Önceki gün Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosunda değerli yazar Turgut Özakman’ın ‘Ocak’ adlı tiyatro eseri Bursa Barosu avukatları tarafından gösterime sunuldu.
1959 yılında yazılan bu eser çalıştıkları halde mutlu olamayan ve dağılmamaya çalışan sıradan bir ailenin trajik komik öyküsüydü.
Tiyatro, ilk bakışta birilerinin sahneye çıkıp basit gösterimlerinden oluştuğunu düşünebilir. Ancak öyle değildir. İlk tiyatro İngiltere’de açıldıktan sonra Avrupa’da aydınlanma adeta hızlanmıştır. Avrupa’da Akıl perdesi aralanmıştır. 1605-1789 yılları arasında 17.Yüzyıl Felsefesi ile akıl öne çıkmış, Descartes, Pascal, Hobbes,Spinoza,Leibniz gibi düşünürler ve bilim adamları yetişmiştir.
Osmanlı’da ise Müslümanların Tiyatro sahnesine çıkması ancak 1873 Güllü Agop ile mümkün olmuştur. Osmanlıya matbaa nasıl 300 yıl sonra gelmiş ise, Osmanlıda tiyatrodaki önem de yine 300 yıl sonraya rastlar. Osmanlının yıkılış nedenlerinden birisi de bilimin ve sanatın geç gelmesidir.
Çünkü tiyatro uygarlıktır, gelişmişliktir.
Anadolu’da tiyatro malum Atatürk döneminde ivme kazanmıştır. Kendisi yoğun işlerden vakit bularak gittiği “Sırat köprüsü” adlı tiyatro oyun için “Hayır, bu piyes Fleur D’orange adlı vodvilin aynen çevirisi” diyecek kadar ilgilidir.
Şimdilerde tiyatro unutturulmaya çalışılıyor ama, CHP Osmangazi Parti okulu proje grubu, karanlığa inat AÇEV ile birlikte Bursa’da hiç tiyatro görmemiş kişileri 26 Mayıs 2013 günü “Bir kadın,bir erkek ve bir aile” projesi kapsamında Ahmet Vefik Paşa tiyatrosunda avukatlar tarafından oynanan Turgut Özakman’ın “Ocak” adlı piyesine ücretsiz götürerek aslında bir ilke imza atmış oldu.
Çünkü İstanbul’da nasıl ki deniz görmemiş kişiler var ise, Bursa’da da Tiyatro görmemiş kişiler elbette vardı.
Çünkü tiyatro, masmavi bir deniz gibiydi.
CHP Osmangazi İlçe Başkan yardımcıları Cemile Boncuk, Feriha Kalender, Fatma Kümbetli, Fikriye Tolunay ve Bülent Özdemir’den oluşan partililer hayatlarında tiyatro görmemiş bu kişilerin mutluluğuna bir araç oldular.
Vesile oldular.
Elbette makarna dağıtmakla olmaz bu işler.
Halka tiyatro vermek, bir ışık ve küçük bir aydınlanma vermek çok çok daha önemlidir. Bir insanın karnından önce, aklı, beyni ve fikri doymalıdır.
Daha çok bayanlardan oluşan bu arkadaşların bu güzel çabasını görünce aklıma Cumhuriyetin ilk yılları geldi birden.CHP’nin ve aynı zamanda Türk Milletinin ilk kadın Milletvekili Satı Çırpan, bir akşam tiyatro kapısında içeri alınmayan halkı gördüğünde yetkililere “neden içeri alınmadığını” sormuş ve “protokole özel piyes” cevabını alınca sinirlenmişti.
Yine o an yetkililere dönerek “Milletvekillerini içeri alıyorsunuz ama, Milletin aslı, Milletin kendisi kapıda duruyor. Hayır. Milletin kendisi içeri girecek, Vekiller dışarı çıkacaktır” diyerek kendisi içeri girmemiş, kapıda bekleyen Milletin hepsini içeriye, tiyatro salonuna almıştı.
O gün Satı Çırpan bir tane idi ama, bugün Satı Çırpanlar binlerce.
Eh ne diyelim artık,
Makarnacılar kurban olsun size.