Aziz Valentine gününüz mübarek olsun tüketim toplumunun sürdürülebilir tüketime mahkum müridleri” sözlerimizle 14 Şubat gününü kutlamak; önceleri özentilik, sonraları moda, derken gelenek olmaya başladı ülkemizde de...
Kutsal Günler arasında SEVGİLİLER GÜNÜ de en sonunda yer buldu kendisine...
12 Eylül 1980 sonrasında, tüm değerlerimizin değişime uğramaya başlamasıyla nice kutsal günlerimiz oldu.Kandilleri, Bayramları, Arifeleri; saçmalık bunlar diyerek tartışmaya açıp, koyduk bir kenara...Yabanın yeni tarifleriyle başladık yaşamaya...
Örneğin; 5 Aralık Kadının Seçme ve Seçilme Hakkını Kazandığı günü kutlamak ve değerini bilip kutsamak varken; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün peşine düşdük.
Kendi dinsel bayramlarımızı, kandillerimizi kutlayanlara dudak büzüp, tepeden bakmağa başlarken, elin Paskalyası'nı,Ester'ini, Noeli'ni, Cadılar Bayramını kutlamaya özendik.
İşte bu özentilikler yetmezmiş gibi, 80'li yılların ilk yarısından başlayarak; bir de SEVGİLİLER GÜNÜ diye bir gün kazandık, her yıl 14 Şubat'da çok büyük hazırlıklarla kutluyoruz da...
Bu kutlamaları eleştiriyor muyum?...Hayır...
Yalnızca gülüyorum ve bazen de diyorum ki "deliye her gün bayram" ruhsal durumlarında gibiyiz. Sanki 14 Şubat Sevgililer Günü; ülkemize pazarlanmadan öncesinde, bizim yavuklular, sevdalılar, aşıklar...Hiç mutlu olamayıp, sanki aynı çanakdan zehir kaşıklar gibi mi yaşıyorlardı?...
Sevgililer Günü dediğin günün adı; Saint Valentine Day...Türkçesi ile; Aziz Valentine Günü...
Bu günün öyküsü de kısaca şöyle...
Ortaçağ'da despot bir derebeyinin biri, genç kızların ve erkeklerin evlenmelerini yasaklamış...Anlaşılacağı gibi derebeyinin niyeti kötü;bütün kızları kendisine saklamış kafasına göre...İşte bu karmakarışık ve de karanlık bir dönemde papazın biri, birbirini seven aşıkları başlamış gizli, gizli evlendirmeğe...Sonucunda papaza "azizlik" mertebesi verilmiş bu iyi niyetli çabası nedeniyle...
12 Eylül 1980 sonrasında;Turgut Özal'la, liberalleşme ve küreselleşme girişimleri sonucunda ve özellikle de internet mucizesi sayesinde dünyada zaman ve mekan sorunu ortadan kalkıp, küresel medya-küresel kültür-küresel ekonomi olarak üç sac ayağı bulunan küreselleşme olgusu, sarınca bizleri kollarıyla...Aziz Valentine Günümüz de oldu...Bu güne özgü kutlamalar, alınan armağanlar, o güne özgü satın alınan "aşkın rengi" denilen kırmızı giysiler ve gösterişli restaurantlarda yenilen pahalı yemekler "virus gibi" yayıldı.Bu işe de en çok kadınlar mı bayıldı sanıyorsunuz?...Kadınlardan çok daha mutlu olanlar; tüketim toplum modelinin kutsal mekanları ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ, kod adıyla, nick name'i ile AVM'ler...Hepsi birer, birer kendilerini süslediler; 14 Şubat günü için alınması gereken giysilerle, mücevherlerle, parfümlerle ve özellikle de kırmızı ayakkabılarla...Sanki YILBAŞI hazırlıklarını kıskandırırcasına...
Ve o güne özgü "fahiş fiyatlarla satılan" kan kırmızı güller sokaklarda satılmazsa, işten eve yorgun, argın dönen eşler, sevgililer, nişanlılar ya unutup ya da boşverip hiç değilse bir gül bile almazsa...Kıyamet mi kopar, fırtına mı çıkar, hortum, kasırga, fay hattı kayması, deprem,yer sarsıntısı; vızıltı kalır kadın çığlıklarının arasında...Evlilikler çökebilir, nişanlar atılabilir, sevgililer ayrılabilir; hiç değilse bir kırmızı gül bile alınmadıysa...
Ne enflasyon...Ne işsizlik...Ne ileri vitese takılmış ama gerileyen demokrasi...Ne Bay Kemal'le, AKBAŞKAN'ın atışması... Ne AKŞENER'le, BAHÇELİ'nin "beka ve zeka" sataşması...SEVGİLİLER GÜNÜ ola ki kutlanmadıysa, ola ki bir kırmızı gül bile alınmadıysa...Erkek kısmısı için; yandı gülüm keten helvası...
Oysa...14 Şubat Sevgililer Günü; ülkemiz ve ulusumuz için kutlanacak kutsal günler sıralamasına girmeden önce...Kadınlar sevgilerini; para karşılığında ölçüp, biçip, tartar ve satar olmadan önce...Kırlardan toplanmış papatyalar...İki gönül bir olunca seyran olan samanlıklar vardı.Üstelik aşkın ömrü; insan ömrü kadardı.İki aşık yaşamları boyunca; birbirlerini severdi.
Sevgililer Günü kutlamalarını ve armağanlarını; her 14 Şubat Günü'nde değişik kişilerle yaşamak ne yazık ki çoğaldı.Tüketim toplumunda; pazarda satışa sunulan malların hızlaa tükenmesi gibi, ne yazık ki ilişkiler de hızla tükeniyor, duygular tükeniyor,sevgiler tükeniyor ama her 14 Şubat günü için AVM'lerde sunulan tüketim mallarının çeşidi, albenisi, özellikle de kadınları baştan çıkaran etkisi her yıl daha da artıyor.
Elbette ki seçim kadınların; "bize her gün sevgililer günü" diyen bir erkekle, çok büyük aşkı ve sevgiyi bir ömür boyu yaşamak ya da her yıl çok değerli armağanlar alıp, ama yine de gerçek, ömürlük aşkın arayışında olmak...
Mutluluk;her erkeğin ve kadının hakkı...Yaşamın zorluklarına karşın;sevmek, sevilmek tüm yaraların ilacı...İster bir öpücükle, pırlanta bir yüzükle...Kim ne ile mutlu oluyorsa; aradığını bulsun, yalnızca 14 Şubat gününde değil, tüm sevgililer;yaşadıkları her günde mutlu olsun...