Dönüştürüyorlar…Ekonomiden sağlığa , çevreden şehircilik anlayışına , hukuktan askeriyeye … En çok da Eğitim’i dönüştürüyorlar çünkü biliyorlar ki , asıl hedefleri olan ‘’toplumsal değişim’’ i gerçekleşmesinin temel yolu bu.
Aklın yerine dogmayı , sorgulayan ve eleştiren insanın yerine ‘’biat’’ eden kulu koyarak ; kısacası , koyu bir ‘’dinselleştirme’’ ile dönüştürüyorlar.
Kamu yararı yerine sermayeyi , toplumsal çıkar yerine yandaş şirketi , sosyal ve bilimsel gereklilik yerine karı önceleyerek ,yani ‘’ticarileşerek’’ dönüştürüyorlar.
Eğitim’deki ‘’gericileşme ve ticarileşme’’ nin tarihi elbette çok daha eskiye dayanıyor. Hatta bu tarih , ülkenin temel toplumsal tercihlerinin değişmeye başladığı , Köy Enstitüleri ‘ nin kapatıldığı ,Emperyal bağımlılık ilişkilerinin de başlangıç tarihi olan 2. Dünya Savaşı ertesine kadar geri götürülebilir. Ancak son 15 yıldır bu ‘’bağımlılık’’ ilişkisinin ‘’teslimiyet’’ ilişkisine dönüşümüyle birlikte süreç olanca hızıyla ivmelenmiş , ete kemiğe bürünmüş , daha da önemlisi toplumda’’ karşıt umudu’’ iyiden iyiye kırmıştır.
Peki ne olmuştur bu son 15 yılda ‘’Eğitim’de gericileşme ve ticarileşme adına ?
Müfredat değişikliği, öğretim programlarında dinsel referanslar, ders
kitapları ve yardımcı kitaplara müdahale…
Felsefe, bilim, sanat derslerinin sayısı azaltıldı, ders kitaplarına dini ifadeler
yerleştirildi…
Otizmli çocuklara 2010’da itibaren zorunlu din dersi getirildi…
Okul öncesinde, kreşlerde, fiilen dini eğitim verilmeye başlandı…
Eğitimde 4+4+4 dayatması: “Dindar” ve “itaatkar” nesil yetiştirme…
Zorunlu din dersi ve “Zorunlu seçmeli” din dersleri dayatması…
Okullara “mescit” zorunluluğu getirilmesi…
Reşit olmayan kız çocuklarına başörtüsü uygulaması…
İmam hatiplere ayrıcalık, normal okullarda imam hatip sınıflarının açılması…
MEB-Diyanet-Dini vakıflar işbirliği üzerinden imzalanan protokoller…
Okulöncesi ve ilkokul öğrencilerinin camilere götürülmesi…
Kutlu Doğum Haftası ve okullarda dini içerikli yarışmaların artması…
Karma eğitimin hedef haline getirilmesi…
19. Milli Eğitim Şurası kararları…
Kamu kaynakları çeşitli teşvikler üzerinden özel okullara
ayrılıyor…
MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde
18’den yüzde 9’a düşürüldü…
2004’ten itibaren Okul Aile Birliklerine “şirket” statüsü verildi.
Okullarda para toplama ve ihale işleri gibi uygulamalar
üzerinden ticari faaliyetler arttı…
Okullar kar-zarar hesabıyla, tıpkı piyasada faaliyet gösteren
“şirketler” gibi işletilmeye başlandı…
2002-2015 yılları arasında velilerin cebinden yaptığı eğitim
harcamaları 5 kattan fazla arttı…
Eğitimciler, yardım toplama, kermes vb etkinliklerle okula
“kaynak yaratmak” için kullanılıyor…
Okullar ve üniversiteler her yönüyle birer “ticari işletme”ye
dönüştürüldü…
19.Milli Eğitim Şurası kararları ise şöyleydi:
• Anaokullarında öğrencilere “Allah sevgisi”
kazandırmak, cennet ve cehennem kavramlarını
öğretmen için “dini değerler eğitimi” verilecek…
• Okul öncesi ve ilkokulda kullanılan eğitim aracı
metinlerde Anadolu ve İslam kültürüne ait masal,
hikaye, şiirler olacak…
• İlkokul 1,2 ve 3’te zorunlu din dersi …
• Hafızlık eğitimi için ortaokulda okula ara verme
süresi 2 yıla çıkarıldı…
• Anadolu otelcilik ve turizm meslek liselerinde
renkli sularla yapılan “alkollü içki ve kokteyl
hazırlama” dersi kaldırıldı…
• Liselerde zorunlu din dersi saati 2 saate
çıkacak…
• Osmanlıca liselerde seçmeli, imam hatiplerde
zorunlu olacak…
• Liselerde sağlık ve trafik dersleri kalkacak…
Ve sonrası tan bir ‘’Ortaçağ karanlığı…’’
İşte bu gidişata karşı , bilimsel , demokratik , laik eğitimi savunacak ülkenin tüm Cumhuriyetçi , yurtsever güçlerin ,aralarındaki ayrılıkları , gayrılıkları bir yana bırakıp , acilen ‘’birlik’’ olmaları gerekir.
Yoksa ,
‘’Ortaçağ’’ bir kez tam anlamıyla yerleşirse ,
bir daha asla gitmez.