Dedikodu , elbette ailemizden başlayarak yaşadığımız mahallede ve giderek kentlerimizde ,iaşemizi sağladığımız işyerinde ,kimliğimizin birer toplumsal göstergesi olan mensup olduğumuz , taraftarı bulunduğumuz sivil toplum kuruluşlarında , demokratik kitle örgütlerinde , partilerde …. Vs , hülasa nefes alıp verdiğimiz tüm ‘’ toplumsal gruplar ‘’ da hiç de iyi karşılanmayan ve olumsuzlanan bir eylemdir.
Çünkü dedikodu , eğer yaygınlaşmış , önüne geçilmez bir duruma gelmiş ; kısacası , deyim yerindeyse ‘’ kurumlaşmış ‘’ ise , adı ne olursa olsun o insan topluluğunun doğal işleyişini bozar , yozlaştırır ve nihayet çürütür.
Peki bu denli ‘’ kötülediğimiz ‘’ dedikodunun , türümüzün hayatta kalmasını , devamını sağladığını biliyor muydunuz? Efendim yazarınız üşenmedi , erinmedi , araştırdı , antropoloji kitaplarını karıştırdı ve an itibarıyla yaşıyor oluşumuzu , hatta, yaşayan diğer tüm canlılara hükmeden konumda bulunuşumuzun ‘’dedikodu ‘’ sayesinde olduğunu buldu .
Nasıl mı?
Şöyle ki efendim: Şu andaki ve hepimizin mensubu bulunduğu insan türü olan ‘’Homo Sapiens’’ , öncülleri olan ‘’ Homo Erectus ’’ ve ‘’ Neandertaller ’’ den hiç de daha zeki veya becerikli değilmiş. Daha adeleli , daha güçlü , daha devasa vücutlu hiç değilmiş. Ancak bu iki ‘’ insan türü ‘’ yeryüzünden silinip gitti ve Homo Sapiens hayatta kaldı. Zira , bunlarda olmayan büyük sayıda insan toplulukları halinde yaşamayı Homo Sapiens başarabildi. (Homo Erectus ve Neanterdaller , 100’lerle ifade edilen topluluklar halinde yaşayabilirken , Homo Sapiensler , sayısı 1000 ‘ leri bulan insan toplulukları şeklinde yaşayabiliyordu.) Bu kadar çok sayıda insan topluluğunun bir arada yaşayabilmesinin temel şartı olan , kimin güvenilir , kimin güvenilmez , kiminle nereye kadar gidilebilir sorusunun yanıtı ‘’dedikodu ‘’ sayesinde verilebiliyormuş. İkincisi ve belki de daha önemlisi olan ise çoklu sayıdaki bir kabile veya klanın hayatinin devamı için gerekli olan ‘’ortak mitler , efsaneler ,anlatılar …vs ‘ın yaratılması, daha özlü bir anlatımla , ‘’Bizim kabilemiz şu şu atanın ruhunun koruması altındadır.’’ türü , insanları bir arada tutmaya yarayan ‘’ortak hikayeler’’ in yayılması ve benimsetilmesi . ‘’dedikodu ‘’ sayesinde mümkün olabilmiş ve türümüz Homo Sapiens’in günümüze kadar gelebilmesini sağlamış.
Vallahi , bu anlattıklarımın ne kadarı doğru . ne kadarı yanlış bilemem. Sonuçta ben , Antropologların ‘’yalancısı ‘’ yım.
‘’Dedikodu’’ ya ilişkin bunca kelamımın nedeni ise ana muhalefet partisi CHP’nin yapısına ve bundan sonraki gidişatına ilişkin bir ‘’dedikodu ‘’ çalındı kulağıma. Ne ,diye sormayın.’’ Dedikodu’’ ile ilgili bunca ‘’bilimsel ‘’ laf ettik diye onu yöntemimiz olarak benimseyecek değiliz herhalde. Daha somut veri ve bilgiler geldikçe paylaşacağız elbette..!
Kalın sağlıcakla…