İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremde hayatını kaybeden 117 vatandaş, depremin meydana geldiği saat olan 14.51’de gözyaşları ile anıldı. Depremin simgesi olan Bayraklı ilçesindeki yapıya hayatını kaybedenler için karanfiller bırakıldı. Depremde 65 saat sonra enkazdan çıkartılan Elif'in ve aynı depremde hayatını kaybeden Umut'un annesi Seher Perinçek, "Bu iki yıl bizim için 117 canımız olmadan oturduğumuz 730 akşam yemeği sofrası demek. Boş okul karneleri, yarım kalan kitaplar, gidilmemiş yollar, söylenmemiş sözler demek" dedi.
İzmir’de 117 kişinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan 30 Ekim depremi, 2. yıldönümünde depremden en fazla etkilenen bölge olan Bayraklı’da anıldı. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için inşa edilen yapının önünde başlayan anmada, yakınlarını kaybeden depremzedeler gözyaşları arasında karanfiller bıraktı. Anma programına CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları da katıldı. Depremin meydana geldiği saat olan 14.51’de ise sirenler çalarak saygı duruşunda bulunuldu. Depremin yıldönümü nedeniyle 13 ilçede toplam 20 noktada lokma dökülecek ve üç camide mevlit okutulacak. Program çerçevesinde 117 bisiklet sürücüsü ve koşucular da sürüş ve koşu yaparak anmaya dahil oldu.
Elif ve Umut'un annesinden duygulandıran konuşma
Depremin simge isimlerinden biri olan ve 65 saat sonra Doğanlar Apartmanı enkazından çıkartılan Elif Perinçek'in ve aynı depremde hayatını kaybeden Umut'un annesi Yüreklere Umut Vakfı (YUVA) Başkanı Seher Perinçek, "Bu 2 yıldaki her saniye, canımızın canının gözyaşları, boğazımıza tıkanan nefes, atmak istemeyen yürek demek. Bu iki yıl bizim için 117 canımız olmadan oturduğumuz 730 akşam yemeği sofrası demek. Boş okul karneleri, yarım kalan kitaplar, gidilmemiş yollar, söylenmemiş sözler demek. Bizim için bu 2 yıl dinmeyen bir özlem demek. Kaybettiğimiz oğlumuzun ardından savaşlarla, afetlerle, yoksullukla kaybedilen umutları yeniden yeşertebilmek için, yaraları iyileştirmenin en iyi yolu başkalarının yaralarına dokunmaktır anlayışıyla kalan ömrümüzü çocukların geleceğine adamış bulunuyoruz. Bu amaçla kurduğumuz vakfımız YUVA ile çocuklarımıza kalem, kitap, giysi, oyuncak verip umut oluyoruz" ifadelerini kullandı.
"Yeraltının fotoğrafını çıkarıyoruz"
Anma programında hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet dileyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, “Ne yazık ki her depremde tekrar tekrar bu acıları yaşamak zorunda kalıyoruz. Bu kabul edilebilir değil. Bu şehri dirençli hale getirmek mecburiyetindeyiz ki bizden sonrakiler de aynı acıları yaşamasınlar. O yüzden bilimsel çalışmalar yapıyoruz. 33 bin 100 binanın deprem karnesini çıkardık, projeye devam ediyoruz. Türkiye tarihinde görülmüş en büyük jeolojik çalışmayı yürütüyoruz, yani yeraltının fotoğrafını çıkarıyoruz. Depremden önce deprem dairesini kurmuş bir belediyeyiz. Ne yazık ki İzmir’den başka bu çalışmaları yapmıyorlar. Hepsinin ortak noktası dayanışma meselesi. Dayanışma umudu büyüten bir şey, o gün de gördük. Depremden 30 gün sonra çadırda yaşayan hiçbir vatandaşımızı bırakmadık. Herkesin başını sokabileceği bir yer bulabilmiştik. Bunlar dayanışma mümkün. Beraber yaşıyoruz bu coğrafyada, beraber paylaşıyoruz bu coğrafyada imkanları ve imkansızlıkları. Birbirimize kol kanat germek zorundayız. O nedenle dayanışmanın ve umudun korunması gerekiyor. Halk Konut ile umudu büyüten bir model üzerinde yol alıyoruz" diye konuştu.
Başkan Sandal talepleri sıraladı
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ise, “Zorlu bir süreci hep birlikte atlattık ama beklentilerimiz hala devam ediyor. Hala içimizin yandığı noktalar var. Hasar tespit durumunun ne demek olduğunu belediye başkanı olarak anlamış değilim. Az, orta, ağır hasarın ne olduğunu anlamış değilim. Eğer depremzedenin derdine derman olacaksak binaların risk durumunu belirlemek zorundayız. Orta ve az hasarlı binalarda oturan vatandaşların ne kadar mağdur olduklarını biliyoruz. Depremzede yurttaşlarımızın geçmiş döneme ait emlak vergileri vatandaşlarımızdan almak zorunda kalıyoruz. Risk durumu ne olursa olsun zarar görmüş yurttaşların geçmiş döneme ait vergilerin alınmaması için bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız var. Bir kıyaslamaya girmek istemiyoruz ama rezerv alanda yapılan konutların akıbetini sormak zorundayız. Rezerv alanda yapılan konutlar kesinlikle depremzede yurttaşlarımıza verilmelidir. Bu konuda da bakanlık ya da AFAD'ın acil bir şekilde bilgi kirliliğini ortadan kaldırması zorunluluktur. Son yıllar içerisinde en büyük afeti İzmir Bayraklı’da yaşadık. Madencilere tanıdığınız haklar gibi borçların silinmesi, işe alım, hayatını kaybedenlerin yakınlarına aylık bağlanması gibi konularda destek verin ve yaraları biraz da olsa sarmış olalım. Madem sosyal konut yapabiliyoruz; arsalarımız var. Aynı koşullarda gelin depremzedenin de derdini çözün. Kredi konusundaki muğlaklığı lütfen bitirin” açıklamasını yaptı.
AFAD’dan deprem programı
Öte yandan, 30 Ekim 2020 İzmir depremi anma etkinlikleri çerçevesinde İzmir AFAD İl Müdürlüğü koordinasyonunda Konak Meydanı’nda program düzenlendi. Programda, AFAD deprem simu¨lasyon tırı ile katılımcı ekiplerin araç-gereç tanıtımı yapıldı ve stantlar vatandaşların ziyaretine açıldı. Kur’an tilavetinin okunduğu programda, İzmir Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger bir konuşma yaptı. Kocaeli’nden İzmir’e gelip stantları gezen vatandaşlar, depremin en yıkıcı halini yaşadıklarını ve İzmir halkını çok iyi anladıklarını söyledi. Kocaelili vatandaşlar, deprem konusundaki farkındalığın daha da artması gerektiğini belirtti.