Genel Haberler
9 kişinin katil zanlısı hakim karşısında
- 435 Okunma
Gaziantep’te aralarında eşi ve yakınlarının bulunduğu 9 kişiyi öldürdüğü iddia edilen Yusuf Taş’ın yargılanmasına başlandı.Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ’Birden fazla kişiyi tasarlayarak kasten öldürmek ve yaralamak’ suçundan 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle yargılanan Yusuf Taş, duruşmaya Kırıkkale Cezaevi’nden telekonferansla katıldı. Savunmasını telekonferans yerine mahkeme huzurunda yapmak istediğini belirten Taş, "Savunmamı bir sonraki duruşmada mahkeme huzurunda yapacağım. Telekonferans sistemi ile yapmak istemiyorum. Cezaevinde psikolojik durumum dolayısıyla savunma yapmak istemiyorum" dedi. Taşın bu talebi mahkeme heyeti tarafından tarafından reddedildi.Duruşmada tutuksuz sanık olarak ifade veren Yusuf Taş’ın kardeşi Şerif Taş ise ağabeyine yardım ettiği iddialarını kabul etmeyerek, "Ben ağabeyime yardım etmedim. Olay olduğu gün İstanbul’daydım. Olaydan bir gün sonra Mersin’e geldim. Olayla bir ilgim yok. Olay sonrası evimde bulunan ve olayda kullanılan silahın evime nasıl konulduğunu bilmiyorum. Evimin anahtarı ağabeyim Yusuf’ta da vardı. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.9 Kişinin katil zanlısı Taş’ın kaçmasına yardım ettiği iddia edilen dayı Arif Toz da iddiaları kabul etmeyerek, "Ona kesinlikle bilet almadım, yardım etmedim. Beraatımı istiyorum" şeklinde konuştu. Mahkemede savunma yapan Mehmet Eraslan ise "Yusuf yakalanmadan bir gün önce evime geldi. ’İzmir’e gitmek için bana yardım eder misin, bilet alır mısın’ dedi. Ben de kendi rızamla Mustafa Aşkın’la beraber otogara gittik, Yaşar Öztekin adına bilet kestirip bir çay ocağında Yusuf’a verdim. Ben Izmir’e gitmek için otobüse bindim Osmaniye’de polis arayınca geri geldim. Yusuf’un suçlu olduğunu biliyordum. Yaptığımın suç olduğunu da biliyorum" diye konuştu.BABA İDDİALARI KABUL ETMEDİYaşanan olaydan 55 gün sonra otogarda yakalanan katil zanlısı Yusuf Taş’ın babası Halil Taş ise "Ben üzerime atılan suçları kabul etmiyorum. Olaydan 2-3 ay önce Yusuf eşi ile davalı olduğu için yedek anahtar vermiştik. Bizim evde kalıyordu. Olaydan iki gün önce köye gitmiştik. Olay sonrası kızım aradı olayı söyledi. Ben kesinlikle bilet almadım yardım etmedim. Olaydaki kullanılan silahı Yusuf kendisinde bulunan yedek anahtar ile eve koymuş olabilir. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı talep ediyorum" diye konuştu."ŞALVAR VE ŞAPKALI BİRİSİ GELDİ"Duruşmada hazır bulunan müştekiler Osman Çakmak, Duran Taş’ın babası Ali Taş ve Tuğba Taş’ın annesi Kudret Taş, sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi. Duruşmada olay gününü anlatan Kudret Taş, "Olay günü hep beraber kız kardeşim Şenel Çakmak’ın evinde idik. Zanlı o gün sabahtan akşama kadar kızımı arıyor ve hakaret, küfür ediyordu. Olaydan önce Duran Taş evimize geldi. Duran bizde iken Yusuf tekrar Tuğbayı aradı tartıştılar. Duran buna sinirlendi ve telefonu alarak ’Sen adam değilsin’ dedi. Yusuf ’Neden adam değilim’ dedi. O da ’beni ara sana söylerim’ dedi. Bir süre sonra Duran gitmek için ayakkabılarını giyerken biz de kızım Tuğba ile birlikte Duran’ı yolcu etmek için kapıya çıktık. Bu sırada şalvarlı ve kafasında balıkçı şapkası giyen bir şahıs gördüm. Elini kızımın omzuna koyarak ’biraz konuşalım’ dedi. O sırada onun Yusuf Taş olduğunu anladım. Ben Yusuf’a, ’senle konuşacak bir şey yok, mahkemede konuşuyoruz zaten’ dedim. Yusuf montunun iç cebindeki silah çekti, ben kaçtım, o sırada kızım da eve giriyordu. Ben 50 metre mesafedeki karakola gittim. Yaklaşık beş dakika sürmedi, polislerle eve geldiğimde kapının eşiğinde kızımı, az ilerde Duran Taş vurulmuş yerde yatıyordu. İçeri girdiğimde ise kız kardeşim Şenel Çakmak’ı ve oğlu Ahmet’i vurulmuş halde kanlar içinde gördüm. Tekrar dışarı yöneldiğimde kız kardeşim Şenel Çakmak’ın 3 yaşındaki kızı Belinay’ı kapının arkasında ağlarken gördüm" dedi."DUYGUSAL İLİŞKİ OLMADI"Duran ve Tuğba Taş arasında hiç bir şekilde duygusal bir ilişki olmadığını iddia eden anne Kudret Taş, "Duran Taş ile benim ve kızımın görüşmelerimiz Yusuf ile kızım nişanlandığı andan itibaren aile ortamında zaman zaman oluyordu. Bu bir öfke cinayeti değil. Yusuf ve ailesi planlayarak bu cinayetleri işledi. Kızımla arasında boşanma davası vardı. İlk iki mahkemede talepleri ret olunca, üçüncü mahkemeye 15 gün kala kızımı öldürdü. Tüm sanıklardan davacı ve şikayetçiyim" diye konuştu.DEHŞET GECESİNİ ANLATTILARTuğba Taş ile birlikte öldürülen Şenel Çakmak’ın olaydan yaralı olarak kurtulan 13 yaşındaki kızı M.Ç. ve 11 yaşındaki oğlu M.Ç.’ye psikolog eşliğinde yaşanan olay soruldu. Psikolog, M.Ç.’nin olay anında uyuduğunu, silah sesine uyandığını, M.Ç.’nin ise olayı hatırlamadığını belirtti. M.Ç. "Gece saat 23.00 sıralarında ben uyuyordum, silah sesine uyandım. Birden annem ağlayarak odaya girdi, arkasından Yusuf Taş kapıyı tekmeleyerek odaya girdi. Sonra odaya girer girmez önce anneme, daha sonra ağabeyim A.’ya ateş etti. Bana da ateş etti sonra bayılmışım gözlerimi hastanede açtım. Davacı ve şikayetçiyim" dedi. M.Ç. ise "Ben olayla ilgili hiç bir şey hatırlamıyorum" dedi.Yusuf Taş’ın mahkeme huzurunda savunma yapma talebi kamu güvenliği açısından uygun görülmediği gerekçesiyle reddedilirken, tüm sanıkların olay öncesi ve sonrası baz istasyonu kayıtlarının istenmesine karar verildi. Duruşma 29 Kasım tarihine ertelendi. OLAYIN GEÇMİŞİGaziantep’te Yusuf Taş, 5 Şubat 2016 tarihinde boşanma aşamasındaki eşi Tuğba Taş ile yeniden barışmak için gittiği Düztepe Mahallesi 18 Nolu Sokak’ta yaşayan Tuğba Taş’ın (21) teyzesi Şenel Çakmak’ın (36) evine giderek, eşi, eşinin teyzesi, amcasının oğlu Turan Taş (23) ve Ahmet Can Çakmak’ı (16) öldürmüş, 11 yaşındaki M.Ç. ve kardeşi M.Ç. (15) silahla yaralamıştı. Ardından Şehitkamil ilçesi Sam Mahallesi 49 Sokak’ta yaşayan ve kan davalı oldukları ileri sürülen amcası Mustafa Taş’ın (48) evine giden Yusuf Taş, evde bulunan amcası, yengesi Gülay Taş (48), amcasının çocukları Furkan (16) ve Gül Taş (13) ile Türkan Demir’i (22) öldürerek kayıplara karışmıştı. Olayın ardından Yusuf Taş’ın akrabalarını da telefonla arayarak, tehdit ettiği kamuoyuna yansımıştı. Yusuf Taş’ın daha önce telefonla aradığı ailesini, "oluk oluk kan akacak. Kökünüzü kazıyacağım" diyerek tehdit ettiği iddiası üzerine, babası Halil Taş ve amcası Ali Taş’ın da kaldığı köy başta olmak üzere bazı akrabaları koruma altına alınmıştı.(İHA)