İzmir'in Bornova ilçesinde Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle M.E.Y.’yi uyaran terör gazisi Bülent Yıldırım saldırıya uğradı. Şikayetçi olan gazi Yıldırım, “Herkes istediği partiyi destekleyebilir. Ancak başka Türkiye yok bu yüzden kimse bu ülkenin Cumhurbaşkanına hakaret edemez” dedi.
1996 yılında Hakkari’de vatani görevini yapan Bülent Yıldırım, Kuzey Irak’ta 60 kişilik terörist grupla girdiği çatışmada tezkeresine 15 gün kala yaralandı. İç organları ağır derecede hasar gören Yıldırım’ın dalağı alındı, bir böbreği işlevini kaybetti ve belindeki kurşuna rağmen hayata tutundu. Yıllar süren tedavilerin ardından İzmir Bornova’da yaşamını sürdüren gazi Yıldırım, geçtiğimiz günlerde bu kez de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle uyardığı M.E.Y. isimli şahıs tarafından darp edildi. AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın ziyaret ettiği gazi Yıldırım, yaşadığı talihsiz olayı, “Bu ülkede bir ve bütün olarak yaşamanın mücadelesinin ne olduğunu ben hayatımla ortaya koydum. Ancak hangi görüşü desteklerseniz destekleyin kimse hür iradeyle seçilen Cumhurbaşkanına hakaret etme imtiyazına sahip değildir” sözleri ile tanımladı.
“Elimi uzattım tokat attı”
Gazi Bülent Yıldırım, Mayıs ayında başlayan ve geçtiğimiz 11 Eylül günü tekrarlanan saldırıyı şu sözlerle anlattı: “Mayıs ayında evime yürüme mesafesindeki her zaman gittiğim kafeteryada açık olan televizyonda deprem ve sel felaketleri sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız açıklama yapıyordu. Ülke olarak asrın felaketini yaşadığımızı ve birbirimize kenetlenmemiz gerektiğini açıklıyordu. Ancak bu sırada hiç tanımadığım ve arka masamda oturan şahıs tarafından ağıza alınmayacak küfürler edildiğini duydum. Ben de kendisini münasip bir dille uyararak, ‘beyefendi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına küfrediyorsunuz. Ayıp değil mi? dedim. O sırada kendisi bana ‘sana mı soracağım istediğime küfrederim’ yanıtını verdi. Aynı zamanda kendisinin boksör olduğunu belirterek beni tehdit etmeye başladı. Ben de burada kadınlar ve çocukların olduğunu hatırlatarak küfürlü konuşmanın şık olmadığını belirttim. Olay büyümesin diye arkadaşımla dışarı çıktık. Kendisi arkamızdan geldi ve bize ‘siz kim oluyorsunuz da beni uyarıyorsunuz? Sen ve senin gibiler Erdoğan’ın gazileri olursunuz? gibi hakaret içerikli sözler sarf etti ve üzerimize yürüdü. Araya giren arkadaşlarımız benim terör gazisi olduğumu belirtmesine rağmen küçük çaplı bir arbede yaşandı. Bunun üzerine karşılıklı olarak şikayette bulunduk. Olaydan sonra ben kafeteryaya gitmeye devam ettim. Bu kez abisi olduğunu öğrendiğim şahıs yanıma gelmeye başladı. Benimle tanıştı. Kendisinin yaşanan olay sonrasında arabuluculuk yapmak istediği niyetiyle yanımıza gelip gittiğini düşündüm. Ancak 11 Eylül günü M.E.Y. abisiyle birlikte kafeteryaya yanıma geldi ve ben de barışmak istediklerini düşünerek ayağa kalkıp elimi uzattım ancak bana tokat attı. Olay sonrasında darp raporu aldım ve şikayetçi oldum. Şu anda da kolluk kuvvetlerimiz sürecin gerekli takibini yapmaktadır. Zaten olay şahitlerin beyanlarıyla da esastır.”
Vekil Çankırı’nın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti de dile getiren Yıldırım, “Sayın Vekilimizin ziyareti de ayrıca güç verdi, yalnız olmadığımızı hissettirdi. Bu ülke hepimizin. Bir tane Türkiye Cumhuriyeti var. İşte Ortadoğu ortada. Avrupa’nın hali ise içler acısı. İktidardan hoşlanmayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz ancak bugün dünya ülkelerini dize getiren bir ülkenin Cumhurbaşkanına hakaret edilmesini doğru bulmuyorum” diye konuştu.
AK Partili Çankırı: “Akıl tutulmasıdır”
Yaşanan olayın Gaziler Haftası’na denk gelmesinden ayrıca üzüntü duyduğunu açıklayan Çankırı durumun kabul edilebilir yanı olmadığını vatan uğruna canı pahasına mücadele eden her bir nefesin kıymetli olduğuna vurgu yaptı. Vatan millet sevgisini, şehitlik ve gazilik makamını ve bu rütbelerin ne demek olduğunu bilmeyen zihniyetlerin terör belasının ekmeğine yağ sürdüğünü aktaran Çankırı, “Gazimize yapılan bu saygısızca tavrı, saldırıyı esefle kınıyoruz. Bu ülke bugün bölgesinde küresel bir güç olma yolunda ilerliyorsa önce aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz ardından da Sayın Cumhurbaşkanımızın içerde ve dışardaki şer odaklarına karşı dik duruşu sayesindedir. Sevelim sevmeyelim ancak saygı duymak zorundayız. Hiç kimse halkın iradesiyle seçilmiş cumhurbaşkanına hakaret etme lüksüne, özgürlüğüne sahip değildir. Aksini düşünmek apaçık bir akıl tutulmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti sahip olduğu farklı siyasi görüşlerle demokratik bir ülkedir. Herkesin eleştiri hakkı vardır ancak hakaret etme imtiyazı yoktur. Eleştirinin de bir adabı muaşereti vardır. İnşallah bu olayda da hak ve adalet yerini bulacaktır” dedi.
“Zaman birlik olma zamanı”
Millet olarak kavga ve provokenin tarihte hiçbir kazanım sağlamadığına dikkat çeken Çankırı, çözümden yana olan herkesi sağ duyuya davet ederek şöyle konuştu: “Zaman birlik olma zamanı. Millet olarak bir olursak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sıkıntımız olmaz. Nitekim şanlı zaferlerimizin hepsinde ‘ölürsek şehit kalırsak gazi’ olurum düsturunu Malazgirt’te, Çanakkale’de, 15 Temmuz’da görmek mümkün. Kaldı ki en önemli görevlerimizden biri de şehit ve gazilerimizin emanetini muhafaza etmektir.”