüyor. Neden genel merkezinde görüşemiyor? Acaba o kapalı kapılar arkasında ne görüştü? Ne yaptı? Açıkla. Açıklayamaz. Ne diyorlar; Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan Selo’yu çıkaracakmış. Ne diyor; terörist başı Öcalan’ı çıkaracakmış. Değerli kardeşlerim, bu ülke terör devleti değildir. Bu terör örgütlerinin oyuncağı değildir. Peki Bay Bay Kemal bunları söylerken Bayan Meral ne söylüyor? Aykırı bir ifadesi var mı? ‘Ya sen ne diyorsun ortak’ diyor mu? Bu 7’li masa iyice dağıttı. Şimdi bu 7’li masayı Sakaryalı kardeşlerim, Akyazılı kardeşlerim, 14 Mayıs’ta da siz dağıtacaksınız” ifadelerini kullandı.
“TCG Anadolu uçak gemimizi İzmir’e uğurlayacağız. İnşallah oradan farklı mesajlar vereceğiz”
TCG Anadolu uçak gemisini İzmir’e uğurlayacaklarının altını çizen Erdoğan, “‘7 düvel, 7'li masa sana vız gelir büyük usta’ demişler. Çok az geldi geliyor. Milli muharip uçağı diyorlar. Kazanan Türkiye. Togg’un varsa baz gaza diyorlar. Mavi vatanın bekçisi TCG Anadolu’yu bugün Sarayburnu’ndan Karadeniz’e uğurladık. Son 1 hafta 10 günde TCG Anadolu uçak gemimizi İzmir’e uğurlayacağız. Şöyle 1 hafa 10 günde İzmir’de kalmasında fayda var. Ne anlama geliyor anladınız değil mi? Fazla teferruata girmeyeyim. İnşallah oradan farklı mesajlar vereceğiz TCG Anadolu ile. TCG Anadolu’ya ‘maket gemi’ diyen bu 7’li masanın mensuplarına en güzel cevabı şu ana kadar bu gemimizi ziyaret eden 70 bin, 80 bin kişi verdi. Bu insanlar durup dururken oraya gelmedi. Saatlerce kuyrukta beklediler. Neden? Bu muhteşem eseri görmek için. Yahu bu ülkede bir toplu iğneyi yapamayan dönemlerden geliyoruz. Şimdi İHA’larımızı yapıyoruz, SİHA’larımızı yapıyoruz, Akıncı’mızı yapıyoruz. Öbür tarafta Kızıl Elma’yı da yapıyoruz. E bu tabii bunları rahatsız edecek. Arifiye’de bugün Altay tankımızı silahlı kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Allah’a hamd olsun sonunda onu da yaptık. Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma altyapısı üzerinde Türkiye yüzyılını inşa etme sözüyle bir kez daha karşınızdayız. Afete hazırlık yanında diğer alanlarda da ülkemizi ve milletimizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlayacak adımlar atıyoruz. Sizlerle buluşmaya gelmeden önce işte az önce söyledim. TCG Anadolu’yu Karadeniz’e uğurladık. Ama bir şey var. Bu bize yeter mi? İnşallah 14 Mayıs’ta bu görevi bize vermeniz halinde ikinci adım ne biliyor musunuz? Bu uçağın, iki kat büyüklüğündeki uçağın ön görüşmelerini belli ülkelerle yaptım. Onun iki büyülüğündeki uçak gemisini de yapacağız. Böyle de mavi denizlere bizim uçak gemimiz çok daha farklı bulunacak. Aynı şekilde denizaltılarımız öyle bulunacak. Sakarya ülkemizin önde gelen sanayi, ticaret ve tarım şehirlerinden biri. Şehrimize bugüne kadar kazandırdığımız yatırım ne biliyor musunuz? 89 milyar liralık eser ve hizmeti bu anlayışla Sakarya’da hayata geçirdik. Bu buluşmamızda aynı zamanda Akyazı Spor Kompleksimizin resmi açılışını da yapıyoruz. Birazdan da Arifiye ilçemize geçiyoruz. Savunma sanayimizin önemli bir projemizin yeni bir aşamaya geçişine şahitlik edeceğiz. Geçtiğimiz haftalarda ülkemizin ilk yerli ve milli otomobilimizin piyasaya çıkışının sevincini hep birlikte yaşadık. Aynı şekilde Türk savunma sanayinin sembol eserlerinden TCG Anadolu gemimizin hizmete alınma gururunu milletimizle yaşadık. Bitti mi? Zonguldak Filyos’ta Karadeniz Gazının devreye alınması törenini Sakarya adıyla gerçekleştirdik. Devamlı birbirlerine söz veriyorlar. ‘Erdoğan gitmesi lazım’ diyorlar. Çünkü Erdoğan giderse meydan boş kalacak, o zaman at oynatmaya başlayacaklar” dedi.
“Aile ve Gençlik Bankasını kuruyoruz”
Aile ve Gençlik Bankasını kuracaklarını ifade eden Erdoğan, “Bu ne demek? ‘Kaynağını nereden bulacaksınız’ diyenlere cevap. Bay Bay Kemal tefecilerden buluyor, eroinmanlardan buluyor, esrarkeşlerden buluyor. Biz kaynağını Karadeniz Gazı gibi ülkemizin doğal zenginliklerinden alan bu bankayla aile kurumunu güçlendirecek pek çok çalışmanın finansmanını buradan temin edeceğiz. Norveç, kendi doğalgazının petrolünün belli bir oranını, yüzde 25 gibi rezerve gibi kullanır ve gençliğine onu tahsis eder. Aynı benzerini biz ülkemizde yapacağız. Ev kadınlarımızın emekliliğine, priminin 3’te birini ödeyerek, destek vereceğiz. Böylece isteyen her ev hanımımız, oldukça kolay şartlarda emekli olarak, kendi gelirine sahip olma imkanına kavuşacak. Gençlerimizin eğitiminden, istihdamına, iş kurmasından evlenmesine, hayata başlarken attığı her adımda yanında olacağız. Eğitimin her seviyesinde burs imkanını genişleteceğiz. Üniversiteye yeni başlayan gençlerimize, bir kez vergisiz cep telefonu ve bilgisayar alma hakkı tanıyacağız. Meslek öğrenerek hemen hayata atılmak isteyen gençlerimizin eğitimine ve işe başlamasına öncülük edeceğiz. Her aileden en az bir kişinin işe girmesini temin ederek, gençlerimizin istihdamını kolaylaştıracağız. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize hibe ve kredi desteği sağlayacağız. Evlenecek gençlerimizin gönül huzuruyla yuvalarını kurabilmeleri için 2 yılı ödemesiz, 48 ay vadeli, 150 bin lira faizsiz kredi vereceğiz. Parayı yönetmek, finansmanı yönetmek böyle olur Bay Bay Kemal, tefecilerden para alarak değil” diye konuştu.
"Her türlü yanlış yola gidenlere yapacağımız yasal düzenlemelerle gereken dersi vereceğiz"
‘Türkiye Yüzyılı'nın inşasını sizlerle birlikte başaracağız’ diyerek konuşmasına devam eden Erdoğan, “Bunları söylerken, günlük hayatımızı olumsuz yönde etkileyen ekonomideki sıkıntıları da unutmuyoruz. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürerek adımları kararlılıkla atmayı sürdürüyoruz. Bazı ürünlerde sıkıntılar yaşadık. Fahiş artışlar da oldu. Biz bunlara karşıda gereken tedbiri aldık, alıyoruz. 14 Mayıs’tan sonra, özellikle gıdada bu çeşitli gıdalar olabilir, her türlü yanlış yola gidenlere yapacağımız yasal düzenlemelerle onlara da gereken dersi vereceğiz. Şundan emin olunuz; Biz TOGG’u, Anadolu gemimizi, Kızıl Elma insansız uçağımızı, İmece uydumuzu önemsediğimiz kadar, manavdaki soğanı, domatesi, salatalığı, kasaptaki eti, marketteki sütü de önemsiyoruz ama diğerlerinden farklı olarak biz bunları birbirinden ayrı görmüyoruz. Her kim, ‘Ben bunları yapmadan size ekmek vereceğim, para vereceğim’ diyorsa emin olun bunlar yalan söylüyor. İşte bunlardan bir tanesi Bay Bay Kemal’dir. Hayatı yalan” ifadelerini kullandı.
Göreve geldiklerinde 25, şu anda ise 58 tane havalimanı olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Nereden nereye. Hastanelerimiz, ah kardeşlerim ah. Şu şehir hastaneleri geçmişte bu tür şeyler var mıydı. Bay Bay Kemal SSK hastanelerinde genel müdürlük yaptı. Onun genel müdür olduğu dönemlerde Savaş Ay’ın meşhur videosu vardı. O hastanelerin hali neydi? Şimdi şehir hastanelerimizi görüyorsunuz. Dünyada Türkiye’ye akın akın gelenler var. Niye geliyorlar? Kaşımıza, gözümüze değil. Bu hastanelerimizin hijyen gerçekten onları mutlu ediyor. Çam Sakurası’ndan tutun, Murat Dilmener, Pakize Öz, bütün bu hastaneler. Bütün bunların yanında Kocaeli Şehir Hastanesi’nin açılışını yaptık. O da muhteşem oldu. Şimdi önümüzde İzmir var, İzmir’i açacağız. 20 vilayette bu hastaneler devam ediyor" şeklinde konuştu.
“Bakkala ekmek almak için göndermeye bile güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet eder misiniz?”
Türkiye’nin 14 Mayıs’ta sandık başına gideceğini hatırlatan Erdoğan, “Her seçim bir yol ayrımıdır. Her seçimde milletimizle birlikte bu yol ayrımını yaşadık. Milletimiz 2007 seçimlerinde vesayet ile milli irade arasında tercih yaptı. Milletimiz 2011’de, 2023 hedeflerimizle eski Türkiye ile seçimlerde bulundu. Milletimiz 2015 seçimlerinde PKK’nın vatanımızı bölme, FETÖ’nün ülkemizi ele geçirme saldırılarıyla istiklalimiz ile istikbalimiz arasında bir tercihe yöneldi. Milletimiz 2018 seçimlerinde 15 Temmuz darbe girişimine cevabını, yeni yönetim sistemimize sahip çıkarak verdi. Bugün yine bir seçim arifesindeyiz. Bir tercihle karşı karşıyayız. Bir taraftan depreminden, milli teknoloji hamlesine, bölgesindeki egemenlik haklarından, küresel siyasi ve ekonomi güç olma hedefine tüm başlıklarıyla Türkiye Yüzyılı var. Diğer yandan, 7’li masanın ve onların en hararetli savunucuları haline gelen PKK ve FETÖ elebaşlarının hayali olan emperyalistlerin boyunduruğundaki Türkiye özlemi var. Buradan CHP’ye ve onunla birlikte hareket eden partilere gönül veren kardeşlerimize sesleniyorum; kendinizin ve evladınızın geleceğini bu 7’li kavga masasına emanet eder misiniz? Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini bu kumar masasına emanet eder misiniz? Buradan milletimin tüm fertlerine sesleniyorum; hanımlar, bakkala ekmek almak için göndermeye bile güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet eder misiniz? Beyler, dükkanınızı atölyenizi, tezgahınıza 5 dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler, dersinize yardım etse, verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Ah benim çiftçi kardeşim, önüne 3 keçi katsanız akşama hepsini kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim, kendi müessesenizde vasıfsız eleman olarak bile çalıştıramayacağınız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşlerim, oturduğun apartmana yönetici olarak seçmeyeceğin birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misin? İşte bunun için 14 Mayıs’ta tercihimizi doğrudan yana yapmalıyız. Biz milletimizi deprem yıkıntılarının altından kurtarmakla uğraşırken, anlaşılan o ki kendi kendine gaza gelen Bay Bay Kemal, bir ara ciddi ciddi ülkenin başına gelebileceğine inanmış. Sonra milletimizin ferasetinin farkına varınca sandıkta bir kez daha hüsrana uğrayacağını anladı. Bu hırsla da milletimizi birbirine düşürmek için her gün yeni bir fitne ateşi yakmaya başladı. Önce küresel güçlerin en yıkıcı silahı haline gelen, sapkın akımların, kim onlar? Bunlar LGBT’ci. İYİ Parti LGBT’ci, HDP LGBT’ci, CHP o da öyle. Fakat AK Parti bu işlerin tam karşısında. Öyle mi? MHP tam karşısında, bunun yanında Yeniden Refah Partisi öyle, Büyük Birlik Partisi öyle, HÜDAPAR öyle. Bizler Cumhur İttifakı olarak LGBT’nin tam manasıyla karşısındayız. Bizim için aile kutsaldır, toz konduramayız. Bunların öyle bir derdi yok. Biz aile kurumumuza eyvallah dokundurmayacağız. Bunlar ne diyor, utanmadan sıkılmadan. Gelince, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracakmış. Ya benim milletim size ‘Yürü’ demez. Siz Diyanet İşleri Başkanlığı’nı nasıl kaldıracaksınız ya? Siz ne hayasızsınız. Bay Bay Kemal bu milletin mayası sağlam. 14 Mayıs’ta da sana gereken dersi verecek. Milletimizin değerlerine sahip çıktığınız ve bu yolda ilerlemeyeceğini görünce kendini nereye adadı? Cami, türbe gezmeye verdi. Bugüne kadar neredeydin ya? Neler söylüyor neler. Ardından kendini PKK’nın güdümünden kurtaramayan 7. ortağı HDP’nin duyduğu utancı gizlemek için benim Kürt kardeşlerimi tahrik etmeye başladı. Benim Kürt kardeşlerim bizim Rabbimizin hükmü gereği, ayrıma tabii tutulmadan bizim kardeşimizdir. Biz ancak inananlar kardeştir hükmü gereğince birbirimizin kardeşiyiz. Avrupa ve Amerika’daki kimi hain çevrelerin yıllardır dillendirdiği sinsi iddiaları tekrarlayarak bölücülerin ekmeğine yağ sürdü. Kürt kardeşlerimiz sicilini de, çapını da, okkasını da bildikleri bu zata itibar etmedikleri için bu hamlesi de karşılık bulamadı. Bunun üzerine daha tehlikeli, daha yakıcı bir fitne ateşiyle ortaya çıkarak, mezhebi kimliğine vurgu yaptı. Halbuki bu zata bu zamana kadar kimse inancını, mezhebini, meşrebini sormadı. Bu zatı kimse bu kimlikleri üzerinden herhangi bir ithama maruz bırakmadı. Tam tersine bu ülkede bürokrat oldu, genel müdür oldu, milletvekili oldu, parti genel başkanı oldu. Peki öyleyse niçin yaşın 74’e geldikten sonra mezhebi kimliğinle kamuoyunun huzuruna çıkma ihtiyacı duysun? Biz bugüne kadar hep ne dedik; ‘Bizim Sünnilik diye bir dinimiz yok, Alevilik diye bir dinimiz yok.’ Bizim dinimizin tek bir adı var o da İslamdır. Dini kimliğimizin tek bir adı var o Müslümanlıktır. Bay Bay Kemal sen buradan hareket et. Ne karıştırıyorsun bunları? Kim sana böyle bir şey sordu ki” ifadelerini kullandı.