Tüm Türkiye’yi etkileyen 6 Şubat’taki deprem felaketinde Kahramanmaraş'ta 2 oğlu ve eşini kaybeden depremin 10’uncu gününde kurtarılan 48 yaşındaki Ayşe Bayır’ın enkaz altında zarar gören koluna protez takıldı. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde topluma seslenen Bayır, “Biri 24, biri 15 yaşında 2 oğlumu, eşimi kaybettim. Kolum sanırım kangrene çevirmiş, kesmek durumunda kalmışlar, protezim yeni geldi, engelli değiliz. Nasıl yardımcı olabiliriz düşüncesi vardı, şu an kendim de yaşadığım için daha farklı, başımıza gelince daha iyi anlıyoruz, kolaylıklar sağlamamız gerekiyor” dedi.
Toplumsal farkındalığın oluşturulması amacıyla her yıl “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” nde birçok etkinlik gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde düzenlenen programa hastanenin Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Koordinatörü Prof. Dr. Evrim Coşkun, sağlık çalışanları, hastanede tedavi gören aralarında depremzedelerin de bulunduğu engelli vatandaşlar, paralimpik milli sporcular ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. Programda engelli bireyler ve doktorları zeybek oynadı, o anlar katılımcıların büyük beğenisini topladı. Ardından toplumsal yaşamda engelli bireylere karşı duyarlılığın sağlanması konularına dikkat çekildi. Programda yer alan ve hastanede tedavi gören 48 yaşındaki Ayşe Bayır da hikayesini anlattı. Depremde 2 oğlu ve eşini kaybeden enkaz altında zarar gören koluna protez takılan Bayır, engelli bireylere karşı farkındalığın önemine dikkat çekti.
“Ön yargı anlamında engeli olanlara karşı kürek çeken insanlar"
Toplumda engelli bireylere karşı farkındalık sağlanması gerektiğini ve herkesin bir engelli adayı hatırlatan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, “ Onlar artık fiziksel engellerini aşmış sadece ön yargı anlamında engeli olanların engellerine karşı kürek çeken, kulaç atan insanlar. Onlar, bugün sahne gösterileri, görsel etkinlikler özellikle hastanede tedavi oldukları süre içerisinde sanatsal birçok etkinliğe imza attılar. Onları da bugün burada sergileme şansımız oldu. Biz bu hastanede yatan hastalarımıza aslında sadece fizyoterapi, ilaçla destek olmuyoruz. Onların güzel sanatlar, aşçılık eğitimleri bunun yanında okul çağındaysa okul eğitimleri de devam ediyor. Buradan sonrası için onlara aydınlık bir yol açmaya çalışıyoruz. Birkaç ay önceden başladık, bugün onların zeybek oynamaları için halk dansları hocamızla çalıştılar. Bizim sağlık çalışanlarımız, hastalarımızın refakatçileri ve hastalarımızla birlikte bir zeybek gösterisi hazırlığında bulundular. Depremzede olup buraya gelen bu süreç içerisinde tedavisi tamamlanmış, protez aşamasına gelmiş hatta protezi de yeni takılmış olanlar da vardı. 6-7 aylık bir sürecin finalini böyle bir sahne gösterisiyle yapmak güzeldi” dedi.
“Hayatı kaçırmamak adına hep beraber mücadele etmeliyiz"
"Kendimi hiçbir zaman engelli bir birey olarak görmedim" diyen 27 yaşındaki paralimpik yüzücü Emine Avcu, “Engellenmiş bir birey olarak gördüm. Toplumun içine dahil olduğumda yaşadığım belirli zorluklar oldu. Şu anda yaşıyoruz, hayat devam ediyor. Hayatı kaçırmamak adına hep beraber mücadele etmeliyiz. 8 kardeş içinde tek engelli çocuğuyum ailemin, beş senedir yüzme sporuyla ilgileniyorum. Avrupa Şampiyonası düzenlenecek orada yarışmaya katılacağım. Tüm gücümle kulaç atarak ülkeme inşallah madalya kazandıracağım” ifadelerini kullandı.
“Başımıza gelince daha iyi anlıyoruz"
Tüm Türkiye'yi etkileyen 6 Şubat’taki depreme Kahramanmaraş’ta yakalanan Ayşe Bayır, “Kahramanmaraş’ta yakalandık depreme, ailemle beraberdik, 2 oğlumu biri 24, biri 15 yaşında bir de eşimi kaybettim. Ben 10’uncu gün çıkmışım, bilincim yerinde değilmiş. İlk tedavim Adana’da yapılmış sonra buraya getirdiler. Kolum sanırım kangrene çevirmiş, ondan dolayı da kesmek durumunda kalmışlar, protezim yeni geldi, kendimde zaten eksik görmüyordum, keşke kayıplarım yanımda olsaydı. Engelli değiliz, hayat devam ediyor, kendimize dikkat etmemiz gerek, yaşam enerjimizi yüksek tutmamız gerek. Nasıl yardımcı olabiliriz düşüncesi vardı, şu an kendim de yaşadığım için daha farklı, başımıza gelince daha iyi anlıyoruz, kolaylıklar sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.