Son yıllarda arttığı belirtilen estetik operasyonlarda kimi zaman işlemler için uygunsuz noktaların tercihi kimi zaman ise istenen sonuca ulaşılamaması gibi sebeplerle hukuki yolların tercih edilebildiği belirtilirken uzmanlar uyarıyor.
Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Naci Karacaoğlan, “Estetik cerrahi yalnızca Türkiye’de değil dünyada artış trendi olan bir cerrahi, Türkiye tüm dünyada estetik cerrahi açısından bir çekim merkezi haline geldi. Estetik cerrahi işlemlerini kim yapıyor, kimler yapmalı, ikincisi bu operasyonlar nerede yapılıyor, nerede yapılması gerekir, bu iki şey çok önemli" dedi.
Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de estetik uygulamalara ilgi giderek artarken operasyonların ehil ellerde yapılması büyük önem taşıyor. Kimi zaman operasyonlar için yeterliliği bulunmayan noktaların tercihi kimi zaman ise istenen sonuca ulaşılamaması gibi sebeplerle hukuki yollara başvurulduğu belirtiliyor. Estetik uygulamalar sebebiyle avukatların kapılarının sık çalındığı ifade edilirken uzmanlar, merkez, hekim ve tıbbi donanım gibi durumlara dikkat edilmesi konusunda vatandaşlara uyarılarda bulundu.
“Estetik cerrahi Türkiye ve dünyada artış trendi olan bir cerrahi”
Estetik işlemlere yönelik dünya genelinde bir artışın olduğunu aktaran Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Naci Karacaoğlan, “Estetik cerrahi yalnızca Türkiye’de değil dünyada artış trendi olan bir cerrahi işlem. Türkiye bir çekim merkezi oldu bunun temel 2 nedeni var. Bir tanesi yetişmiş, iyi, estetik ve plastik cerrahi uzmanlarının olması, ikincisi de tam donanımlı, oldukça iyi hastanelerimizin olması. Bu 2 faktör bir araya gelince başarılı sonuçlar da alındığı için tüm dünyada Türkiye estetik cerrahi açısından bir çekim merkezi haline gelmiştir. Temel 2 nokta var; estetik cerrahi işlemlerini kim yapıyor, kimler yapmalı, ikincisi bu operasyonlar nerede yapılıyor, nerede yapılması gerekir, bu iki şey çok önemli. Bu ameliyatlar, estetik ve plastik cerrahi uzmanları tarafından yapılmalı. Kişinin uzmanlık dalının sorgulanmasında fayda var, vatandaşlar, derneğinden sorgulayabilir, bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı’nın ilgili müdürlüklerinden sorabilir. Yapıldığı alanlar çok önemli, tabi ki estetik cerrahi ameliyatları yoğun bakım hizmeti verebilen bir hastane ortamında yapılmalı. Çünkü estetik cerrahi ufak işlemlerden daha komplike karın, germe, liposuction veya kombine ameliyatlara kadar uzanabilir. Estetik cerrahi ameliyatı yapılmadan önce o hastanın mutlaka çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor, bu ameliyatlara uygun mudur, ameliyat için gerekli olan laboratuvar testleri yapılmış mıdır? Bu ameliyatı isteyen hastanın ilave, eşlik eden, başka bir sağlık problemi, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği veya diğer başka problemler var mı, bunların ortaya konması lazım. Eğer bunlar bir engel teşkil etmiyorsa anestezik tetkiklerde de ameliyata uygunluk varsa, uygun bir hastane ve ameliyat şartları varsa buralarda ameliyat yaptığımız zaman komplikasyon oranları oldukça düşük olur. Sıfır mıdır değildir, tabi ki cerrahi işlem yapıyorsanız arzu edilmeyen bazı ufak komplikasyonları olabilir” dedi.
“Güzelleşmek uğruna hukuki bir savaş başlıyor”
Son dönemlerde estetik uygulamaların artışına paralel olarak kendilerine danışan kişi sayısında da artış olduğunu ifade eden Avukat Deniz Özdal, “Bize danışanların sayısında oldukça büyük bir artış yaşandı özellikle sağlık turizminin de ülkemizde giderek artmasıyla birlikte hem yerli hem de yabancı vatandaşlar bu operasyonları ülkemizde daha fazlaca uygulamaya başladı. Hekim ile hasta arasındaki sözleşme bir eser sözleşmesi oluyor ve bu eser sözleşmesi ne yazık ki tüm dünya genelinde yazılı olarak imzalanmıyor, daha çok sözlü, havada kalıyor. Kalıcı iz olabilir veya artık geri dönülemez sağlık sorunları yaşayabiliyor kimi zaman bu kişilerin hayatına bile sebep olabiliyor. Bu durumda eğer kalıcı bir iz, yaralanma gibi bir durum söz konusu ise cezai soruşturma ve ceza yargılaması kasten yaralama, taksirle yaralama suçları gündeme geliyor. Burada esasen bilirkişiler, Adli Tıp inceleyip kararı veriyor. Hukuki bir süreç işliyor, maddi, manevi tazminatlar, zararların bir şekilde geri yerine getirilmesi gibi. Hasta hekim ile anlaştığı eser sözleşmesine uyulmadığından şikayetle, buna ilişkin taleplerle bize başvuruyor. Aslında güzelleşmek uğruna hukuki bir savaş başlıyor. Dövme sildirme, diş, bunların hepsi estetik operasyon sayılıyor. Şunu öneriyorum, bu önerim de yakın süreçte karşılaştığımız davalardan oluştu, bir burun, yüz veya göğüsle ilgili bir operasyona girerken hekimle artık gelişen teknolojiyle, grafik ya da 3 boyutlu olarak nasıl bir şey vaad edildiğini görebiliyoruz. Bunlarda bir fotoğraf çekilebilir, fotoğraf bizim için uzun vadede eğer istenilen sonuç olmadıysa bu sonucun olmadığı yani eser sözleşmesinin uygulanmadığı, gereği gibi yerine getirilmediğine ilişkin olarak bir delil teşkil eder, bu önemli bir husus veya bunların yazılı olarak imzalanması gerekir. Bu süreçler kısa sürmüyor, uzun süreçler oluyor, kişiler de yıpranıyor. Şu anda ne yazık ki bunun eğitimini almamış kişilerde bu operasyonları yapıyor, dudak dolguları gibi güzellik merkezlerinde, merdiven altı yerlerde yapılıyor. Emin olduğumuz yerlere gidip, kendimizi garantiye alarak daha temkinli davranılması gerekiyor" diye konuştu.