Şimdi efendim…
Abilerim ablalarım…
Şahinlerim kargalarım…
Ne yazdık son makalemizde “Bursa Atatürk Stadyumu yıkılmasın” diyenlere karşı?
“O beton yığını mutlaka derhal yıkılmalı ve aşağıya, İpekiş’in bulunduğu yere dek meydan mantığıyla ortaya çıkacak söz konusu alan spor ve kültürel amaçlı dizayn edilmeli” dedik mi özetle?
Dedik…
Yazımızın yayınlanmasının ardından bizimle hemen hemen aynı şeyleri dillendiren bir açıklama yapan Bursa Makine Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Mart ki, kendisini daha önce aklı başında biri olarak tanırdım…
Arayıp da eksik ya da yanlış bir şey yazdıysak düzeltmek ya da bir açıklama yapmak yerine yazımızın altına yorum yaparak “Bizim üzerimizden birilerine mesaj vermeye çalışıyorsun, bunu yapma!..” gibi, ileride milletvekili olmayı filan düşleyen bir oda başkanına hiç yakışmayacak şekilde garip, acaip bir fikir beyan etmiş!..
Az sonra oraya da geleceğiz ama sonra çıktı ortaya, meğerse yazımızda adı geçen eski Kimya Mühendisleri Odası Başkanı, CHP Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Ayşe Dolar’la dertleşen İbrahim Mart yazarınızın bir şekilde Olay Medya sahibi Cavit Çağlar’a mesaj(!) vermeye çalıştığına karar vermiş anlaşıldığı kadarıyla!..
Bir önceki yazıma tekrar bir göz attığınızda hemen hepinizin ne alaka diye yanıt vereceğini duyar gibiyim?
Şunu demeye çalışıyorlar akıllarınca:
“Stadyumu yazıp bizimle uğraşacağına, bak Cavit Çağlar’ın Çelikpalas Oteli’nin yanındaki inşaatına Osmangazi Belediye Meclisi’nin AKP’li üyelerinin oylarıyla 2 kat fazla inşaat izni verildi asıl onu yazsana toton yiyiyorsa?!.”
Sevgili Ayşe Hanım,
Sen aynı zamanda başkanlığını yürüttüğün Bursa Kimya Mühendisleri Odası’ndaki bilirkişilik işlerini kendin yapıp, oradan kendine ticari fayda sağlarken bu insan hiç kimseye minnet etmeden kaleme aldığı yazıları nedeniyle çalıştığı gazetelerden defalarca işten kovuluyordu haberin var mı?
Sen ne yaptın?
Bu skandal durum ortaya çıkınca görevinden istifa etmek zorunda kalmadın mı?
Yazıda biz seni övüyoruz diyoruz ki “Bu kentin eski Ayşe Dolar’lara ihtiyacı var; “Ayşe Hanım, kaldır biraz totoyu”…
Bunu bile anlamıyor!
Şöyle yazıyor Facebook’taki duvarına:
“İnsan müsvettesi(!) bir yazar toto moto gibi kelimeler kullanarak…. “
Ve ilave ediyor:
“Cavit Çağlar’a verilen kat iznini de yazsana?..”
Ya rabbim?
Bazı insanları yaratıp yaratıp yeryüzüne yolluyosun da sonradan niye takibini yapmıyosun ey güzel Allahım!..
Şimdi, “toto” yerine “başka bir şey mi” mı yazaydım Ayşe Dolar?
Ayıp ayıp!
Bu kentin muhalefeti kimlerin eline düşmüş, şehir kimlerin eline geçmiş şaşıyorum artık doğrusu.
Cavit Çağlar meselesine gelince…
O ucube yapının arkasındaki sokakta oturanlar dava açtılar ve mahkeme de daha yüksek kat yapılamayacağına karar verdi.
Mahkeme kararına rağmen verilen onay kanunsuzdur ve suç teşkil etmektedir.
Savcılığa verilecek tek bir dilekçe her şeyi çözer.
Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, İmar Komisyonu üyeleri ve belediye meclisi suç işlemiştir!
Hadi bunu sen yap bakalım Ayşe Dolar?
Bir dilekçe yazıp savcılığa suç duyurusunda bulun?
Toton yiyiyo mu?
Bak buradan sana akıl da öğretiyorum!
Git o binanın önünde bir de çadır kur, pankart aç kampanya başlat?
Gerçek siyaset böyle yapılır, oturduğun yerden habire şeker patlatarak değil.
Cavit Çağlar meselesinden devamla…
Her daim sütlü keçinin geriden gelen oğlağı pozisyonunu yine korumak isteyen Çağlar aslında 2 değil, 4 kat fazlalık istiyor oraya!
Osmangazi Belediye Meclisi’nin AKP’li üyelerinin totoları o kadarını yiyememiş olacak ki 4 değil, 2 kat daha fazlalık vererek belli ki tarih önünde taşıyacakları kara lekeyi sınırlamak istediler.
Karar şimdi bir aylık askı süresinin dolmasını bekliyor.
Daha sonra Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gelecek.
Benim asıl kaygım orada 2’nin 4 yapılabilme olasılığı!
İşte onun için bir çağrı da CHP Bursa İl Başkanı Metin Çelik’e yapmak istiyorum:
Sayın Başkan…
Sırf Cavit Çağlar’ın televizyonuna çıkıp, gazetesine yazılmazsam kaygısıyla hareket edip, etliye sütlüye bulaşmadan günü kurtarma politikası izlersen eğer, doğrusunu yapmamış ve bu kentin bir kere daha katledilmesinde suç ortaklığı etmiş olursun!
Hiç CHP’ye yakışan, olması gereken bir tutum değil sadece belediye meclisinde “hayır” oyu verip sonra ortadan toz olmak!
Sen de biraz kaldır artık totoyu?!.
Osmangazi Belediye Başkanı, imar komisyonu ve belediye meclis üyeleri hakkında “mahkeme kararlarına aykırı karar vermekten” suç duyurusunda bulunun?
Bu kötü karara onay verdikleri halde aynı şeyi büyükşehirdekiler için de yapacağınızı ve tümünün ağır şekilde yargılanacaklarını duyurun?
Zamanın CHP İl Başkanı Rahmetli Şemsettin Şen, yine Cavit Çağlar’ın Küçük Balıklı’da yaptığı kaçak sanayi sitesinin önüne geçebilmek için inşaatın önüne Kızılay çadırı kurup, açlık grevine başlamıştı bir vakitler!
Bir oda bir salon çadırın benden?
Kur sen de bir çadır oraya, hepimiz yanına gelelim; sabah akşam ateş yakıp halay çekerek kararı geri aldıralım?
İşte meydan, işte pehlivan…
Toton yiyiyo mu?
……………….
Şimdi gelelim Atatürkçü geçinip, ömrü boyunca Atatürk’ten geçinen bu sayede kendilerine makam mevki edinen kesime…
Ne diyorlardı?
“Atatürk mevcut stadın yapımı için kendi cebinden 1000 lira para bağışlamıştır dolayısıyla, bu statta rahmetlinin manevi izi vardır, bu nedenle yıkılması caiz değildir, veleddalin amin!..”
Ne yalan söyleyeyim, başlangıçta ben de öyle sandım; kendi kendime dedim ki her halde Cumhuriyet dönemi mimarisi izi taşıyan şimdiki VİP bölümünün bulunduğu kısım için para verdi sevgili Atatürk’ümüz.
Sonra azıcık kafayı çalıştırınca asıl gerçeğe ulaşmak hiç de zor olmadı.
A be insanlar...
Atatürk 1938’de ölmedi mi?
Bu günkü stadyumsa 1950’de nur içinde yatsın Vali Haşim İşcan sayesinde yapılmadı mı?
Bu kez de diyebilirsiniz ki “Ee canım, eskiden orada bir tribün vardı, Atatürk oraya para verdi ve yıkılıp yerine yenisi yapıldı”.
Değil işte, öyle de değil çünkü, Atatürk’ün para verdiği stadyum orası da değil!
Eski Bursa Stadıyla ilgili en kapsamlı bilgi içeriğinden yeri tam anlaşılmasa da Wikipedia’da var.
Oradan bir bölümü okuyalım isterseniz:
Bursa'da 1930 yılına kadar maçlar Atıcılar Sahası'nda oynanıyordu. 1929 yılında, İstanbul'dan gelen Galatasaray-B takımını 1-0 yenmesi, yeni bir saha için olanak arayanlara fırsat hazırladı. Başta Faik Tinel olmak üzere o zamanın yöneticileri Bursa Valisi Hulusi Bey'den yeni bir saha istediler.Ortamın elverişli olması bu isteğin sonuçlanmasını sağladı. Bu arada, kolordu komutanı Ali Hikmet Paşa da futbol sahası olması için Beylikbahçe adıyla anılan dutluğu düzelttirdi.
Bu sıralarda bölge müdürü, Nasuhi Baydar'dı. Bu sırada Atatürk, Bursa'ya geldi ve bugün müze olarak kullanılan Çelik Palas'ın yanında bulunan köşkünde Nasuhi Baydar'ı kabul etti. Atatürk, durumu öğrenince Bursa'ya futbol sahası yaptırılması için 1000 Türk Lirası bağışta bulundu. Daha sonra Vali Kemal Gedelek, 2000 Türk Lirası daha temin etti. Bu paranın yanı sıra Ali Hikmet Paşa'nın gayretleriyle Balıkesir'den getirtilen istihkam bölüğü de sahanın etrafını duvarlarla çevirdi. Ardından, 400 kişilik bir beton tribün yapıldı.
Daha sonra da bu saha bozuldu ve doğu-batı yönlerinde yeni bir saha yapıldı. Bu sahanın güneyine Vali Şefik Soyer zamanında tahta tribün yaptırıldı. Bu tarihlerde bölge müdürü, İhsan Celal Antel idi. Sonunda 1950 yılına gelindi. Rahmetli Haşim İşcan'ın valiliği ve rahmetli Faik Tinel'in bölge müdürlügü zamanında bugünkü stadyum ilk haliyle oluşturuldu. Saha ve kapalı tribün böylece hizmete girdi. Bursa Atatürk Stadyumu daha sonraki yıllarda birçok ek inşaatlar gördü. İlkin stadın çevresi taş duvarlarla çevrildi. Ardından kapalı tribünün karşısına bir açık tribün yapıldı. Daha sonra Altıparmak yönündeki kale arkasi tribünü de inşa edildi. En son 1970'de Merinos Fabrikası yönündeki kale arkası tribünü de inşa edilince Bursa Atatürk Stadyumu, bugünkü durumuyla ortaya çıkmış oldu.
Evet…
Wikipedia’da “Atıcılar Sahası” diye bahsedilen yer bu günkü Atıcılar Mahallesi’nde değildi.
Şimdi ben de dahil daha önce Bursalıların çoğunun bilmediği, farkında olmadığı bir gerçeği açıklıyorum…
Bursa’nın eski stadı şimdikinin yerinde değil, onun çok daha güneyinde Osmanlı döneminde ok ve tüfenk eğitimi yapılan ve adına Atıcılar Alanı denilen, zamana göre şehrin çok çok dışında yer alan ıssız bir bölgedeydi.
Ve o bölge de Altıparmak’taki yıkılan eski SSK binasının bulunduğu noktadan başlayıp, şimdi üzerinde apartmanların yükseldiği Kırcı Otel’e kadar uzanan alandı.
Diyeceksiniz ki, nereden belli; delilin nedir?
Ben de size diyeceğim ki alın size delil, işte fotoğrafı:
Atatürk’ün para verdiği tribün işte bu tribün.
Arkadaki minareler Muradiye Camii’ne ait.
Tepedeki servi, caminin bahçesinde bulunan şadırvanın hemen arkasındaki ulu ağaç.
Merak eden gidip görebilir.
Ayrıca o statta kaleler, atıcılıkta sorun teşkil etmediği için doğu-batı yönünde büyüyen alanda yine doğu-batı istikametinde yerleştirilmiş.
Bu durumda takımlardan biri güneşe karşı mücadele etmek durumunda kalır ki şimdiki yeni stadyumda olduğu gibi dünyadaki tüm benzerlerinde tam tersi kaleler kuzey-güney taraflarına gelecek şekilde kurulmuştur.
Meğerse eski top sahasının 1937 yılındaki halinin resmedildiği fotoğraf Bursa Çimento tarafından yayınlanmış bile.
Fotoğrafa bir dostumun vasıtasıyla ulaşabildim, kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.
Yani neymiş?
Beton yığını şimdiki stat ve yerinin Atatürk’le en ufak bir ilgisi dahi yokmuş!
Bir laf da meslektaşım Yücel Akgün’e söyleyerek son sözümüzü söyleyelim artık yavaş yavaş:
Yücel, beni kendinle karıştırıyorsun galiba? Bursa’da yaşayan ve basını takip eden herkes bilir ki Mehmet Ali Yılmaz’ın seninkiler gibi akıl vereni ağababaları yoktur!
Doğru bildiğini yapıp, doğru bildiğini yazar.
Her zaman, herşeye “totosu yer” yani, başkalarından farklı olarak!
Evet…
Hadi bakalım, sizler de artık aynı noktaya geldiyseniz eğer hazır fırsat çıkmışken el birliğiyle Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut beton yığını çirkin stadyumu yıkıp yerine meydan yapılması kararını prensipte destekleyerek ortaya çıkacak alana yine “Atatürk Meydanı” denilmesi, hazırlanacak projedeki yanlışların önlenmesi için hep birlikte mücadele edelim ne dersiniz?
Totolarınız yiyiyo mu?
AYŞE DOLAR’DAN AÇIKLAMA:
Bu arada Bursa Kimya Mühendisleri Odası eski Başkanı Ayşe Dolar’dan bu yazının yayınlanmasından tam 15 gün sonra bir açıklama geldi.
Yanıt hakkına duyduğumuz saygı gereği önce kendisinin açıklamasını önce bir okuyalım:
WWW.YENİBURSA.COM İnternet sitesinin 15.06.2014 günlü “ Totonuz Yiyiyomu ? “ başlıklı yazınızda ve içeriğinde, şahsım ve daha önce Başkanlığını yürüttüğüm kurumla ile ilgili asılsız ve hiçbir dayanağı bulunmayan, haber ve eleştiri niteliği taşımayan ifadeler kullanılmıştır.
Yazıda yer verildiği şekilde Başkanlığım zamanında tarafımdan ne kendime ne de başkaca şahıslara karşı hiçbir ticari menfaat sağlanmamıştır. Oda Yönetim Kurulu’nun verdiği görevleri ve Oda’nın da çıkarlarını koruyarak görevime devam etmiş ve daha sonra da ibra edilerek görev süremi tamamlamışımdır.
İyi de…
Biz ticari menfaat sağladın demedik bu bir…
TMMOB’a bağlı odalar kamu kurumu niteliğinde görev yapar ayrıca her işlem belgeli ve resmidir.
Bizim dediğimiz şey “ticari menfaat” yani bir şey alıp satma meselesi değil, “usule aykırı kişisel menfaattir” ki Ayşe hanım görev yaptığı yaklaşık 1 buçuk yıllık süre boyunca Mustafa Dolar’la birlikte Oda’nın tüm bilirkişilik işlerini bizzat kendisi yapmıştır.
TMMOB’a bağlı oda şube başkanlarının hiç biri bunu yapmadı yapmaz.
Şube başkanları bunu ilkesel açıdan yapmaz.
Ayrıca piyasada onca işsiz kimya mühendisi varken oradaki payı bu insanlara dağıtmayıp bizzat senin nemalanman ne kadar doğru Ayşe Dolar; bu da iki?
Sümerbank olayına filan hiç girmiyorum, hadi sana iyi günler Ayşe Dolar!
KONUYLA İLGİLİ BİR ÖNCEKİ YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN