Gündem

Yaz saati uygulamasının enerji, insan sağlığı ve ekonomik boyutu

post-img

Türkiye’de 2016 yılında geçilen kalıcı yaz saati uygulamasını; enerji kullanımı, insan sağlığı ve ekonomik boyutlarıyla değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Filiz Katman, toplumun ortak faydası için en uygun çözüm olarak yorumladığı sabit saat uygulamasının Avrupa’nın da gündeminde olduğunu kaydetti.


Gün ışığından daha fazla faydalanmak için 2016 yılında kalıcı yaz saati uygulamasına geçilen Türkiye'de bu uygulamaya geçilmesindeki temel nedenleri ele alan İstanbul Aydın Üniversitesi Enerji Politikaları ve Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EPPAM) Kurucu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Filiz Katman, sağladığı enerji tasarrufu, erken uyanmanın insan sağlığı üzerindeki faydaları ve ülke ekonomisine katkıları nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın uygulamanın devam etmesi yönünde almış olduğu karanın olumlu olduğunu belirtti.

Sabit saat uygulaması Avrupa’nın da gündeminde
Yaz saati uygulamasını değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Filiz Katman, “Temel mesele güneşin kış aylarında daha erken batmasıdır. Gün ışığından daha fazla yararlanmak için böyle bir uygulamaya geçildi. Avrupa ülkeleri de yaz ve kış saati arasındaki geçişkenliğin özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri, sürekli bir değişim olmasının insanlarda stres oluşturması gibi sorunlar nedeniyle yaz ve kış saati uygulamasını tamamen ortadan kaldırmayı değerlendiriyor. Dolayısıyla Türkiye’nin içinde bulunduğu enlem ve boylamda aslında doğu-batı arasında saat farkı olmasından kaynaklı bir problem olabilir ama sağlık açısından bütün öğretiler özellikle güneşin ilk doğduğu andaki faydalarını alabilmek için sabah erken kalkmayı teşvik ediyor. Bunu çocukluktan başlatmak bu davranışın oturması için önem arz ediyor” dedi.

“Enerji tüketiminin yüksek olması ülke ekonomisini baskı altında tutuyor”
Enerji tüketiminin en aza indirilmesinin ülke ekonomisine olumlu katkıları olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Filiz Katman, “Yapılan araştırmalarda mevsimsel farklar da hesaplanarak akşam saatlerinde elektrik kullanım oranının çok yüksek olduğu belirlenmiş. Bu da elektik üretimi için gerekli kaynak bakımından dışa bağlamlı olan Türkiye’nin enerji talebini artıyor. Ülkemiz henüz yenilenebilir enerji konusunda hedeflenen noktalara ulaşamadı. Dolayısıyla hala elektriği hidrokarbon kaynaklardan sağlıyoruz ve bu kaynağı ithal etmek durumundayız. Enerji tüketiminin yüksek olması dış ticaret açığını arttırdığı için ekonomiye ciddi bir baskı yapıyor” diye konuştu.
Sabah erken kalkınmasının elektrik tüketimine etkisini yorumlayan Dr. Öğr. Üyesi Katman, “Yaz saati uygulamasının; ekonomik, insan sağlığı ve enerji tedarik boyutu hesaplandığında en uygun çözümdür. Sabah saatleri bir hazırlık evresi olduğu için akşam saatiyle kıyaslandığında elektrik tüketimi çok daha az. Yapılan hesaplamalarda, fayda-maliyet analizinde sabah tüketilen miktarla akşam bir saat fazla çalışılmasında kullanılan enerji açısından farklılık olmalı ki bu konuda en uygun tercih yapılmış” ifadelerinde bulundu.

“Elektik kullanım fiyatı saat bazında farklılık gösteriyor”
Taleple bağlantılı olarak elektrik fiyatlarında gün içerisinde bir değişim gözlendiğini söyleyen Katman, “Üretimin olmadığı sabah ve akşam saatleri elektriğin en ucuz olduğu saatlerdir. Çünkü o saatlerde talep az. Elektrik kullanım yoğunluğunun az olduğu saatlerde yapılan kullanımlarda daha az elektrik faturası ödenir. Bu bakımdan sabah ve akşam kullanılan elektrikte fiyat bakımından bir kıyaslama yapmak doğru olmaz. Aynı zamandan vatandaşlar sayaçlarda kademeli geçişi tercih ederlerse hem elektrik faturalarının tutarını azaltabilirler hem de ülke ekonomisine katkıda bulunurlar”diyerek sözlerini sonlandır.

Diğer Haberler