Afrin operasyonu başladığında, “Yüzyılın Destanı” başlıklı bir blog açtım. Burada; Milletimizin canını yakan, Vatanımızda birçok ocaklara ateşler düşüren terör belasıyla ilgili daha önceleri, Bursa Sancak Gazetesi, www.yenibursa.com internet gazetesinde, www.bursaseyirdefteri.com’da yayınlanmış olan yazılarımı yeniden yayınladım ve Afrin harekatı sürecinde yeni yazılar ve operasyonla ilgili videolarda paylaştım.
Sosyal medyadaki paylaşımlarımda, olumlu tepkilerle beraber “Yüzyılın Destanı” başlığını alaya alan yorumlarda aldım!
İnsanoğluna yaranmak zordur derler ya, halen bu memlekette yaşanan olağanüstü gelişmelerden bihaber birçok insanımız var!
Şuan Milletimiz; Ceddimiz Osmanlının, yükseliş (şahlanış) dönemlerine benzer bir dönem yaşamaktadır.
Recep Tayyip Erdoğan; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunda, Türkiye tanıdı Onu!
Hiç alışık olmadığımız bir politikacı, önceleri şaşırdık, sonra hayran olduk, çünkü o sıradan bir siyasetçi değil, sıra dışı bir kahramandı.
Millet, umutlanıp sevinirken, yıllardır Ülkemizin üzerine karabasan gibi çöken, bir büyüğümüzün tarifiyle, “mutlu-putlu--zalim azınlık” büyük bir şaşkınlık içerisindeydiler! Kurdukları, zulme varan sömürü düzenin yıkılması onların en büyük korkularıydı!
Önceleri, küçümseyip, alay etmeye kalkıştılar!
Sonra korkmaya başladılar!
Öfkelendiler, kudurdular ve “iyilere” her zaman, hep yaptıkları gibi hileler, tuzaklar kurup kalleşçe saldırılara geçtiler!
Şeytanın bile aklına gelmeyen oyunlar, adilikler yaparak Onu harcamaya kalkıştılar!
Bir ara saf dışı ettiklerini sanıp, “artık muhtar bile olamaz” deyip, kıs kıs güldüler!
Ama karşılarında hiç ummadıkları kadar güçlü, cesur bir yiğit vardı!
Gerisi malum, muhtar bile olamaz dedikleri şahsiyet Milletin gönlünü fethetti ve Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca toplam 26 ayrı ismin başbakanlık görevinde bulunduğu Ülkemizde, kesintisiz olarak 11 yıl 17 gün süreyle en uzun başbakanlık görevini gerçekleştiren isim Recep Tayyip Erdoğan oldu!
Ve başbakanlığının ardından da, Milletin oyuyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı oldu.
14 Mart 2013 ve bu gün 2 Nisan 2018 Recep Tayyip Erdoğan hala Devletimizin başında, Milletimizin önünde. Yüce Allah uzun ömür versin Reisimize, Onu başımızdan eksik etmesin.
Yazımızın başına dönersek; neden Afrin operasyonun başlamasıyla Yüzyılın Destanı başladı dedik?
Bakınız şuan silahlı kuvvetlerimiz sınırlarımızın dışında zaferler kazanmaktalar! (Maşallah)
Ülkemizin içine baktığımızda bir savaş hali var mı? Baştanbaşa tüm Vatanımızda, çok şükür, huzur-güven hakim. Hayat normal devam ediyor. Her gün, ya büyük yatırımların açılışları veya temel atma törenleri yapılıyor! İnşallah yarın Türkiye'nin ilk nükleer santralinin temeli atılacak.
Arada yüreğimizi yakan Şehitlerimiz oluyor, üzülüyoruz, acı çekiyoruz ancak bu ülkede yediden yetmişe her kesin bildiği bir beyit var ya;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, neden Afrin’e ve ardından gelecek operasyonları yapıyor?
Şeytanın emrine girmiş, vicdandan, merhametten, insanlıktan uzak, iblisin günahkâr ordularına katılmış vahşi batı gibi, herhangi bir menfaat uğruna mı?
Tabi ki hayır, Milletimizin huzuru-güveni ve Vatanımızın selameti için hainlerle, kahpelerle mücadele ediyoruz. Hatta yeryüzünde ezilen bütün mazlumlar, şuan bize, Cumhurbaşkanımıza umut bağlamışlar!
Aslında Hak’ın, adaletin mücadelesini vermekte kahraman silahlı kuvvetlerimiz, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde.
Son olarak, Ülkemizdeki muhaliflerin, Cumhurbaşkanımızı suçladıkları iki konuya kısaca değinerek yazımı tamamlamak arzusundayım.
Çözüm süreci: Bu süreci insafla takip edenler-inceleyenler aslında Cumhurbaşkanımızın çok samimi olarak barıştan, huzurdan, demokrasiden yana olduğunu göreceklerdir. Kolay kolay her politikacının alamayacağı riskleri üstlendi ve terör örgütü tarafından, kimi kandırılarak, kimi korkutularak dağlara götürülen bu ülke insanlarına bir şans verdi, yuvalarına dönüp, Ay yıldızlı bayrağımız altında, bu Milletin şerefli bir ferdi olarak yaşamaları için.
Ancak aslında hiçbir dava veya ideolojileri olmayan sadece Milletimizin yükselişinden korkan-rahatsız olan bir büyüğümüzün adlandırdığı gibi, “dış mihrakların” kapılarında iti, maşası olan bu hainler çözüm sürecini istismar ettiler. Ve cezasını da çektiler, çekiyorlar, çekecekler!
Fetö çapulcuları: Zamanında bunlara da çok fırsatlar verildiği için Cumhurbaşkanımızı eleştirmekte muhalifler.
İyi niyetli olmak suç mu?
Belki de insanlık tarihi boyunca, bunlar kadar en Kudsi değerleri istismar eden başka bir topluluk olmamıştır. Artık bunların bir piyon, aslında piyon demek onlara iltifat olur, sözde dünyanın süper gücü olduğu iddiasında olan ve insanlığa, özelliklede Müslümanlara zulmü gaye edinmiş iblisin ordularının kapıkulu oldukları meydana çıktı.
Aslında o hainlerin, böylesine büyük bir şer organizasyonunu gerçekleştirecek yetenek ve kabiliyete sahip olmadıkları da anlaşıldı.
Onların hainlik ve kahpelik özelliklerini test eden süper güç, bu özelliklerinin oldukça yüksek olduğu kanaatine varınca, bunların üstünden Vatanımıza-Milletimize karşı çok büyük bir saldırıya kalkıştı ve Allah’a şükür ki böylesine büyük bir saldırıyı, Allah’ın yardımıyla, Milletimiz, Reisimizin önderliğinde def etti.
Şimdi onların vaziyetleri ortada, Milletimizden yedikleri silleyle nevirleri döndü, bir dünyaya da rezili rüsva oldular.
Bunları organize eden, sözde dünyanın süper gücü ise, fena halde karizmayı çizdirdi, özgüvenini de yitirdi! İzliyoruz, görüyoruz artık dediğim dedik, astığım astık eski Amerika yok!
Milletimize yeniden yükseliş (şahlanış) dönemi yaşatan; başta Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, MHP Genel Başkanına, Genel Kurmay Başkanımıza ve diğer komutanlarımıza, Mit Müsteşarımıza, Bakanlarımıza, Milletvekillerimize, emeği olan bütün Devlet Yöneticilerimize, Milletimize ve özelliklede Cephedeki Aslan Yürekli Yiğitlerimize minnettarız. Allah yar ve yardımcıları olsun.
İnşallah bize de bu gazada bir hizmet nasip etsin!