Ekonomi

Emekli olmak isteyenler dikkat!

post-img
Milliyet'ten Cem Kılıç'ın haberine göre, Çalışma hayatında pandemi nedeniyle yapılan bazı düzenlemeler, normalleşme süreci ile değişikliğe uğruyor. Verilen kimi haklarda pandemi öncesi düzenlemelere dönülürken kimi destekler de yürürlükten kalkıyor. Bunlar normalleşme için gerekli adımlar. Ancak işçilerin ve işverenlerin hak kaybına uğramamaları için bu değişiklikleri takip etmesi, değişikliklerin gereklerine göre davranması şart. Yazı dizimizin son bölümünde de bu konuda sık sorulan sorulara yanıt vereceğiz. Pandemi sebebiyle işçi çıkarma yasağı vardı, çalışan ancak istifa edip ayrılabiliyordu ve hiçbir hak alamıyordu. Yasak bittiğinde işine devam eden bir çalışan ücretsiz izine geçirilmek istenirse ne olacak? İşçi bu durumu kabul etmez ve noter yoluyla sözleşmesinin feshini isterse kıdem tazminatını alabilir mi? ESASLI DEĞİŞİKLİK NİTELİĞİ TAŞIYOR Ücretsiz izin uygulaması kural olarak ancak işçinin yazılı talebi veya işverenin talebine karşılık işçinin yazılı onay vermesi yoluyla hayata geçirilebilir. Çünkü ücretsiz izin işçinin ücretini almasını engelleyen bir durum olarak işçi aleyhine esaslı değişiklik niteliği taşımaktadır. İş Kanunun 22. maddesi uyarınca ancak işçinin yazılı onay vermesi ile işçi aleyhine esaslı değişiklik yapılabilmektedir. İş Kanununa pandemi nedeniyle eklenen geçici madde 10, aynı Kanunun 22. maddesindeki hükme istisna getirmiştir. Bu şekilde işverene geçici süreyle işçiyi tek taraflı olarak ücretsiz izne gönderme hakkı tanınmıştır. Tek taraflı bu hakka karşın işçilere nakdi ücret desteği verilerek belirli oranda işçinin de korunması amaçlanmıştır. Bu şekliyle menfaatler arasında belirli oranda denge kurulmaya çalışılmıştır. Fakat fesih yasağının kalkmasıyla birlikte, işverenin tek taraflı ücretsiz izne gönderme hakkı da ortadan kalkacaktır. Dolayısıyla işveren ancak işçinin onayı ile ücretsiz izne gönderebilecektir. İKİ İHTİMAL VAR Bu durumu kabul etmeyen işçilere varsa geçerli başka bir nedeni (örneğin yukarıdaki ekonomik gerekçe gibi) fesih uygulayabilecektir. İşveren onay almayıp, fesih iradesini doğrudan ortaya koymaz ve işçinin ücretini ödememeye başlarsa durum ne olacaktır? Burada iki ihtimal bulunmaktadır. İşçi ücretinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilecek, koşulları varsa kıdem tazminatı talep edebilecektir. Bununla birlikte iş yerine giden işçinin işe alınmaması, işverenin feshi olarak değerlendirilebilecek, işçi geçersiz fesih iddiası ile işe iadesini talep edebilecektir Aynı durum için işçi iş güvencesine sahip değilse koşulları varsa kıdem tazminatı ve ihbar süresine uyulmadığı gerekçesiyle ihbar tazminatı talep edebilecektir. Tüm bu koşullara bağlı olarak feshin kim tarafından gerçekleştirildiği büyük önem taşımaktadır. İşçinin alacağı miktarı önemli ölçüde değiştirmektedir. Pandemi yüzünden işleri bozulan bir işletme, yasak bittiğinde ilgili maddelere dayanarak işten çıkarma yaptığında çalışanın ihbar tazminatı ve işsizlik maaşı alamayacağı ifade ediliyor, peki bu doğru mu? Önceki soruda da belirtildiği üzere ekonomik güçlük bulunması halinde işveren geçerli nedenle fesih yapabilecektir. Fakat geçerli nedenle fesih yapılması bildirim sürelerine uyulmayacağı anlamına gelmemektedir. İŞVEREN SÜREYE UYMAK ZORUNDA İşveren işçinin iş sözleşmesinin devam ettiği süreye göre belirlenen iki ile sekiz haftalık bildirim sürelerine uymak zorundadır. Bu sürelere uyarsa ihbar tazminatı ödemesi gerekmeyecektir. Fakat bu sürelere uymak istemez ve iş ilişkisini hemen sona erdirmek isterse, ihbar süresine ait ücreti peşin ödemek suretiyle iş ilişkisini sonlandırabilecektir. Dolayısıyla ihbar tazminatı ödenmeyecek veya ödenecek demek baştan doğru olmayacaktır. Bununla birlikte işverenin uyguladığı geçerli fesih işçiyi diğer hak kazanma koşulları da varsa işsizlik ödeneği almaya hak kazandıran bir durumdur. İşleri bozulan ve ekonomik gerekçelerle işten çıkarma yapan işverenin işçileri, diğer şartları da taşıyorlarsa işsizlik ödeneğinden yararlanabileceklerdir. KISA ÇALIŞMA, İŞSİZLİK MAAŞI ALMA HAKKINI ETKİLİYOR Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalanan bir çalışan, işsizlik maaşı almak için hangi şartları karşılıyor olmalı? Kısa çalışma ödenekleri normalde kişilerin hak ettiği işsizlik ödeneklerinden düşülür. Ancak koronavirüs nedeniyle kısa çalışmada bu yöndeki Cumhurbaşkanı kararı uyarınca kısa çalışma ödenekleri işsizlik ödeneği süresinden düşülmeyecek. Dolayısıyla salgın sonrası kısa çalışmadan çıkan işyerlerinde işsizlik ödeneğini hak edecek şekilde işten ayrılan kişilere hak ettikleri bütün süre üzerinden kısa çalışma ödeneği ödenebilecek. Salgına yönelik gerçekleştirilen bu düzenleme salgın sonrasında da işsiz kalacak kişiler için önemli. İşsizlik ödeneğinden yararlanma şartları, Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olmak, hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak, hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurmaktır. Dolayısıyla kısa çalışma ödeneği alınan süreler işsizlik ödeneği hakkından düşürülmeyecek olsa da, kısa çalışma dönemleri için işsizlik primi ödenmediğinden, son üç yıl içindeki 600 gün şartının sağlanamama ihtimali bulunmaktadır. Kısa çalışma işsizlik ödeneği alma süresini değil ama alabilme hakkını etkilemektedir. PANDEMİ SONRASI EMEKLİLİK TARİHLERİ GECİKECEK Kısa Çalışma Ödeneği'nde SGK üzerine eksik gün bildirimi yapıldı, bu durum emekliliğe nasıl yansıyacak? Nasıl bir hak kaybı söz konusu? Kısa çalışmaya gidilen işyerlerinde eğer faaliyet tamamen durmuşsa kısa çalışma ödeneği alan çalışanlar için emeklilik primi yatırılmıyor. Genel sağlık sigortası primi İŞKUR tarafından yatırıldığı için sağlık hizmetlerine erişim konusunda sorun olmasa da emeklilik için prim günü eksik olan kişiler için bu süreçte emeklilik priminin ödenmemesi önemli bir sorun teşkil edecektir. Emeklilik primi ödenmeyince yaşını tamamlamış ancak prim günü eksiği olan kişiler için emeklilik tarihi gecikecektir. Aynı şekilde pandemi ücretsiz iznine gönderilen çalışanlar için de işveren emeklilik primi yatırılmadığından, ücretsiz izne çıkartılan kişilerin de emeklilik tarihleri de gecikecektir. Kısa çalışmaya gidilen ancak faaliyetin tamamen durmadığı işyerlerinde çalışan kişiler çalıştıkları gün kadar emeklilik primine hak kazanıyorlar. Örneğin haftanın 6 günü çalışılan işyerinde kısa çalışmaya gidilmiş ve haftanın 3 günü çalışılmaya başlanmışsa bu işçi için işveren 15 gün prim ödüyor. Dolayısıyla aylık 30 prim günü yerine 15 prim günü emeklilik için yatırılıyor. Bu şekilde prim günü hiç yatmayan kişiler olduğu gibi yalnızca çalıştıkları süreye orantılı olarak yatırılan kişiler de var. İşte bu kişiler için borçlanma hakkının kapsamı genişletilirse emekliliğin gecikmemesi sağlanabilir. Faaliyetin tamamen durmuş olduğu işyerlerinde çalışanlar ve ücretsiz izne çıkartılan kişiler için bugün itibarıyla kısa çalışma ya da nakdi ücret desteği alınan günleri borçlanma imkanı yok. Bu konuda yasal bir düzenleme yapılması ve emeklilik için gün sayan kişilerin aylığa kavuşturulması mümkün olabilir. Bu konuda yapılabilecek düzenleme ile kısa çalışmaya gidildiği ya da ücretsiz izne çıkartıldığı için emeklilik primi yatmayan işçiler, eğer isterlerse bugünlere ilişkin primleri kendileri yatırarak emeklilik için gerekli prim gün sayısını doldurabilmelerinin önünün açılması gerekiyor. Bu sayede yaşı gelmiş ancak primi emekli olmaya yetmeyen kişiler için emekliliğin daha da gecikmemesi sağlanacaktır. Bu sayede kişiler kısa çalışmaya gidilen ya da ücretsiz izne çıkartıldıkları süreye ilişkin borçlanmalarını yaparak emekli aylığına hak kazanabilirler.

Diğer Haberler