Diyorlar ki onun için; internet fenomeni… Ben anlamam onu, bunu; bu Fuat Avni denen varlık, bence bildiğin acan (bildiğin ajan, agent, spy, casus vs.) türü bir yaratık…
AKBABALAR, AKEGEMENLER; ne yapacakmış, kimi tutuklatıp, kimin dudaklarını uçuklatacakmış ?…Daha planlar, yapılıp, emir-komuta çarkları işlemeden, bir başka deyişle geçmişin düşünce suçları gibi; henüz devrimciler, devrimi düşlerken, düşlediler diye fişlenip, kuytularda şişlenirken… Bugün de tıpkısının aynısı; Fuat Avni varlığı (elle tutulmuş, gözle görülmüş bir cisim değil de, cin sanki mübarek) hemen koparıyor vaveylayı, kaynıyor dedikodu kazanı, planlar yerinden oynuyor…AKEGEMENLER elbette ki öfkeleniyor, kızıyor, belki de durdukları yerde tepiniyor; “olmuyor, böyle kalleşlik olmuyor” nidalarıyla…
Bir ara “Kim bu Fuat Avni?” diye düşünecek gibi olmuştum da…Sonra da düşünmedim, şıp diye buldum kendimce; yayılınca şöyle bir söylence ortalığa ki bu söylenceye göre; devletin en kritik mevkilerinde, makamlarında, belki bakanlarının arasında da gizlenmiş olan varmış 5000 Amerikalı ya da Amerikancı, işbirlikçi…Üstelik de devletin iplerini elinde tutan konumunda/pozisyonunda, ama kimlikleri, kişilikleri bilinmeyen, sanki onların varlığı çözümsüz bir denklem…
Tahterevallinin oynak yerinde, ayakta durup da; iki ucunda oturanları istediği gibi havaya kaldırıp, istediği gibi poposunu yere çarptıran irice bir kabadayı oğlan olur ya mahallede… İşte bu Fuat Avni (ve kanımca onun kimliğinde saklı 5000 kişi) varlığı da öyle bir şey işte; en gizemli bilgileri deşifre ediyor, yapılan planları, atılacak adımları, yakalanacak yazarları, kırılacak elleri/kalemleri döküveriyor ortaya, paralelleri uçururken havalara, AKBABALARI çakıyor, çarptırıyor toprağa…Ardından başlıyor mu karayel değil, paralel bir rüzgar; tüm cemaat tv kanalları ortak yayında, geceden sabaha ve elbette ki mazlum edebiyatıyla…
11 Aralık 2014 gününde; geceden, sabaha dek tutuklanacak 150 kişilik listeden söz eden Cemaat tv kanalları yetmedi… 12 Aralık 2014 günlü Cumhuriyet gazetesinde de ilk sayfadan bir başka Fuat Avni mahreçli haber daha duyuruldu halka; “400 kişi alınacak” başlıklı…
Son seçimlerde; ABD ve dolayısıyla Cemaat destekli Ekmeleddin Efendi ile tekmelenemeyince AKBABALAR, çakalların ağzının suyu iyice aktı, iştahları iyice kabardı, ama bir türlü yiyemediler şu heybetli avı (ki o av; misak-ı milli ile sınırları çizilmiş bu ülke)…
Ve Fuat Avni replikleri yeniden kamusal alana yayılmaya başladı… Yeniden başladı yaygara; gizli, saklı ne varsa, yeniden başladı dökülmeye ortaya ?...
Henüz plan aşamasındayken, yapılmayan operasyonlara çomak sokulamaya ki bu çomakçının da ta kendisi; bence bu Fuat Avni…
Üstelik de kedi, fareyle oynar gibi (ki gerçek kedi demek ki bu Fuat Avni imiş)…
Nasıl da sızıyor ortalığa en gizli kararlar, o kararların alındığı toplantıların tutanaklarının printer mürekkebi henüz kurumadan ?...
Toplumdan gizlenmeye, saklanmaya çalışılan ne varsa hükümet indinde; toplantıların bitişiyle neredeyse eş zamanlı olarak nasıl da sızdırılıyor toplumsal alana, sanki ışık hızıyla ?...
Ve bu yayılma, bu paylaşım sanma ki senin, benim, bizim hayrımıza ey Atatürk genci, ey Türk çocuğu; elbette ki aralarındaki kavga bağlamında dökülüyor sırlar ortaya…Kim, kimi yenerse; kim, kimi yerse… Biliniz gün gelip de bu savaş bittiğinde; işte o zaman susacaktır bu dedikoducu Fuat Avni…
Ne de olsa aralarındaki kavgayı kızıştıran ortadaki av büyük; her iki taraf da götürmek istiyor tek parça… Ve bu avdan; kendilerine de bir parça kemik atılacak diye zıplayıp, hopluyor dingocuklar da…
Fuat Avni (ve zannımca kapsadığı 5000 kişi) sızdırdıkça ortaya gizli, saklı olanı…AKBABALAR da haklı; onlar da veryansın ediyor olan,biteni şu gariban, şu yoksul, şu uyur-gezer halktan saklananları, hani her sabah tv kanallarında artiz takımının aşk-meşk işlerini ifşa eden magazin bülbülleri gibi…
Ve onlar da döküyorlar ortaya karşı tarafın; en gizli yatak ilişkilerini:
- Cemaat ile PKK fingirdeşmekte, aşk, meşk ilişkisi içindeler…
Her gün yeni bir söylence, her gün yeni bir dedikodu…Bir Hükümet tarafından, bir Fuat Avni’den; siyasal arena, sanki magazin medyası gibi…
…….
Bizim ulusal cepheden bakınca bu manzaraya; elbette ki bir diyesim var onlara:
-Hani 80 öncesindeki, ülkücüyü, devrimciyi; aynı koğuşa kapatıp, “iti, ite kırdırıyoruz” diye sadistçe bir şehvetle ellerini ovuşturan polis, savcı, cezaevi müdürü gibi…Biz de aynı moddayız; yiyin gari birbirinizi…
……..
Bununla birlikte; Cemaat ile PKK fingirdeşirken, AKBABALAR birazcık yalnız kaldı bu alemde…Baktı ki AKEGEMENLER; bu kavgadan sağ çıkmak zorlaşabilir, düşündüler, taşındılar; ne yapmalı ?... Ve ansızın oldular PKK düşmanı…Bence biraz daha bekleyiniz, bu gidişle yakında dillerine dolanır “Vatan-Millet-Sakarya” nakaratı…
Sanki göz kırpacak gibiler; ulusalcıya, milliyetçiye… Sanki PKK-Cemaat birlikteliğine karşı, ağır basamayacakları endişesiyle şu rantiye terazisinde; mavi boncuk dağıtmaya hazırlanır gibiler yaklaşan seçimler öncesinde… Söylemedi demeyiniz, sakın şaşırmayınız ve hazırlıklı olunuz ulusalcılar, milliyetçiler; her an kapınız çalınabilir AKBABALAR tarafından… Kesinlikle kaygılanmayınız; Silivriye yoğurt yemeye gidesiniz diye değil, sizleri Silivri’ye gönderenleri ihbar etmek için… “Onlar sizi ihbar ettiler, onlara değil, bizlere itibar ediniz” demek için… Şu siyasal satrançta kimin şah, kimin mat olacağı; biliniz ki sizlerin sayesinde belli olacak, sözlerime güveniniz…
*Bir küçücük açıklama:
Ulusalcı denildiğinde CHP’liler, Milliyetçi denildiğinde MHP’liler düşmesin usunuza… Unutulmamıştır gerçek ulusun belleğinde ve düşünülmektedir yaşananlar her an usunda; bu iki partinin de “içinde Cemaat ve ABD barındıran” bir Ekmeleddin Efendi’nin peşinde koştukları…
Hey gidinin Fuat Avni’si hey !...
Bugün de durduk yere bir Fuat Avni dedik; sayesinde neleri, neleri anımsadık?...
Nasıl da onları izleye, izleye; bizler de çaktırmadan dedikodular yaptık ?...
Eee; yazılarımızı okuyanlar bilir, kaç yıl öncesinden neler yazmıştık ?...
Ne Kemalizm, Ne Marksizm… Çok yaşasın ideolojimiz Magazinizim !...