CHP Milletvekili Fatma Kaplan oylama esnasında, cep telefonuyla çekim yapmak istediği için AKP’li bir vekil tarafından şiddet görüyor, telefonu elinden alınmaya çalışılıyor, boğazı sıkılıyor, sonrasında da böyle haykırıyor kürsüden “Yere batsın, sarayınız, anayasanız, diktatörlüğünüz”
Benim vekilime saygın, benim oyuma saygındır; milletin oyuna saygındır…
Bir kadına yapılmış olarak olayı ajite etmeyeceğim asla…
Benim seçtiğim, halkımızın seçtiği bir vekilime yapılmış bir hareket olarak değerlendireceğim ve diyeceğim ki “Millet olarak seçtiğimiz vekile, vatandaşının haber alma özgürlüğünü sağlamaya çalışır iken, usulsüzlüğe karşı koyar iken, sen ne hakla, şiddet uygulamaya kalkıyorsun?
Öncelikle vekillerimizin mecliste ettiği yeminden bir bölüm hatırlayalım:
“…Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk Milleti olarak namusum ve şerefim üzerine and içerim”
*****
Oylamanın gizli yapılmasına karar veriliyor. Bakıyoruz ki AKP vekilleri, bakanları göstere göstere, kabinlere 2-3 kişi girerek, bu oylamayı şova dönüştürüyorlar.
CHP’li vekiller “suç işliyorsunuz” diyor AKP’li bakana…
AKP’li sağlık bakanından aynen şu yanıt geliyor: “Hadi lan suç işliyorum, sana mı soracağım”
Ben bir vatandaş olarak, nasıl ki bu ülkenin kanunlarına göre hareket etmek zorunda isem, bu ülkenin vatandaşı olarak gizli kullanmam gereken oyu açık kullanamıyorsam, milletin temsilcisi nasıl böyle bir suç işleyebiliyor?
Ve ayrıca TBMM’de miletin vekiline “sanane” diye yanıt verebiliyorsa, bu durumda bu vekillerin kanunlara mı saygısı yok, TBMM’ne mi, seçtiğimiz temsilcilere mi yoksa milletin seçimlerine mi?
“Hadi lan suç işliyorum, sana mı soracağım” deme özgürlüğüne sahip ise ve oyu geçerli sayılıyorsa, ben vatandaş olarak aynı şekilde oy kullandığımda, neden benim oyum iptal ediliyor? Şimdi ben de bir vatandaş olarak, aynı şekilde oy kullanabiliyor muyum?
Oy kullanırken kanunu çiğneyen bir vekil, gerçekten ülkenin anayasası ve kanunlarını önemsediğine vatandaşı artık nasıl inandırabilir?
*****
Sonra bir AKP’li vekil geliyor gündeme, bacağından (kaval kemiğinden) bir CHP vekilinin (iddialara göre Eren Erdem’in) kendisini ısırdığını iddia ediyor?
En absürt komedi filminde bile, böyle bir sahne hayal edebilir misiniz bilmem. O kargaşada CHP’li bir vekil emekleyerek, hedefine doğru ilerleyecek ve diğer vekili kaval kemiğinden ısıracak? Hayal edebildiniz mi?
Biri vekilin boğazına yapışıyor, birileri saksı fırlatıyor, tekme tokat giriyorlar, vatandaş olarak milleti temsil edenleri “demokrasi” savaşında, bu şekilde izliyoruz ve mecliste bu maddeler, bu şekilde oylanıyor.
*****
Şimdi bu topluluk, anayasa değişikliğinde vekilliğin yaşının 18’e düşmesini savunuyor.
Vekil olmanın kriteri sadece yaş mıdır?
Donanım, bilgi, liyakat, nitelik, vatanseverlik, tecrübe ya da halka örnek davranış sergileyebilmek midir?
Görüldüğü üzere, 60 yaşına gelmiş bir vekil bile hala özgür iradesine göre oy kullanamıyor bu mecliste.
Henüz bu seçilmiş kişiler bu nitelikte davranmazken, henüz askere bile gitmemiş, hayat tecrübesi sıfır kişileri meclise sokmaktaki amaç nedir?
Bunun yanında 550 vekille ne yapmak istediniz de yapamadınız, sayının 600’e çıkması için ısrar ediyorsunuz?
Anayasa değişikliği geçer ise tüm yetkiler milletin vekillerinden alınıp Cumhurbaşkanına devrediliyorken, vekil sayısının 600’e çıkarılması ve yaşın 18’e düşürülmesinde ki ama nedir?
Ne zaman bu millet, bu vatandaş için bu kadar çaba emek harcadınız?
Bu ülkede asgari ücretin, açlık sınırı altında olmasını önemsediniz mi hiç?
Hiç kavganızı bunun için verdiniz mi?
550 vekili 600’e çıkarmaya çalışır iken, tek anlaştığınız konu olan vekil maaşlarının yükseltilmesiydi ve hanginiz buna itiraz ettiniz?
Hiç diyebildiniz mi, vekil maaşları yarıya düşsün, emeklilik kriterleri değişsin, halkımız açlık sınırı altında “vatandaşımızın yaşam şartları için yeni koşullar oluşturalım”
Demediniz…
İşçinin çalışma saatleri, güvenliği, şartları, emekliliği için hiç bu kadar mücadele ettiniz mi?
Terör saldırılarında verdiğimiz şehitlerimizin daha acısı geçmemişken, bu değiştirmeye kalktığınız anayasa herhangi bir saldırıyı engelleyebilecek mi?
Yıllardır tek başınıza iktidarsınız, çoğunluk sizde, bugüne kadar ne yapmak istediniz de yapamadınız?
Elinizde bunca zamandır olan gücü, neden ülkemiz, vatandaşımız ve bizler için kullanmadınız?
Hiçbirini yapmadınız, şimdi kalkıp “Milletim referanduma gidecek” diyorsunuz, bu millet size artık neden evet desin…
Milletten meclisi kaçırıyorsunuz, yeni anayasanın anlatılmasını, meclisin izlenmesini engelliyorsunuz. Madem doğru ve haklısınız konunuzda, bu yasaklar neden?
Bir referandum da vekil maaşları ve asgari ücret için yapabilir misiniz mesela…
Yapamazsınız, çünkü milletin refahı, huzuru değil konu; 100 yıl önce millete verilen yetkiyi, milletten geri almaya kalkıyorsunuz…
Milletin seçtiği tüm vekillerin kaderini tek bir kişiye bırakıyorsunuz.
Şimdi bu değiştirmeye çalıştığınız anayasadaki maddeye göre; başkan, yardımcı olarak istediği kadar kişiyi atayabilecek, sayı belli değil ve meclisten olması da gerekmeyecek.
Sizler sanıyor musunuz ki, o konuda donanımlı, birikimli kişiler seçilecek oralara, başkan canı kimi isterse onu atayacak, ne millete, nede milletin meclisine sormadan…
Geçmiş örneklerden gördüğümüz üzere tüm akraba, aile, yandaş atanmayacak mı sanıyorsunuz oraya…
Bahsettiğimiz padişahlık sisteminin önü böyle açılacak işte…
*****
Habur kapısında o teröristler güle oynaya karşılandığı gün TV’lerde boy boy yayınlarken “çözüm süreci” diye halka akil adamlarınızı gönderilir iken, bizlerin bu vahim tabloda gözleri dolmuştu.
Hoca efendimiz diye okyanus ötesine övgüler dizerken birileri, hep karşı durduk. Biz karşı durdukça hakaretlere, küfürlere maruz bıraktınız bizleri.
Ve ülkemize yapılan hain darbe girişimi sonrası, sizlerde anladığınız “kandırıldığınızı” acı bir tecrübeyle…
Nasıl olduysa tüm kararları sizler verirken, iktidarda olmayan bizi suçlu ilan ettiniz yine…
Şimdi size yeniden hata yapıyorsunuz diyoruz…
Daha oy kullanırken dava arkadaşınıza ispat etme gereği duyuyorsunuz,
Siz daha birbirinize güvenmiyorsunuz, biz size nasıl güvenelim,
Halk size nasıl güvensin…
Oy kullanırken suç işliyor, işlediğini kabul ediyor ve bizim temsilcimize “sana mı soracağım” diyorsunuz…
Suçlarınız kim bilir ne kadar büyük ki, o zarfları yalarken bile şova dönüştürüyorsunuz bunu.
Ülkemizin geldiği durumdan, ekonomik krizden, geleceğimizden, kinden, kavgadan, bunca ayrıştırmalardan ve en kötüsü, bir faniden korktuğunuz kadar Allah’tan bile korkmuyorsunuz…