Atatürk bir gece, demiş, sizlere ne gibi şeyler yapmamız gerektiğini, bir şeyi naklederek anlatacağım.
-“Berlin’de klasik dans kurslarında devam eden bir Türk kızından bir mektup almıştım;Parasız kaldığından kurslara devam edemeyeceğini yazıyor, benden yardım istiyordu.Eğitim Bakanı ile görüştüm. Ödenek bulduk ve kıza Berlin’deki ilgili memurumuz aracılığıyla parayı gönderdik. Bir ay sonra kız bana tekrar mektup yazdı. Parayı alamadığını, daha doğrusu almadığını bildirdi ve memurumuzu şikayet etti; Parayı vermek için kendisine bazı tekliflerde bulunmuş. Kız da bu teklifleri kabul etmektense aç kalmayı tercih etmiş…”
Atatürk bunları anlattıktan sonra Eğitim Bakanına sordu;
-“Bu memura ne yaptık?”
Cevap yok.Atatürk bütün milletvekillerine döndü;
-“Bu memurumuzu biz ne yaptık biliyor musunuz beyler? Mebus yaptık.İşte biz böyleyiz”.
Bu dün yaşanan bir olaydı. Atatürk Ahlaksız memurun mebus yapıldığına sinirlenmiş ve Milletvekillerine sitem etmişti. Yapılan hatayı anlatmaya çalışıyordu.
O gün, böyle insanlar maalesef gözden kaçarak aradan sıyrılıp milletvekili olmuştu. Bugün de var böyle Milletvekili. Ama bugünküler gözden kaçmıyor. Bizzat, özellikle seçiliyor.
Örneğin Sivas katliamındaki sanıkların avukatlarının çoğunluğunun özel olarak Milletvekili yapılması gibi. Veya yolsuzluk ve hırsızlıkta yetenekli kişilerin bizzat bulunup seçilerek Milletvekilleri yapılması gibi.
Katillerin Meclise gönderilmesi, gibi.
Sözüm meclisten dışarı ama geçenlerde Mecliste bir tartışma oldu.
Kamer Genç haklı olarak Fatma Şahin’in Bakanlığında kira konusunda yolsuzluk yapıldığını iddia etti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Ankara Söğütözü’ndeki yeni hizmet binasının aylık kirasının 1 Trilyona yakın, yani 980.000 Tl olduğunu, binanın da her zaman olduğu gibi bir AKP’li meclis üyesine ait olduğunu belirtti.
Ve bunun nedenini sordu.
Ayrıca Çanakkale Savaşlarında Atatürk’ün adını ağzına almayan Bakan Fatma Şahin’e “Atatürk olmasaydı kim bilir hangi şeyhin kaçıncı karısı olurdun” dedi.
Vay sen misin efendim bunu söyleyen. Fatma Şahin Millete yolsuzluk iddiasıyla ilgili olarak Kamer Genç’e hesap vereceğine, ağlayarak hesap sormaya kalktı.
E şimdi yanlış mı bunlar. Aylık 1 Trilyona kira mı olur? Hem de kendi partiline. Sormasın mı yani bunu?
Ayrıca, Gaziantep’li olan Fatma Şahinin Çanakkale Tarihinden haberi olmadığı gibi sanırım Antep tarihinden de haberi yok. Antep’in Kurtuluş Savaşında bizzat Atatürk’ün görevlendirdiği ve gönderdiği Kılıç Ali(Altemur Kılıç’ın babası) tarafından alındığından haberi de yok zahir.
Atatürk olmasaydı Fatma Şahin ne olurdu. Bırakınız Bakanı bakmayanı, Müslüman bile olabilir miydi acaba?
Hatırlayınız, geçmişteki Fadime Şahin bile olabilirdi yani.
Haklı olan tabii ki Kamer Genç’ti. Yolsuzluk dosyalarını, Atatürk’ü önemsizleştirmenin hesabını bir Türk insan olarak elbette soracaktı.
Hadi tüm bunları bir kenara bırakalım.
O gün Kamer Genç bunları Meclis kürsüsünden sorarken, Tokat Milletvekili Zeyid Aslan ise Kamer Genç’e ağza alınmadık küfürler etti.
Dinlerken utandım. Çünkü o küfürler o hakaretler Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkmaz, çıkmaması gerekirdi.
Sonuçta, Meclise elbette küfürler, hakaretler yakışmadı ama, aklıma o an Atatürk’ün yukarıdaki sözleri geldi birden.Atatürk bir tarihte, o ahlaksız memur için; “Biz bu memuru mebus yaptık, biz işte böyleyiz” diye milletvekillerine kızmıştı.