5 AĞUSTOS 1634 IV. MURAD’IN İÇKİ ve TÜTÜN YASAĞI GETİRMESİ
Bir gün Bekr-i Mustafa Üsküdar iskelesinde kayıkçılık yaparken Sultan Murad ile Sadrazam Bayram Paşa tebdil gelirler ve mahsustan Mustafa’nın kayığına binerler. Sahilden bir hayli açılınca kayıkçı, rakı destisini dikip birkaç yudum çeker. Sultan Murad:
-“Baba destiyi uzat, bir yudum su da ben içeyim” der. Mustafa gülerek:
-”Sen içemezsin oğul. İçindeki su değil, rakı” -”Niye içemeyeyim” deyince
-“Tahammül edemezsiniz, belli olur. Hem kendinizi hem beni yakarsınız.” Sultan ısrar edince destiyi uzatır. Sultan Murad:
-”Baba sen padişahın yasağından korkmaz mısın?” diye sorar. Bekri:
-”Korkarım amma padişah beni burada nerden görecek
-”Ya ben haber verirsem” deyince
-“Veremezsin. Sen de içtin. Kellelerimiz beraber gider.” Bunun üzerine padişah:
-”Ya ben padişah isem, bu adam da Sadrazam Bayram Paşa ise” deyince Bekri kahkahayla:
-”Seni köftehor. Ben demedim mi tahammül edemezsin diye. Daha iki yudum içtiniz biriniz padişah biriniz vezir olmaya kalktınız” der.
Hepiniz IV. Murad ile Bekr-i Mustafa arasında geçen bu meşhur hikâyeyi bilirsiniz… IV. Murad tarihe içki ve tütün yasağını getiren bir padişah olarak bilinmektedir.
Bugün tarihte IV. Murad’ın içki ve tütün yasağı getirdiği 5 Ağustos 1634 yılından 386 yıl geçmiştir. Bugünün 5 Ağustos olması hasebiyle, ben de yazımda IV. Murad’ın içki ve tütün yasağına değineceğimdir.
Bilindiği üzere içki, İslamiyet’te haram kılınmıştır. İslamiyet’in kabulüyle birlikte Türkler de İslami inanışla ters düşen gelenek ve alışkanlıklarını terk etmeye çalışmışlardır. Karahanlılar zamanında yaşamış olan Yusuf Has Hacib’İin Kutadgu Bilig adlı eserinde “dâhi içki yasağından ve bunun hükümdar eliyle takip edilmesinden bahsedilmektedir.” Fatih Sultan Mehmed’in Kanunnamesinde ise : ”Eğer biregû hamr içse, Türk veya şehirlü olsa, kadı ta’zîr ura. İki ağaca bir akçe cürm alına.” Kanunname de Türk veya şehirli (Gayr-i Müslim değil) , bir kişi şarab içerse, kadının kararına göre, ceza uygulandığı görülmektedir.
Diğer Türk devletleri de içki içilmesini kanunlarla ya da fermanlarla yasaklamıştır.
Zamanla bu yasaklar, diğer Türk devletlerinden Osmanlı Devleti’ne kadar uzanmış ve Osmanlı hukuk kuralları içerisinde yer almıştır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren başta içki olmak üzere sarhoşluk veren tüm içecekler yasaklanmıştır. Yasağa uymayanların cezalandırılacakları belirtilmiştir. Cezalar İslam hukukuna göre belirlenmiştir. İslam hukukuna göre, içki içen kimseye ceza uygulanacak miktar 80 değnektir.
IV. Murad döneminde içki yasağı en katı şekilde uygulanmıştır. Kâtib Çelebi, 2 Eylül 1633’de İstanbul’da Cibalikapısı dışında gerçekleşen yangının şehrin beşte birini kül ettiğini, bu yangının kahvehanelerde dedikodulara yol açtığını, ulemâ ve eşrafın konaklarında pek çok yazma eserin mahvolduğunu kaydeder. Ayrıca, IV. Murad’ın, İran ve Habsburg (Avusturya Savaşları)’n da, yeniçerilerin disiplinsizlikleri, yangınların çıkması gibi olumsuzlukları önlemek için kahve ve tütünü haram sayan Kadızâde Mehmed Efendi’nin teşvikiyle kahvehaneleri yeni bir yangın çıkar bahanesiyle yıktırıp yerlerine bekârlara, debbâğ ve nalbantlara mahsus odalar yaptırıp, tütünü yasakladığı bilinmektedir.
İçki ve tütün yasağı ile ilgili olarak, Sultan Murad’ın, konuya dair 1634’te yayınladığı ferman şöyle idi: “Bu gece yatsı namazından sonra Eyüb’e kadar ne kadar meyhane varsa yıkılmasını Bostancılar Kethüdası’na emreylemişimdir. Kimseye ifşa eylemeyesin. Sonra tamam oldukta halk ne der bildiresin ve zinhar olmıya ki şehr içinde meyhane, ana rızam yoktur, anlara tenbih idesün. Eğer var ise IV. Murad zorbaların, isyancıların ve ayak takımının gözünü korkutmak amacıyla, içki içenlerin takip edilmesini sağlayarak sarhoşların cezalandırılması için çaba göstermiştir. “
IV. Murad, yasaklarına uymayanlara ölüm cezası koymuş bizzat kendisi, gece, gündüz tebdil-i kıyafet dolaşarak yakaladığı sarhoşları, cellâda teslim ediyordu.