‘Bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkes eserlerine ve başarılarına göre değerlendirilsin.
Bugün onların olsun; ama uğraştığım gelecek benimdir.’ Nicola Tesla
Öngörüsüne hayran bırakan, bugün adı, elektrikli arabalara, teknoloji ürünlerine verilen bu adam, 10 Temmuz 1856’te yıldırımların gökyüzünü aydınlattığı gecede, fikirlerini hala anlamakta güçlük çektiği, değerini ise asla bilemediği insanoğluna Tanrı’nın bir hediyesi olarak dünyaya geldi.
Aldığı patentleri gökyüzüne doğru ardı ardına sıralasak, iyonosfer’e varacak kadar çok.
Dahi mi?
Henüz 1900’lerin başında söylediği ve elektromanyetik dalgaları yansıtacak miktarda iyon’ların ve serbest elektroların bulunduğu…yani kısaca tüm dünyaya bedava elektrik dağıtımı sağlayacağına inandığı 70 kilometre üzerimizde bulunan dev iletken iyonosfer’i bize işaret eden bir dahi.
Deli mi?
1881’de bir parkta Goethe şiirine kulak vermişken;
‘Çekiliyor kızılı güneşin
Geldi meşakkatli günün nihayeti
Yok götürecek bir kanat beni
Süzülüşünün peşinden…’
aniden toprağa tarihin ilk indüksiyon motorunun şemasını çizen bir deli.
O Nicola Tesla
***
O dönemde Avusturya krallığına bağlı olan Hırvatistan’da doğmasına rağmen, soranlara Hırvat değil Sırp olduğunu söylüyordu.
Avrupa’da onu anlayacak kimsenin olmadığına karar verip Amerika’ya gidecek, ilk tokadını hayranı olduğu Thomas Edison’dan yiyecekti. Tesla’nın Edison’a uzattığı Charles Batchlor’un referans mektubunda; ‘Sevgili Edison iki tane büyük deha tanıyorum, biri sensin diğeri de bu genç adam’ dediği Tesla’nın ta kendisiydi. Bay Edison ona 50.000 dolarlık (bir şaka yapacak) ikramiye sözünü tutmadığına ileride çok pişman olacaktı.
AC/DC savaşında Edison’un DC’sine (doğru akım) karşı, Tesla’nın AC’si (alternatif akım) kazanacaktı.
***
Kablosuz enerji ile 40 km uzaktaki 20 ampulü yakan,
öğrencisi Guglielmo Marconi Radyo ‘nun tescili için kendisinden izinsiz 12 patentini kullanmasına;
-Olsun o iyi biri, deyip ses çıkarmayan,
X ışınlarını, Röntgeni, Floresan lambayı, Uzaktan kumandayı, Hidroelektrik santralini, Neon ışıklarını, Radarı, Otomobil ateşleme sistemini, Mikrodalga fırını ve daha bir çok (700 patent) önemli buluşa imza atan, Amerika’da sanayi devrimi yaratıp milyar dolarlık şirketlerin kurulmasını sağlayan bu adamın para ile ilişkisi berbattı.
Guglielmo Marconi, Tesla'nın buluşlarından faydalanmıştı. Radyo sayesinde servetine servet katmıştı.
George Westinghouse, Tesla'nın patentleriyle Westinhouse Elektrik Şirketi'ni kurmuştu. Sadece Amerika’da değil tüm dünyaya açılmıştı.
Tesla ise sadece deneyleri için yatırım yaptı. Ta ki son golü yiyene kadar.
Finansörü J.Pierpont Morgan elini eteğini çekip son golü attığında Tesla hayalleriyle yaşayan bir hayalperest olarak anılıyordu.
Zekâsının gücü, hayalini kurduğu şeyleri gözünün önünde canlandırmasını sağlayan görsel algısıydı. Formüllerini doğru düzgün yazmadı. Zaten yaptığı o deneyleri beyninde çoktan yapıp sonuçlandırmıştı. Onun tek derdi yaşadığı çağın ötesindeki sorulara cevaplar aramaktı.
Tüm yaşamı boyunca iki ödüle layık görüldü. Biri Edison’la birlikte layık görüldüğü için kabul etmediği Nobel, diğeri de akım savaşında yendiği Edison’un adına hazırlanan Edison Madalyasıydı. Onu da reddetti.
6 Haziran 1884’te hayallerini gerçekleştireceği Amerika’ya cebinde bir referans mektubu ve 4 centle varan Tesla,
7 Ocak 1943’te 86 yaşında New York’ta bir otel odasında yoksulluk içinde yine cebinde 4 centle hayata veda etti.
***
Oysa bugün, asla sahip olmadığı, hayatının sonuna kadar da önemsemediği banknotların üzerinde fotoğrafı var.
Peki; Tesla’nın, ona ait olacağını söylediği geleceğe ulaştık mı?
Yada insanlık adına! para basıp, bu paraların üzerine ömürlerini insan hayatını kolaylaştıracak buluşlara vakfetmiş mucitlerin fotoğraflarını koyup borcumuzu ödedik mi?
Bu konuyu bu hafta yazmayı; deneyler esnasında vücudundan 10.000 volt elektrik geçirerek elinde tuttuğu ampulü yakan bir mucidin adını tost makinesinde gördüğümde karar verdim.