Ak Parti 16 yıldır iktidarda.

Bu gün itibariyle vatandaşlarımızın büyük bir kesimi, Ülkemizin Ak Parti iktidarından önceki halinden haberdar değiller. Şöyle ki, AK Parti iktidara geldiğinde henüz yeni doğanlar bu gün 16 yaşındalar. Ak Parti iktidara geldiğinde henüz ilkokula gidenler ise bu gün 23 yaşındalar. Birçok insanımızda AK Parti öncesi yaşamış oldukları sıkıntıları ve ve o dönemlerde Ülkemizin kötüden öte berbat bir şekilde yönetildiğini unutmuş bir vaziyetteler.  O dönemlerde yaşanmış olan sorun ve sıkıntılardan aklımıza gelen bir kaçını başlıklar halinde paylaşarak, AK partiden önceki Türkiye’yi kısaca hatırlamaya çalışalım.     Belediyeler; O gün hemen hemen bütün belediyeler büyük bir borç batağındaydılar. Kadrolu çalışanlarının bile maaşlarını zamanında ödeyemiyorlardı. Çalışanlar aylarca maaş alamadıklarından, maaşlarından avans alabilmek için torpil arayışındaydılar. Sağlık hizmetleri, iflas etmiş bir vaziyetteydi. Emekli sandığı, bağkur veya yeşil kartlı bir vatandaş, hemen evinin bitişiğindeki SSK Hastanesine gidemiyor, Şehrin diğer başındaki Devlet Hastanesine gitmek zorundaydı. Aynı şekilde SSK mensubu olan vatandaş, kapı komşu olduğu devlet hastanesine gidemeyip evinden kilometrelerce uzakta olan SSK hastanesine gitmek mecburiyetindeydi. SSK Hastaneleri Eczane kuyrukları, Ülkemiz için bir utanç tablosu vaziyetindeydi! Saatlerce insanlar bu kuyruklarda, oldukça kötü koşullarda beklemek zorundaydılar. Yabancı menşeli ilaç firmaları Ülkemizi sömürmekteydiler. Bu gün 20-30 TL’ye sattıkları ilaçlar o günlerde 50-60 TL’ye hatta daha pahalı fiyatlara Ülkemizde satılmaktaydı. Hastanelerde, toplu taşıma araçlarında, kapalı alanlarda insanlar püfür püfür sigara tüttürmekteydiler. Ülkemizin o günkü görüntüsü en gerilerde kalmış 3. dünya ülkesi görünümündeydi. Ülkemizde ancak birkaç şehirde sivil hava alanı vardı. Çoğu büyükşehirlere bile hafta bir ancak uçak iniyordu. IMF memurları Ülkemizi denetlemeye geliyorlardı! Geldiklerinde Başbakanlarımız, Bakanlarımız önlerinde el pençe divan durmaktaydılar.    Sivil-asker ilişkisi ise Ülkemize patagonya görüntüsü vermekteydi. Sivil bürokraside bölge müdürü seviyesindeki bir tuğgeneral Seçimle işbaşına gelmiş Başbakana, basının önünde küfüre varan hakaretler etmekteydi. Generaller, sık sık yargıçlarından tutunda bürokratları, işadamlarını huzurlarına çağırıp onlara balans ayarları vermekteydiler. Şimdi bir Cumhurbaşkanı adayı, kazanırsa bir generalin apoletlerini sökeceğini söylüyor! Keşke o gün bu kadar cesur olsaydılar. Aslında onlara bu cesareti verende AK Partidir. Eğer Ak Parti askeriyeyi hizaya sokmasaydı bu gün o sözü söylemesi mümkünmüydü?   Çözüm Süreci bir devlet projesiydi, kan dökmeden PKK'ya silah bıraktırmak ve etkisiz kılmak için denendi. Apo, silahları bırakacakları sözü verdi, uymadı. Şimdi PKK ile anladığı dilden konuşuluyor. AK Parti iktidarından önce PKK saldırıyor, Türkiye savunma pozisyonundaydı. Karakollara, askeri birliklere saldırma cüretinde bulunan bir terör örgütü vardı. Şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri, askeriyle polisiyle içeriyi temizlediler ve yapılması gerekeni yapıyorlar, sınırlarımızın dışında hain avındalar. İstihbarat örgütümüz MİT şuan tüm dünyada hainlerin, alçakların korkulu rüyası durumundadır.