Onlar; Milli bayramların gururunu ve coşkusunu yaşamıyorlar.
Onlar; Arapların ortaçağ masallarını coşkuyla kutlamayı tercih ediyorlar
Onlar; Bağımsızlık ateşiyle tek yürek olarak başlatılan milli mücadeleyi, idrak edemiyorlar.
Onlar; Biz ve onlar diye ayırımcılık bölücülük yapıyorlar.
Onlar; Milletimiz diyorlar ama Türk Milleti demiyorlar, diyemiyorlar
Onlar; Milletimiz diyorlar ama hani milletten olduklarını söyleyemiyorlar
Onlar; Kin nefret ve öfke içinde Türk Milleti’ne zehir kusuyorlar.
Onlar; Bin yıldır et-kemik misali olan Anadolu insanını birbirine düşürüyorlar.
Onlar; Her gün etnik tasnifler yapıp zihinleri bulandırıyorlar.
Onlar; Açıktan mezhepçilik ajitasyonları yapıyorlar.
Onlar; İnanç ve kavramlar üzerinden ayrılık tohumları ekerek toplumu cepheleştiriyorlar.
Onlar; Arap hurafelerini dinleyerek büyüyorlar.
Onlar; Arap kahramanlarını masallarını dinleyerek, öğrenerek yetişiyorlar.
Onlar; Arap tarihini, inanç-kültür kitaplarını okuyarak kimlik kazanıyorlar.
Onlar; Ortaçağ yaşam biçimine göre yaşıyorlar.
Onlar; Türk ordusun askerinin başına çuval geçiren ve Lozan’ı hâlâ tanımayan ABD ile işbirliğini varlık sebebi sayıyorlar.
Onlar; Sevr peşinde koşuşturan Avrupa Birliği’nden, Kıbrıslı Rum’dan İsrail’e, Irak’tan Suriye’ye, İran’dan Rusya’ya herkesle dostluğu düşmanlığa çevirdiler.
Onlar; Türkiye’nin itibarı on paralık ediyorlar.
Onlar; Yüce Türk milletinin büyük fedakarlıkları ve ordumuzun destansı kahramanlıkları sayesinde tüm güçlüklere karşın eşine az rastlanır bir zaferle sonuçlandırdığını hatırlamak istemiyorlar.
Onlar; Kurtuluş Savaşını, milletin var olma azminin, bağımsızlığa, birlik ve beraberliğe olan inancının; müteakibinde kurulan Cumhuriyeti ise yeniden dirilişimizin abideleşen simgeleri görmüyorlar.
Onlar; Tarihi zorunlulukların, çağın siyasi ve sosyal gelişmelerinin, Türk toplumunun ulusal özelliklerinin ve kaynaklarının ortaya çıkardığı, Anadolu Türk milli varlığının Misak-ı Milli sınırları içerisinde somutlaştırdığı Türkiye Cumhuriyetini benimsemiyorlar.
Onlar; Kurulduğu günden beri, yüce milletin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasının itici gücü olan Cumhuriyetin, hem her alanda ilerleyişin kaynağı hem de milli birlik ve beraberliğin sağlanmasının en büyük güvencesi olduğun anlamaktan uzaklar.
Onlar; Türkiye Cumhuriyeti devletinin önünde uzanan aydınlık yolda her zaman emin adımlarla ilerleyip, benimsediği evrensel ilkeleri muhafaza ederek, uygar dünyanın onurlu bir üyesi olmaya dün olduğu gibi bugün de devam etmekte olduğunu farkında değiller.
Onlar; Tarihimizin en büyük çağdaşlaşma ve değişim hamlesi olan Cumhuriyet’in gurur verici atılım ve başarıları, geleceğe büyük bir ümitle bakmamızı sağlamayı, her türlü zorlu engelin aşılmasında bizlere güç verdiğini özümleyememişlerdir.
Onlar; Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş değerleri ve kazanımlarının aydınlık atmosferinde, düşünce ufkunu kavrayıp bir yaşam tarzı olarak benimsemiş olanları kinle nefretle öfkeyle düşmanca görmektedirler.
Onlar; Gücümüzün, potansiyelimizin, farkına varmadıkları gibi birlik ve beraberliğimizi koruma kaygılarına sahip değiller.
Onlar, Cumhuriyeti nitelikleri ve kazanımlarıyla her geçen gün daha da ileri taşımanın kıvancını duymuyorlar.
Onlar; Milletin kendi iradesi doğrultusunda yönetimde söz sahibi olmasını sağlayan cumhuriyetin kurulmasının, Türkiye’nin istikametini belirleyen bir adım olduğunu anlayamamaktadırlar.
Onlar; Milletin öz güveninin, birlik ve beraberliğinin, bağımsızlık aşkının, müreffeh ve güçlü yarınları hep birlikte kurma anlayışının yansıması olduğunun farkında değiller.
Onlar; Her alanda gelişmiş, üretken, zengin, demokrat ve modern bir Türkiye’nin en büyük idealimiz olduğunun bilincinde değiller.
Onlar; Her alanda bölüyorlar, bölünüyorlar.
Günün Sözü: Gözleri kör, kulakları sağır insana ne anlatsan bir anlam ifade etmez.