Sayın CHP Osmangazi İlçe Başkanı,
Ve değerli İlçe Yöneticileri..
Bursa Olay Gazetesi yazarı Yusuf Kayışoğlu’nun 13 Temmuz 2013 tarihli köşe yazısını doğru ve bir kaynak kabul edip soruyoruz..
Haberde;
Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca’nın Başkente gittiği, Sn. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ile görüştüğü, orada, Osmangazi’deki 5 bin 500 üyenin önüne sandığı koyacaklarını vurguladığı, “Sandık, Osmangazi’de üyenin önüne kesinlikle konacak” cümlesini kararlılıkla ifade ettiği yazılıyor. Ve yazıya göre Osmangazi ilçe Başkanı da “Bursa’yı sallayacak bir adayımız var. Önseçimden çıkacağına da eminim” diyormuş.
Biz de “hadi bakalım hayırlısı” diyor ve Osmangazi’de seçimin alınması için bize düşen görev ne ise “hazırız” diyoruz.
Ancak;
Haberdeki detayları da sormadan edemiyoruz..
İlçe Başkanı doğrudan Genel Merkeze mi bağlıdır? Çünkü Osmangazi’nin son örgüt toplantısında ele alınan ve açıklanan konular ve toplantı kararları, İlçe Başkanı tarafından doğrudan ve şifahen Genel Başkan Yardımcısına mı götürülür? Partinin bir hiyerarşik yapısı yok mudur?
Eğer öyleyse bu davranış, Bursa İlinde CHP Genel Başkanlığını temsil eden İl Yönetim Kurulunu tanımamazlık, veya en hafif ifadeyle “atlamak” anlamına gelmez mi?
Haydi diyelim ki ben çok radikal düşünüyorum.
Pekiii, İsmet Karaca’nın Osmangazi Belediye Başkan adayı olarak düşündüğü ismi, hiç kimse ile paylaşmadan, hatta ve hatta Osmangazi üyeleriyle bile paylaşmadan doğrudan Genel Merkeze götürmesi nasıl izah edilir?
Şöyle izah edilir; Osmangazi İlçe Yönetimi yerel seçimlerine “birlik ve beraberlikten uzak, kendi kafasına göre ” girecek demektir.
“Demokrasiden, önseçimden, taban yoklamasından” söz eden ilçe Başkanı’nın, “Bursa’yı sallayacak bir adayın” hazır olduğunu gazetelere deklare etmesi, Ortaçağdan kalma son derece ucuz bir siyaset davranışı değil midir?
TAKİYYEDİR BU.
Hem, demokrasiden, taban yoklamasından söz edeceksin, hem de üyelere kendi adayını hazırlayarak;” bak ben bunu istiyorum haberiniz ola” türünden mesajla ilçe Başkanı olarak oy isteyeceksin.
Yahu sizin demokrasi anlayışınız bu mudur?
Ayrıca, bir yandan, İlçe Başkanı olarak Genel Merkez’e “tabanın sesini dinlemesi için” çağrıda bulunmak ve diğer yandan da üyelere dönüp de, kendi adayınızın olduğunu açıklayarak, tabanın tercihini hiçe saymak ne demek oluyor şimdi?
Sağ gösterip sol vurmaya çalışıyorsunuz ama, seçim öncesi kendi ayağınıza sıktığınızın farkında mısınız. Çünkü seçim öncesi “Birlik ve Beraberlik içerisinde olmak” gerekirken, siz bu politikanızla, sanki Genel Merkez “Tabanın sesini mi dinlemiyor?” gibi bir hava yaratmanız doğru mudur?
Beyler, şu konuda samimi olun ki, Genel Merkez “Tabanın Sesini” dinlemeseydi, şu an siz orda oturuyor olmayacaktınız. Bugün parti üyelerinin önüne neredeyse ilk defa sandık koyan, ilk defa demokrasi getiren bu günkü Genel Merkez kadrosu ve Genel Başkanıdır.
Bunu unutmayınız.
Yani sık sık Genel Merkez Yönetimine “önseçim” çağrısında bulunup, Genel Merkezi “antidemokrat” gibi göstererek, tıkanmanın nedeni sayarak “Demokrat” görünmeye çalışmak basit bir şark kurnazlığıdır.
Bir oyundur.
Genel Merkezi ve Parti Meclisini hedef göstererek kendinizi “demokrasi kahramanı” ilan etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir bu.
Herkes anti demokrat, bir tek siz demokratsınız öyle mi?
Yahu üç aydır insanlara cülus dağıtır gibi Meclis üyesi adaylığı dağıttığınızı sağır sultan bile biliyor.
Siz kimi kandırıyorsunuz?
Hem, Önseçimin Belediye Başkan adayı için geçerli olduğunu, Meclis Üyesi aday adayları için önseçimin geçerli olmadığını siz bilmiyor musunuz?
Buna rağmen, Meclis üyesi aday adayları için Genel Merkeze karşı “önseçim” dayatmasında bulunmak nasıl bir bilgisizliktir?
Kısaca yaptığınız yanlıştır.
Seçim öncesinde tirübinlere oynamak ve şirin gözükmeye çalışmaktır bu. Daha da kötüsü; İl Yönetimini, Parti Meclisini ve CHP Genel Merkezini suçlu ilan ederek, tu-kaka gösterme çabasıdır.
Seçim öncesinde, veya her zaman için çok tehlikeli hareketlerdir bunlar.
Ve doğru da değildir
Genel Merkez bir ağlama duvarı da değildir. CHP tüzüğü açıktır. Tüzük madde-30; “İlçe Yönetim Kurulu, İlçe çevresinde Partinin başarısı ve amaçlarının gerçekleştirilmesi için yapılacak çalışmaları düzenlemekle ve YÜRÜTMEKLE görevlidir” der.
Yani sen taban yoklaması yaptın da Genel Merkez “Hayır” mı dedi? Sen üyelerin önüne sandık koydun da, yukarıdan gelip de birileri mi kaldırdı? Hem bu tür konuları, seçim öncesi birilerine savaş açar gibi propaganda konusu yapmak niye?
Ne kazandıracak size?
Ayrıca; CHP Parti Meclisi son aldığı karara göre “Temayül Yoklaması da yapabilirsiniz” diyor. “Yapamazsınız” demiyor. Parti Meclisi bir Partinin en üst Karar organıdır. Yönetim organıdır. İlçe Başkanı bunu bilmez mi? Parti Meclisi kararlarına itiraz etmenin yolu;”seçim öncesi Parti Meclisini suçlu ilan etmek midir?
Bu mudur sizin siyasi dağarcığınız. Seçim öncesinde, Darağacında asmak mıdır yani Cumhuriyet Halk Partisini?
“Biz istiyoruz ama onlar istemiyor” demek midir üyelere karşı?
Seçim öncesi bu mudur?
Sevgili Partililer, İsmet Karaca’nın sanki durum tam tersi imiş gibi göstererek, Parti Meclisi kararlarını saptırması her şeyden önce bir suçtur.
Parti Meclisi “Temayül Yoklaması ile Merkez yoklaması” kararı almıştır. Bunu tersi gibi göstermek partiye zarar vermektir. Parti Tüzüğünün ise 70’nci ve 46’ncı maddeleri gereğince “Partiden kesin çıkarma Cezasını” gerektirir. Parti suçudur. O madde de; Programa ve Tüzük kurallarına, Kurultay ve YETKİLİ ORGAN KARARLARINA AYKIRI davranmak’tır.
Bu açıklamalar ve demeçler, Parti Meclisinin kararı olmasına rağmen, genel merkezi hedef gibi göstererek ısrarla önseçim istemek ‘Partinin yetkili organ kararlarına aykırı davranmak’ değil midir?
Tüzüğün 43’ncü maddesinin (B) bendinde ise;”Yasalarda, Tüzükte, Yönetmeliklerde öngörülen görev ve sorumlulukları ve Mali Yükümlülükleri yerine getirmeyen veya aksatan; partinin siyasal ilkeleriyle, doğrultusuyla, çalışma kurallarıyla bağdaşmaz tutum ve davranış içerisine girerek partiye zarar veren İl, İlçe, Belde Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerini, Merkez Yönetim Kurulu gerekçesini belirterek görevden alabilir” der.
900 Bin nüfusluk ve 56 İlden büyük olan Osmangazi İlçe Başkanı bunu bilmez mi?
Osmangazi İlçe Başkanı ve Yönetimi size sesleniyorum;
Seçim yaklaşıyor. Partiyle değil, seçimle uğraşınız. Kendinizi güya yüceltmek için, aykırı hareket ve davranışlarla hedef saptırarak Parti Meclisini veya parti organlarını küçültmeye çalışmayınız.
Siz küçülüyorsunuz..
Buyurun, Tüzüğün 30’ncu maddesi gereğince koyun sandığı üyelerin önüne, yapın bir temayül yoklaması, üyelerin tamamının oy kullanmasını sağlayın, sonuçlarını da İl Başkanlığına ve Genel Merkeze raporla bildirin, biz üyelere de açıklayın, olsun bitsin.
Sanki oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi niye ağlıyorsunuz?
Kim tutuyor ki sizi?
Evet bir parti üyesi olarak CHP tüzüğünün 30/A maddesi gereğince soruyor ve yaptığım bu eleştiriye yine Tüzüğün aynı maddesi gereğince yanıt istiyorum;
“Sandık, Osmangazi’de üyenin önüne kesinlikle konacak” ne demek? Kim engelliyor taban yoklaması yapmanızı sizin?
Bunu biz de istiyoruz; açıklayınız..
İlçe Başkanı bu doğrultuda siyaset yapıyor ve elinden sanki seçim sandığı alınmış gibi sık sık bu konuda sitem ediyor ise, önce bunun ne olduğunu açıklamalı? Üyeleri bilgilendirmeli..Yani basına öyle konuşuyorsunuz ki, sanki Genel Merkez veya Parti Meclisi sizin önünüzü tıkıyor gibi bir hava oluşturmaya çalışıyorsunuz.
Ama Cumhuriyet Halk Partisi ve üyeleri saf değildir.
Tekrar ediyorum, ucuz şark kurnazlığıyla “demokrat” görünmeye çalışmayınız.
Hele hele Genel Merkezi “tıkanma yeri” gibi göstererek siyaset yapmayınız.
Beyler, kendinize geliniz.. Osmangazi’yi doğru yönetiniz..
Farkında mısınız bilmem ama;
Suç işliyorsunuz..