Yazarlar

Rejim değişirken

post-img
Organize örgüt sinsice sürekli gündem değiştirerek, din diyerekten egemenliğini perçinliyor. Türkiye, siyasi tartışmalar içinde bocalarken bir yandan da sürekli olarak değişim dönüşüm yapılıyor. Birilerinin çok acelesi olduğu için, bir an önce istedikleri aşamaya gelebilmek için dışarıdan içeriye doğru sürekli olarak bir inisiyatif yönlendirmesi yapmaktadırlar. Böylesi dış merkezli bir oyuna toplum alet edilmek istenirken Türk ekonomisinin köşe başlarını tutan kadrolarla medyada etkili olan işbirlikçi mandacı gruplar, ülkemizi böylesi bir maceraya doğru el birliği ile sürüklemektedirler. Anadolu coğrafyasına yönelik projeler, planlar; yüzyıllar boyunca yapılmıştır, yapılmaya devam etmektedir. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti nin tasfiyesi süreci başlatılmıştır. Bu gerçek artık saklanamayacak kadar açık ve net bir biçimde görülmektedir. Her şey değişim, dönüşüm, demokratikleşme, özgürleşme, askeri vesayetten kurtulma, güç odaklarını etkisizleştirme kavramlarıyla açıklamaya çalışıyor. Değişim sözcüğünün sihirli görünümünün arkasına sığınan ikinci cumhuriyetçiler, maddeci işbirlikçiler, alt kimlikçi federasyoncular, ılımlı İslamcı görünümlü şeriatçılar, emperyalizm ile her türlü işbirliğine açık olan oportünistler koalisyonu elbirliği ile Türk Devleti ve Türk Milleti nin değerlerine saldırmaktadırlar. Kültürel alt kimlikçilik; dış desteklerle hortlatıldığı gibi kayıt dışı ekonominin sağladığı olanaklarla yer altı ilişkileri ile birçok mafya ve benzeri hukuk dışı çıkar örgütlenmeleri etkin hale gelmiştir. Olumsuz süreç devam ediyor. Ülkenin birliği ve bütünlüğü tehlike altındadır. Türk Devleti her gün biraz daha gerileyerek çözülmektedir. Türkiye’yi yöneten bir zihniyet; yeni dönemin plan çalışmalarında devletin küçültülmesini ana hedef olarak ilan etmektedir. Bu tür bir hedef belirleme, yarısı tasfiye edilmiş olan Türkiye nin geri kalan diğer yarısının da tasfiye edilmesi demektir. Türkiye nin geleceği ile ilgili planlama çalışmalarına devletin küçültülmesi ana hedef olarak belirlenmiştir. Bu ise; Türkiye nin ulusal ve üniter yapısının ortadan kaldırılmasıdır. Batı ülkelerinde; devletin ekonomideki ağırlığı ortalama olarak yüzde 40 ya da 50 oranında olmasına rağmen, Türkiye deki devletin ekonomideki büyüklüğü son yıllarda yüzde 20 lerden yüzde 10 lara doğru küçülmüştür. Kendi devletlerini güçlü ve büyük tutan batılı emperyal ülkeler sıra Türkiye ye gelince, Türkiye yi daha da küçültmenin yollarını aramaktadırlar. Avrupa Birliği sürecinde yani bir Yugoslavya modeli yaratarak Türkiye yi bir Sevr haritasına dönüştürmek isteyenler, bu doğrultuda devletin küçültülmesi için sürekli olarak baskı yapmaktadırlar. Avrupa Birliği ne paralel olarak IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar da Türk Devleti nin küçültülmesi için devletin yetkili organlarını baskı altında tutmaktadırlar. Emperyal merkezler; kendi devletlerini daha da büyütmek üzere dünyanın her bölgesini sömürge durumuna düşürürlerken, Türkiye yi de iyice küçülterek çeşitli eyaletlere bölebilmenin çabası içindedirler. Büyük Avrupa, Büyük Ortadoğu, Büyük İsrail gibi dünyanın merkezini içine alacak bölgesel federasyon planlarına Türkiye'nin ülkesini merkez yapmak isterlerken, bu ülkenin üzerinde kurulu bulunan Türk Devleti'nin ortadan kaldırılmasına giden yolu açmak istemektedirler. Demokrasi, küreselleşme, değişim gibi sihirli sözcüklerle Türk Devleti yavaş yavaş ortadan kaldırılmakta, gelecekte bir dış destekli federasyona giden yol açılmaya çalışılmaktadır. Batılı merkezlerin hepsi bu doğrultuda çalışmaktadır. Yasal düzenlemelerin; devletin merkezi gücünü ortadan kaldırdığı, parçalı bir yapıyı ortaya çıkarabilmek üzere merkezin yetkilerinin sürekli olarak yerel yönetimlere devredildiği görülmektedir. Türk Milleti ulusal ve üniter cumhuriyet devleti tasfiye edilirken, bu gidişe bir dur diyecek, ulusal egemenliğine sahip çıkacak duyarlı, bilinçli aydınların, halkı aydınlatması gerekir. Günün Sözü: Devlet otoritesinin zayıflaması, milletiN ortak dokusunun parçalanması demektir.

Diğer Haberler