Yazarlar

Milli İstihbarat Teşkilatımızla Gurur Duyuyoruz

post-img
“MİT artık o eski MİT değil” başlıklı eski bir yazımızda, “geçmişte CIA, MOSSAD gibi istihbarat kuruluşlarının başka ülkelerde operasyonlar yaptıklarını işitir, neden bizim Milli İstihbarat Teşkilatımız (MİT) Ülkemiz aleyhine, başka ülkelerde bir sürü haince, kahpece faaliyetler yapılırken bunlara müdahale edemiyor diye hayıflanırdık,” demiştik. Sözde dünyanın en güçlü istihbarat kuruluşları olarak lanse edilen Vahşi Batının istihbarat kurumlarının, bugüne kadarki faaliyetleri ve uygulamalarıyla aslında dünyanın en tehlikeli terör örgütleri oldukları anlaşılmıştır! Yüz binlerce insanın ölümüne ve milyonlarca insanın evsiz-yurtsuz kalmasına sebep olan hep bu örgütlerdir. Onlarca yıldır bir film gibi izliyoruz; işte bu kuruluşlar, vahşi batının en ufacık çıkarları uğruna, Ortadoğu’da, uyduruk taşeron örgütler kurarak, buralarda fitne-fesat çıkarıp ülkeleri birbirine düşürmekte veya sudan sebeplerle bu ülkelere acımasızca saldırmaktalar ve değişik metotlarla buranın insanlarını, kendi vatanlarına-milletlerine karşı ihanet edecek bir hale getirmektedirler. Vahşi Batının, kırk çeşit boyayla makyajlanmış ve en nadide kokularla süslenmiş, çirkin, kalleş ve egoist yüzünü defalarca görmemize rağmen halen içimizde onlara hayranlık duyan ve onlardan medet uman budalalar bulunmaktadır. Yıllarca Ülkemizde, tezgâhlamadıkları canımızı yakan, kanlı-kirli oyunlar kalmadı! Bunları, müsaadeleriniz olursa “Kardeşlik Yemini” başlıklı bir şiirimden birkaç kıtayla paylaşmak istiyorum. Kalemi elinden düşmez ki hiç kahpe düşmanın Yazar da yazar kanlı senaryolar durmaksızın Kanımızı içmeye yemin etmişler ta ezelden Kalleşçe vurmaya kalkışırlar can evimizden Gün oldu sağ sol cepheler oluşturup aramızı açtılar Yobaz-laik yaftalarla nifak salıp kavgamıza güldüler Milletimizin temiz kanını kudurmuşçasına emdiler Sonra bir kirli oyun daha Ahmet’i Mehmet’e vurdurdular Yıllarca koyun kuzu meleşemedi dağlarımızda Çoban kavallarıyla çınlamadı kartal kayaları Asker gezdi terör hain pusu kurdu yollar tutuldu Bombalar patladı kurşunlar vınladı dağlarımızda Bu düşman oyunları kavgalar artık bitmeli Bu kötü hastalık biran önce şifa bulmalı Milletimiz birbirine kenetlenip âleme Dosta düşmana kardeşliğini ilan etmeli … Ancak artık onlarında suyu ısınmaya başladı; Şehit kanlarıyla mübarekleşmiş bereketli Anadolu topraklarından, şimdi “tüm mazlumları zafere ulaştıracak, DİRİLİŞ-UYANIŞ-ŞAHLANIŞ HAREKÂTINI BAŞLATAN YİĞİTLER SÜRGÜN VERDİ!” Bu yiğitlerin Lideri-Önderi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanımızın; MİT'in başına, mayasını, Anadolu'nun, dini, milli, örfi değerlerinden almış, Vatan- Millet-Hak Sevdalısı ve kendini en iyi şekilde yetiştirmeyi başarmış, vicdanlı, merhametli, gözünü budaktan esirgemeyen bir Anadolu Yiğidi olan Hakan Fidan'ı getirmesinin ne kadar isabetli bir karar olduğunu şimdi bütün dünya anladı. Bu Yiğit Adamla beraber MİT, Ülkemizin güvenliğiyle ilgili daha önemli görevler üstlenmekle beraber, çok daha aktif bir hareket kabiliyetine kavuşarak kısa bir sürede dünyanın sayılı istihbarat kurumlarından birisi oldu. Bununla beraber, Vahşi Batının istihbarat kurumlarından ayıran ve onlardan üstün kılan çok önemli bir özelliği bulunmaktadır yeni MİT’in! Azılı bir terör örgütü gibi, birçok ülkede, acımasızca faaliyetlerde bulunarak masum insanların bile büyük acılar çekmesine sebep olan o karanlık yüzlü meşhur istihbarat kuruluşlarının aksine MİT, her zaman iyilikten yana olmakta ve iyilerin yanında yer alarak, zalimlere karşı cesurca mücadele vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti Millî İstihbarat Teşkilatı, Mert bir Anadolu Yiğidi olan Başkanı Hakan Fidan yönetiminde, Aziz Milletimizin huzuru-güveni ve Şehit Kanlarıyla Mübarekleşmiş Vatanımızın selameti için hainlerle, kalleşlerle ve Vatanımızın birliğine göz dikmiş kahpe düşmanlarla kahramanca mücadele etmektedir. Hatta yeryüzünde ezilen bütün mazlumların umut bağladığı Cumhurbaşkanımızın, başta Ülkemize ve bütün yeryüzüne huzurun, güvenin hâkim olması yönündeki arzusunu gerçekleştirmek içinde canla başla çalışmalar yapmaktadır. Kamuoyuna pek yansıtılmayan, Vatanımızın selameti ve Milletimizin huzuru için, çok önemli çalışmalar ve başarılı operasyonlar gerçekleştiren MİT’in, son zamanlarda haberlerde yer alan ve göğsümüzü kabartan birkaç başarılı operasyonlarından kısaca söz etmek istiyorum. Bunun içinde yazımızın en başına atıfta bulunacağım; ne demiştik burada, ““MİT artık o eski MİT değildir!” MİT, güneydoğuda, terörle mücadelede ve sınır ötesi askeri hareketlerde aktif olarak rol almakta ve çok başarılı hizmetler sunmaktadır. Bununla beraber, yurtdışına kaçan FETÖCÜ hainlere ve PKK’lılara, özellikle şu son dönemlerde, sınırlarımızın dışında, başka ülkelerde de operasyonlar düzenleyerek Ülkemize getirip yargı önüne çıkarmaktadır! Geçtiğimiz aylarda, “Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 2013’te gerçekleştirilen ve 53 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bombalı saldırıda failleri yönlendiren ve Suriye istihbaratıyla irtibatı sağlayan azılı terörist Yusuf Nazik, bulunduğu Suriye'nin Lazkiye kentinde, MİT tarafından nokta operasyonuyla yakalanarak yurdumuza getirilmiştir.” Yabancı herhangi bir devletten istihbarı ya da lojistik desteğin alınmadığı operasyonda, tespit, izleme, operasyon ve nakil aşamaları tamamen MİT Başkanlığı unsurlarınca gerçekleştirilmiştir ki, buda ayrı bir gurur vesilesidir! Çünkü biliyoruz ki eskiden MİT’in, bilinen yabancı istihbarat kuruluşlarının izni ve katkısı olmadan yurtdışında böyle bir operasyon yapması pek mümkün değildi! 17 Temmuz 2019'da, Erbil'de, Türk konsolosluk çalışanlarının olduğu restorana silahlı saldırı düzenlenmiş ve saldırıda Türkiye'nin Erbil Başkonsolosluk görevlisi şehit olmuştu. Bu saldırının ardından harekete geçen MİT, saldırının hemen ertesi günü, 18 Temmuz'da, korumalarıyla birlikte bir araçla Erbil'den ayrılan, terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden ve saldırının da planlayıcılarından birisi olan teröristi, TSK’nın da desteğiyle hem havadan İHA'larla hem de karadan adım adım takip ederek, araç yerleşim birimlerinden uzaklaştıktan sonra teröristi korumalarıyla birlikte imha etmiştir! Suikastın planlama aşamasında yer alan ve terör örgütü PKK elebaşı Cemil Bayık'a doğrudan bağlı istihbarat konseyinin beş üyesinden biri olduğu da tespit edilen ikinci teröristin izi de, saldırıdan yaklaşık bir hafta sonra, 24 Temmuz'da MİT tarafından bulundu ve aynı gün PKK'nın sözde ana karargâhının bulunduğu Kandil bölgesinde, teröristin içinde bulunduğu beyaz renkli arazi aracı Dohuk kırsalında seyir halindeyken kıstırıldı ve çıkan çatışmada terörist korumalarıyla birlikte öldürüldü. Şimdi artık biliyoruz ki, Ülkemiz dışına kaçan vatan hainleri, kalleşler, maşalar ve Vatanımıza yan gözle bakan kahpeler, bulundukları ülkelerde hiçte rahat değiller! “Korkak sıçanlar” durumundadırlar! Her an, Hakan Fidan’ın nefesini enselerinde hissetmenin korku ve ürpertisi içerisinde, Kuran-ı Kerimde bir Ayeti Kerimede geçtiği gibi “Sonunda, bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmeye başlamıştır!”

Diğer Haberler