Ayrı bir çocukluk çağından söz edilmeyen, çocukların küçük
insanlar kabul edildiği ve onlara yetişkinler gibi davranıldığı,bu
yüzden de bebek ve çocuk ölümlerinin sıradan olduğu
ortaçağ'dan bu yana, beşeriyet köprüsünün altından çok
sular aktı. Çocukları gerçek dünyadan korumaya başlamamızsa
çok sonraları gerçekleşti.
******
Farklı kültürlerde, farklı değer yargılarıyla yetiştirdik çocukları;
ama evrensel genel geçer doğrularda ortaklaştık dünyayla.
Çocuk hakları evrensel beyannamesini kabul ettik. Her koşulda
ilk korunacaklar arasına aldık onları.
********
11 Aralık 1946'da Unicef'i kurduk, Birleşmiş Milletler Çocuklara
Yardım Fonu'nu…
İkinci dünya savaşı yeni sona ermişti...
Savaşın yıkımlarını telafi etmek, çocuklara yönelik yiyecek ve diğer yardımları
yapmaktı amaç. Savaşlar hep olacak, ama biz
çıkardığımız yangınlardan sonra, küllerin içinden geride kalanları
toparlayacaktık. Beşeriyet köprüsünün altından sular akarken
onca yüzyılda, telafi etmeyi öğrenebilmiştik ancak. Bu öğrenmelerimizle
bir fon daha oluşturacağız, tam zamanını bilemem ama,
Ortadoğu istenilen biçimde şekillendikten sonra.
Bu kez de ''ortadoğulu çocuklara yardım fonu''
olabilir adı mesela(!)...
*******
Uzman olanlarımız uyarıyorlar son günlerde bizleri... Çocuklarımıza
izletmemeliymişiz savaş haberlerini… Gözlerimizi kapattığımızda,
başımızı çevirdiğimizde, bombalar çocukların üzerinden
uçmayacakmış gibi, biz bakmadığımızda olanlar olmaya devam etmeyecekmiş
gibi... Ya da bizim sevdiklerimiz tehlikede olmadığında, psikolojileri
bozulmadığında biz rahat, huzurlu, hayatlarımıza devam edebilecekmişiz gibi...
Ne vakte kadar? Dumanları genzimizi yakan yangının alevlerini görene kadar!
*******
Çocuklarınıza anlatın, anlayabilecekleri dilden diyor uzmanlar....
Bir savaş nasıl anlatılır çocuğa? Hayata olan güvenlerini, dünyanın
güzel bir yer olduğuna ilişkin inançlarını kırmadan....
Okullarda evlerde barış kültürünü egemen kılmaya çabalarken,
bunca hiddeti, topu tankı, akan kanı anlatmak kolay mıdır?
Kendimize anlatabiliyor muyuz ki onlara anlatalım? Güç, iktidar
iktidarın sürdürülmesi... Hangi yüksek gerekçeler, bir tek
sadece bir tek çocuğun hayatından daha kıymetli olabilir?
********
Evet eşit doğmuyorlar... O coğrafyada değil, bu coğrafyada olmakla,
onun çocuğu değil, bunun çocuğu olmakla, o zamanda değil bu zamanda
doğmakla belki ama koşulları eşitlemek bizim elimizde.
*****
Bizim en büyük şansımız,''öldüreceğiz” diyenlere karşı
“ölmeyeceğiz” diye girilir ancak bir savaşa, ''ulusun hayatı tehlikede
olmadıkça, savaş bir cinayettir''..diyen, ''yurtta barış, dünyada barış'' sözünü
büyükten küçüğe çocuklarımıza bellettiğimiz Mustafa Kemal'imiz.
Ve cumhuriyetimiz…
*******
Çocukları, bayrakları kapmalı, en güzel bayramı meydanlarda kutlamalı..
Ve var gücümüzle bağırmalı....
Savaşa Hayır...
Yetmez ama Hayır....