Yazarlar

Silsene!

post-img

Ilık bir Sonbahar günü…

 

Her nasılsa Çelikpalas Oteli’nin çitleri dikenli tellerle sarmalanıp da Bursa’nın efsane kurumlarından biri “çirkinlik abidesi” haline getirildiyse artık, Koza Han’ın sandalye ve masaları da plastiğe bezenmiş halde, Yeşilçam’ın kötü karakteri “Yadigar’ın” (Adnan Ayberk) çürük dişleri gibi sırım sırım sırıtmakta!..

 

Oysa bu şehirde bir “Estetik Kurulu” var.

 

Adına “Şam” denilen Darmstadt Caddesi’nin Arap atı misali sağlı sollu kiralık arabalarla bezenmesi, Arap Şükrü Sokağı’nın, Reşat Şükrü Sokağı’na dönüşmesi, hemen onun üstündeki Kuru Çeşme Mahallesi’nin kent merkezindeki uyuşturucu batakhanesinin yuvası olması misali elden uçup gitmiş Osmanlının bu ikinci başkenti.

 

“Hafız” diye bir meczup biri vardı buralarda eskiden; anasıyla birlikte dilenirler, günlük nafakalarını böyle çıkarırlardı.

 

Kayhan Semti’nde bir marangoz, çok af edersiniz, bu hafızı dükkanına kapatıp sağınını solunu siliyor bir gün.

 

Neyse konu mahkemeye filan intikal ediyor, hakim soruyor “deli hafıza”, “var mı evladım söyleyeceğin son bir şey” diye?

 

Hafız bir hakime, bir de marangoza baktıktan sonra o meşhur lafını söylüyor:

 

“Hadi, silsene hakimi de erkeksen, silsene!..”

 

Eski otobüs terminalinin yerine “kent meydanı” yapılırken, Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz her gün bir makale kaleme alır, “İstanbul Yolu’ndan gelirken Ulucami görünmüyor” diye aleyhte tezvirat yapardı”!..

 

Ee çünkü merhum Belediye Başkanı Hikmet Şahin, Cavit Çağlar’ın, Çelik Palas’ın yanındaki yüksek katlı oteline izin vermezdi.

 

O günlerde tavşanınki kadar pipiye demedik laf bırakmayan Ahmet abi, o devasa otele “evet” diyen Recep Altepe’ye de ikicik olsun laf etse ya?!.

 

Bu şehir sürekli silinen edilen bir şehirdir!

 

Gelen vurur giden vurur.

 

Hele hele Doğanbey Kentsel Dönüşüm Alanı bir “bayır turpu gibi” saplanır kentin gözüne gözüne, Ahmet Emin Yılmaz’dan ses seda çıkmaz asla, “silsene Ahmet abi, silsene bu duruma müsaade edenleri de silsene erkeksen”!..

 

Şimdi de “kent meydanı yapıyorum” diye çıkmış meydana Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, desene be adam “kaf sin kaf” diye!

 

Bir de yeniden belediye başkanı olacakmış Mustafa Dündar!

 

Mustafa Dündar’dan Keles’e bile belediye başkanı olmaz.

 

İnsan Bursa’nın geleceğini 3 dönemdir heba etmeye utanır be!

 

Belediyenin önüne seyyar satıcı koymak nedir ya?!.

 

Eşini, dostunu, baldızını, yıldızını, hemşerisini önce özel kalem müdürü yapıp, sonra Devlet’e sokmaya utanır!

 

Çarpar Allah, sonra yamulur gidersin alim Allah!

 

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe “ağır metal yorgunluğu” nedeniyle görevinden kışkışlanınca “bir evim bile yok, kedim bana küstü” diye çıkmıştı meydane!..

 

Şimdi Dobruca yamaçlarına tam 4 villa yaptı; çarpar Allah, sonra yamulur gidersin alim Allah!

 

Ben Bursa yerel yönetim tarihinde iki tane adam gibi adam tanırım…

 

Biri Başkanlık özel konutunu Mevlit yazarı Süleyman Çelebiye külliye yapılsın diye Boşaltan Ali Nur Aktaş

 

Diğeriyse bu şehirde “kentsel dönüşüm” hamlesini başlatıp, milletin parasını ona buna çarçur ettirmeyen Yıldırım Belediye Eski Başkanı İsmail Hakkı Edebali.

 

Silsene Ahmet Emin, hakkedenleri de silsene!

 

Bu kadar mı “düttürü” bu dünya?

 

Diğer Haberler