Yazarlar

23 Nisan ve Meclis'te Göbeğini Kaşıyan Adamlar

post-img
  Tarih;1920 Yer; Ankara Atatürk Sivas ve Konya’daki Kolordu Komutanlıklarına şu talimatı geçer; “İngilizler İstanbul Hükümetine saldırılarını artırarak Bakan veya Milletvekillerinden bazılarını ve özellikle Rauf Bey’i tutuklarlarsa, karşılık olarak Anadolu’da bulunan İngiliz subayları tutuklanacaktır. Buna göre gerektiğinde bölgenizdeki İngiliz subaylarını tutuklayabilmek için şimdiden tedbirler alınmasını rica ederim” Bu emrin verildiği kesin tarih 22 Ocak 1920’dir. Atatürk Ankara’ya geleli bir ay bile olmamış, henüz daha Ankara’da Meclis toplanmamış ve Ankara Meclisinin toplanmasına yaklaşık üç ay var. O gün, üç Müttefik Yüksek Komiseri adına Fransız Yüksek Komiserliği'nce Başbakan Ali Rıza Paşa'ya 20 Ocak 1920'de verilen bir notayla sadece Harbiye Bakanı Cemal Paşa'nın değil, Genelkurmay Başkanı Cevdet Paşa'nın da istifası istenmişti. Ve beklenildiği gibi ertesi günü Paşalar hemen istifa ettiler. Bundan sonra olaylar şöyle gelişti: İstanbul’da bulunan ve Osmanlı Devletinin kalbi olan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 tarihindeki gizli oturumunda "Ahd-i Milli" olarak Misak-ı Milli kararları aldı ve kararlar bütün milletvekilleri tarafından imzalandı. Misak-ı Milli kararı aslında Atatürk’ün çabaları sonucunda ve Anadolu’dan seçtirip İstanbul’a gönderdiği milletvekilleri sayesinde olmuştur. İstanbul Meclisi bu yönde bir karar alınca işgalciler İstanbul’da Padişaha, Başbakana ve Meclise olan baskılarını artırdılar. İstanbul’u resmen ele geçirmek için kendilerine göre bir bahane bulmuşlardı. Ancak Atatürk önceden hazırlığını yaptığından habersizdiler. Çünkü bunu önceden sezen Atatürk, Ankara’ya İstanbul’dan ayrı bağımsız bir Meclis açmaya gelmişti. Olayların akışına bizzat yön veren Atatürk, İstanbul Meclisinin basılıp kapatılacağını, Rauf Orbay başta olmak üzere bazı Bakan ve Milletvekillerinin tutuklanacağını öngördüğü için, misilleme yapmak amacıyla Kolordularına yukarıdaki emri yayınlayarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bulunan bazı İngiliz subaylarının şimdiden tutuklanmasını ve şimdiden gözetim altına alınmasını istedi. Atatürk öngörüsünde yanılmadı ve 15 Mart'ta İngilizlerin işgal polisi İstanbul’u ablukaya aldı. 16 Mart 1920 sabah 05.45 sularında İngiliz askerleri Şehzadebaşı karakoluna geldiler. Askerlerin uyuduğu koğuşta mızıka ve karargah bölüğü erlerinden beşini öldürüp, onunu yaraladılar. Harbiye Bakanı Cemal Paşa'nın evi basıldı ve paşa öldürüldü. Harbiye Bakanlığı ablukaya alındı ve İngiliz General Shuttleworth Harbiye Bakanlığının kontrolünü eline aldı. Ardından Meclis-i Mebusan basıldı ve kapatılarak faaliyetlerine son verildi. Milletvekillerinden Kara Vasıf Bey ve Mustafa Kemal’in önceden tahmin ettiği gibi Rauf Bey İngiliz askerleri tarafından tutuklandı. Ve Malta’ya sürüldü. Atatürk meclisin dağıtılacağını, işgalin genişleyeceğini bildiği için Ankara'da yeni bir Meclis kurmanın hazırlıklarını yapıyordu. Ve öyle oldu. Çalışmaları hızlandırarak İstanbul’daki Meclisin kapatılmasından 1 ay 1 hafta sonra Ankara’da 23 Nisan 1920 günü yeni bir Meclis kurdu. Atatürk ilerleyen yıllarda başkent yapacağı Ankara’ya 27 Aralıkta gelmiş, 22 Ocak’ta yukarıdaki emri vermiş, 16 Mart da İstanbul Meclisi işgal edilince yaklaşık 1 ay sonra Ankara’da bağımsız bir Meclis kurmuş, bu meclisi bir devletin kurulumunu gerçekleştirmek amacıyla Kurtuluş Savaşına ve bir devrime karargah yapmış ve başarıya ulaşmıştı. Planlı, programlı ve öngörülü. Yukarıda, Atatürk’ün emrinden sonra İngiliz subayları tutuklandılar. Ve bu tutuklu subaylar öyle işe yaradı ki; daha sonra Malta’da esir olarak bulundurulan Türk esirlerle değiştirilerek, Malta’ya sürülen esirler özgürlüğüne kavuşturuldu. İngilizler, tutuklu subayları için Malta’da bulunan bütün Türk esirlerinin tamamını salıverdiler. Bu zafer, Mustafa Kemal’in yüksek öngörüsü ve diplomatik zekasının bir ürünüydü. Meclis koltuklarında bugün bazı milletvekilleri göbeğini kaşıyarak oturup Atatürk’e dil uzatıyorlar ama, Meclis de yine O’nun yüksek dehasının bir eseridir oysa.

Diğer Haberler