Yazarlar

Neler oluyor hayatta?

post-img
90 yıllık enkazı kaldırdıklarından söze girişince First Odalık, kendisi bilhassa saraylara layık; ansızın göze de girdi…Elbette ki yurtdaşlarının öfke dolu gözlerine ve gözlerden dile vuran öfkelerine konu oldu, konuk oldu… Öylesine öfkelendiler ki sözlerinin sınırı kalmadı; Filipinli bir kadına kadar uzandı…Başladılar onu Imelda’ya benzetmeye… Gaflet ve delalet uykusuna yatanlar, bire bin katanlar dediler ki; “bu kadar varsıllık nasıl olur, geçmişinde olunca insanların yoksulluk ?”…Sanki MARCOS familyası gibi…Asla ve kat’a… Olur mu öyle şey Romalılar, yurtdaşlar?…İMELDA MARCOS DEDİĞİN; SEMRA ÖZAL’A DENK GELİR…GÜNÜMÜZÜN MUKTEDİRLERİ Mİ?…ONLAR İSTİSNA, MUSTESNA, ŞAHSINA MÜNHASIR VE ASLA BENZEMEZLER ONLARA… Lütfen atmayınız iftira… FRANSA KRALLARI İKTİDARLARINI GÜÇLÜ GÖSTERMEK İÇİN; İRADELERİNİ TANRI’DAN ALDIKLARINI SÖYLEYİP, BEN TANRIYIM DERLERDİ…BİZİM MUKTEDİRLERİMİZ “90 YILLIK ENKAZLA” CEBELLEŞİYOR OLSALAR DA….HAŞA…ŞÜMME HAŞA…BURASI MÜSLÜMAN BİR MEMLEKET…OLABİLİR Mİ HİÇ ONLARIN DİLİNDE BÖYLESİ BİR GAFLET?…Aman ne MARCOS, ne SADDAM, ne KADDAFİ, ne de MURSİ…Daha da öncesinde; ne HITLER ve ne de MUSSOLİNİ…Bizim hayal ve hayat kahramanlarımız olabilir mi?… Sahi bir de Nicolae Ceaușescu VE ZEVCESİ Elena vardı…ANIMSIYOR MUSUNUZ ONLARI?…Kalmadılar değil mi hiç kimseciklerin anılarında?…Yalnızca birer görseller youtube ortamında…Amann şekerler; bize ne onlardan… İyi de bize ne onlardan dedik diye; şu azgın kedileri alın demedik ya izlemeye…1 Mart günü girdi, gireli; herkesin ilgisi yöneldi kedigillerin aşk, meşk yaşamına…Oysa KÜRESEL ISINMA NEDENİYLE DÜNYAMIZ’DA OLAN BİTENİN AYIRDINA VARAMAYAN UYUR-GEZER İNSANSOYU; ÇOKTAN DEĞİŞTİ KEDİLERİN HUYU…Mart’da değil; Şubat’da cilveleşmiş ve gebe kalmış oluyorlar artık…Ayırdında bile değilsiniz; ne yazık… ŞUBAT YA DA MART KEDİGİLLERDE BAŞLAMIŞ YA HAREKAT…KEDİLERDEN DAHA İŞTAHLI PEK ÇOK ZEVAT…BIRAK HAYVANAT İÇİN SEVİNMEYİ; SEN KENDİ İŞİNE BAK…DEĞERİNİ BİL; İNSAN SOYUNA 12 AY MART… Ve bu arada başlıyormuş; 90 YILLIK ENKAZ VE BİZLERİ DE ENKAZA ÇEVİRMEK İÇİN… ADAM, ADAMA MARKAJ DÖNEMİ…SSCB’DE OLDUĞU GİBİ…İLERİ DEMOKRASİDE GELİNEN SON AŞAMA…Daha açık bir anlatımla; herkesin peşinde bir polis, yamacında, yöresinde de bir muhbir olacakmış söylencelere göre…Ne diyelim; ileri demokrasilerde olur böyle işler…Yetmez; ama EVET… Fıtrat sorunsalı; başına gelecekleri kabul et…Komşularla “sıfır sorun” durumlarından sonra, “yurtdaşla da, pardon ümmetle de sıfır sorun ve soru sorma politikası” idare et… 90 yıllık enkaz, kedilerde seksüel faaliyet,kişi başına milli gelir yerine, kişi başına muhbir derken… Bir de baktık ki yine dile gelmiş bölücü başının TBMM’deki kalleşi; Diyarbakırlılar’ı, SUR’a doğru yürüyüşe geçmeleri için kışkırtıyor. Ki onlar da anahtarı çevrilince, eyleme geçen teneke oyuncaklar olduklarından uydular PKK sevişgeni Selahattin’in sözlerine…Üstelik de bir kamyon dolusu taş, sopa alarak yanlarına; kadın-erkek, yaşlı-genç…MAKSAT NE MUHABBET…NE DE MUHALEFET…BAL GİBİSİNDEN NÜFUSU AZALTMA POLİTİKASI, NÜFUSU PLANLAMA ÇABASI…BİRİLERİ GAZ VERİYOR BUNLARA… ELBETTE Kİ İPLERİ KİMİN ELİNDEYSE; İŞTE O GÜÇLER…VERİLDİKÇE BUNLARA GAZ; KUKLACILAR, ÖLÜMLERDEN ALIYOR HAZ…VE BU BEYİNSİZLER DE OYNANAN BÜYÜK OYUNUN AYIRDINA VARAMADAN…DEVLET’LE DALAŞMAYI; KIRKPINAR’DA YAĞLI GÜREŞ OYUNU SANIYORLAR…VE AYLARDI DÖKÜLÜYOR KAN; SUSMUYOR KÜRTÇE ULUMALAR… Ve RECEP olmak…Ama hangisi?… Elbette ki İVEDİK namlısı…Bu en kalıcısı imiş; öyle diyor uzmanlar…Şaşalı olanın akıbeti üzerine çok çeşitli söylenceler var…İlgi alanımıza hiç mi hiç girmez (mi acaba?)Neyse bizim öznemiz RECEP; İVEDİK olanı…Ki o bir film karakteri olsa da toplumsal yapının bir izdüşümü, toplumsal çarpıklığın bir yansıması…Bu çarpık toplumun, tozumaya, yozlaşmaya uğramış toplumun bir ürünü… Toplum mu onu yarattı ya da o ve benzerleri mi bu toplumu oluşturdu; bu da bir başka tartışma konusu…Bir bakıma yumurta-tavuk ilişkisi…İşte bu Recep İVEDİK tiplemesi; günümüz erkeğinin çoğunluğunun izdüşümü olsa da…Sanki Bayan Recep İVEDİK örnekleri yok mu değişen toplumsal yapımızda?… İstemediğin kadar…M’ACUN TV’de boy gösteren kızlar; birebir Recep hanzosunun dişil uyarlamaları… Diyorlar ki Recep İVEDİK benzeri erkekler için; değişen Dünya koşulları bağlamında ayakta kalabilecek tür yalnızca onlar…Bizler gibi gamlı baykuşlar; ona, buna, şuna kafayı takanlar…Vay küre ısındı, insanlar aç-susuz kaldı, iklim değişikliği nedeniyle göçler başladı, doğal kaynakları paylaşım savaşları çıktı ve daha da artacak sorunlar diye kaygılanırken, onlar geçmiş günlerden gelen bir tanımlamayla “Dünya yansa, hasırı yanmayan…Hasırı yanmaya başlarsa, yerinden ancak kıpırdayan insanlar” olduklarından “Dünya onlara güzel”… Neyse, biz dönelim İVEDİK Recep’in kız, kadın uyarlamalarına…Onca boya malzemesi, bedeni biçimlendirmede silikon ekstrası…Açlığı bastırmada plastik içerikli Amerikan çikolatası…İşte en ilginç olanı da şu çikolata konusu… Açken sen, sen değilsin de…Plastikle beslendiğinde sen, sen misin?…İlk çağlardan beri söylene gelen biz söz vardır; insan ne yerse, odur…Bir bakıma beslendiklerinden oluşur insan; beyin ve beden gelişimi bağlamında…Plastik çikolatalarla açlığını bastırırken; miden delinmedi mi senin?…Hey İVEDİK nesli !…Aranızdan hiç birisi, plastik çikolatalardan kaynaklı; hastanelik olmadı mı?…Duyulmadığına göre böylesi bir yakınma; anlaşılan bu İVEDİK nesline vız gelir, tırıs gider küresel iklim değişikliği ve de küresel ısınma…Dinozorlar gibi bunların da nesli tükenecek sanma; tınmaz bunlara ne iklim değişikliği, ne de besinlerin bozulan yapısı, genetiği değiştirilmiş organizmalar vs… Bunlar çoktan olmuşlar modifiye…Bu İVEDİK nesli var ya; tam tamına bakteri benzeri… Dün var oldukları gibi, yarında da hep var olacaklar…Sen kendin için kaygılan; organik bay ve bayan…Bu gidişle yaşam yolculuğunda sen gibiler kalacak yayan; tüm haşarat yürüyecek duble yollarda…

Diğer Haberler