Yazarlar

Emek Zay Olmadan…

post-img
‘’Sermaye defol! İstanbul bizim’’ Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında, kepçelerle girilip yerle yeksan edilmek istenen Taksim’in yeşil mekânı Gezi Parkı’nda bu slogan yankılanıyor iki gündür. Gece gündüz nöbette ağaçların altında, kepçelerin önünde biber gazı yiyerek siper olan insanlara şu yanıt geliyor. ’’..ne yaparsanız yapın, orası için karar verdik.’’ Geleceğimizi ilgilendiren kentsel uygulamalarda, tarihi kültürel mirasımızla ilgili, kentliler olarak söyleyebileceğimiz hiçbir şey yok! Karar verdiler, bizim için ve bize rağmen. Bizim için ve bize rağmen verilen bir başka karar da tarihi Emek Sineması’nın yıkımı kararıydı. Çeşitli sivil insiyatiflerinin yaklaşık üç yıldır, hepimize ait olana sahip çıkmak adına sürdürdükleri mücadele, açılan davalar kararın önüne geçemedi. Perdesinin iki yanından bakan meleklerle sayısız film izlediğimiz; festivallerin, sinemaseverlerin olmazsa olmazı 1924’ten bu yana ayakta duran İstanbul’un simgelerinden biri, Emek sineması, yeni bir Avm’miz daha olsun diye rant ve ticaret uğruna yıkıldı geçtiğimiz günlerde. Aynı caddede yine mevcut binalar yıkılarak ve 400 yıllık Ağa Cami’sine zarar verilerek yapılan bir avm vardı zaten. Küçük cep sinemalarına film izleme zevkimizi tıkan, ayakta hızlıca atıştırmalarla ağız tadımızı bitiren, uğultusuyla kulaklarımızı, ışıltısıyla gözlerimizi zorlayan, tüketmek hep tüketmek üzerine kurulu bir Avm daha. Yükselen kent muhalefetine, bir basın toplantısıyla, firma yetkilileri ve proje mimarları bilgi verdiler. Emek’in melekleri, tavan süslemeleri dahil 1100 parçası, hidrolik bir asansörle yeni binanın en üst katına taşınarak, benzer boyutlarda bir salon yapılacakmış. Hidrolik asansörle taşınamayacak anılarımız ve kültürel hafızamızla ilgili hiçbir şey söylemediler. İradenin ‘’karar verilmiştir’’ sözü sadece gezi parkı emek sineması ya da kentsel dönüşümü değil, daha büyük sınırları belirsiz ,muğlak bir dönüşümü anlatıyor sanki. ’’ Ne yaparsanız yapın!’’ Artık neyi ne ölçüde tüketeceğimize bile karar veren, toplumu hızla muhafazakârlaştıran irade karar verilmiştir diyor. Ama Taksim’den, Emek’ten yükselen sesler, zamanın insanı oluşturduğunu değil, çağı insanın yarattığını ve yaratacağını güçlü bir biçimde ortaya koyuyor.

Diğer Haberler