“ … Bursaspor Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Mestan’ın ortağı olduğu Cansal Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. klübe broşür, katalog, kartvizit, afiş, kitapçık, zarf ve dergi gibi çeşitli basılı belge basmış ve satmıştır.
Buna ilaveten Cansal Matbaacılık kulübe çeşitli basılı belgeler satan ve “Bursaspor Yeşil Beyaz Devrim” kitap ve kutusunu yapan İki Nokta Medya Org. San. Tic. Ltd. Şirketi’ne, kulübe satılan kitap ve belgelerin basımını yaptırmıştır.
Dolayısıyla Bursaspor Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Mestan’ın ortağı olduğu Cansal Matbacılık Şirketi’nin kulüple iki türlü ilişkisi olmuştur; doğrudan ve dolaylı mal satışı şeklinde.
…Toplamda 2010 yılına kadar 197 bin 467 lira 10 kuruş TL tutarında fatura düzenlenmştir.
Bahsi geçen faturaların bedeli kulüp tarafından nakden veya banka aracılığıyla ÖDENMEMİŞTİR…”
Görüyor musunuz kurnazı?
Yukarıdaki ifadeler, şimdiki Başkan Recep Bölükbaşı ve Mesut Mestan da dahil olmak üzere İbrahim Yazıcı ve arkadaşlarının “resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle görevi kötü kullanma, zimmet, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma” gibi iddialarla yargılandıkları dava dosyasına giren bilirkişi raporundan.
Güya Bursaspor aşkıyla yönetime girecek, kulübün sırtından köşeyi dönecek.
İbrahim Yazıcı ödemiyor ona bu paraları.
Yazdığı fiyatları çok fahiş buluyor.
Bursaspor için başka bir firmaya yaptırılan kitapla birlikte kesilen faturalar 1 milyona yaklaşıyor.
Ardından da Yazıcı hiç beklenmedik bir şekilde aniden ölüverince borç ortada kalıyor.
Şimdi çaktınız mı Mesut Mestan’ın niye habire aday olup durduğunu Bursaspor’a?
Uyanık.
Başka firmaya yaptırdığın ürünü niye üzerine çok büyük kar koyarak kulübe kakalıyorsun sen, ey Mestan Mesut?
Aynı Mestan Mesut son kongrede Timur Noyan ve Cüneyt Özkan’la birlikte yine başkanlığa talipti.
Cüneyt Özkan da hırslı bibik!
Yanında staj yaptığı Yunus Egemenoğlu’nu kendisine örnek alarak şöhret ve zenginlik basamaklarını bir an önce çıkmayı planlıyor.
Aday olurken asıl amacı, seçilecek başkanın desteğini alarak Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu’na girebilmek!
Nitekim kongre salonunda yapılan son pazarlıklar sonucu Recep Bölükbaşı’na destek olmaya karar veren Cüneyt Özkan, kürsüde en güçlü rakip Timur Noyan aleyhine bir konuşma yaparak üzerine yüklenen vazifeyi fazlasıyla yerine getirmiş oluyor.
Ancak bunun karşılığında kabul ettiği şey sadece basit bir Ar-Ge çalışmasında görev almaktır!
Daha cin olmadan Şeytan çarpmaya çalışmış ancak eline minnacık bir Ar-Ge vererek susturmuşlardır onu.
O kongreden en karlı çıkansa, Lidyalılar’dan sonra parayı bulan Mestan Mesut’tur.
Recep Bölükbaşı’ndan Bursaspor’a kestiği fahiş fatura bedellerini ödeme sözü alan Mesut Mestan da çekilir adaylıktan.
Üzerine bir de kaymak olsun diye danışmanlık da önerilir kendisine
Bu iki kişiyi çeşitli vaatlerle saf dışı eden Bölükbaşı için amacına ulaşabilmek artık sadece an meselesidir.
Eğer kulüp bu gün bu haldeyse para ya da makam mevki için adaylıktan çekilen Mesut Mestan ve Cüneyt Özkan baş sorumlularıdır bu işin.
Taşıdıkları vebal büyük ve ağırdır.
Mesut Mestan aslında önce Timur Noyan’la bir ön sevişme gerçekleştirdi son kongre öncesinde.
“İkinci adamlık “ istedi, orada bu işi üstlenecek İlhan Uslu bulunduğu için talebi kabul görmeyince de Recep Bölükbaşı’na yaslandı.
Böylece hem parayı garanti altına aldı, hem tahsilat, hem de danışmanlık kaptı; oh be ne ala valla, kebap, kebap!
Taraftar kar demeden, kış demeden her yerde takımını desteklesin, bunlar da oturdukları yerden parayı bulsunlar!
Biraz da işin geçmişine bakarsanız Bursaspor’da 2007’ye, İbrahim Yazıcı’nın göreve tekrar geldiği o yıla dek pek ciddi bir sorun yaşanmamıştı.
Kurucu Başkan Salih Kiracıbaşı, devamında Muzaffer Baştaymaz, Hayr Terzioğlu, Fuat Özyol, Talat Diniz, Şükrü Şankaya, Selahattin Kaya, Mümin Gençoğlu, Süleyman Kurtçu, Cavit Çağlar, Kadri Şankaya ve Orhan Özselek, ilk Yazıcı dönemi, Murat Gülez, Hüseyin Silahçı, Remzi Cinoğlu, Kani Şen, Recep Günay, Erdoğan Bilenser…
Hop!
Erdoğan Bilenser’de azıcık duralım.
Bu kente en büyük kötülüğü yapanlardan biridir Erdoğan Bilenser.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde onu aldılar Bursaspor’un da başına getirdiler.
Daha önce reklam işlerini alabilmek için kapılarının önünde saatlerce beklediği patronlarının özel isteğiyle, eski başkan Erdem Saker’den kalan “Yalova yolunun 85 metreye çıkarılması projesini” iptal ederek 65 metreye düşürdü Bilenser.
Celal Sönmez’in, Hüseyin Özdilek’in, Hüseyin Durmaz’ın ve Memduh Gökçen’in arazileri vardı yola cepheli ve bir kısmı kamulaştırılacaktı projeye göre.
İşleri güçleri Bursaspor’u düşünmek ya?
Hepsinde inanılmaz bir “Bursaspor aşkı” var ya?
Ve Bursaspor bir kez daha kurtarılacak ya?
Hatırlayın, “29 dev adam” diye bir hikaye uydurdular milleti susturabilmek için ve bu 29 dev adamdan Bursaspor’a 400’er milyar lira bağış aldılar; karşılığında da Yalova yolundaki araziler kurtuldu kodamanların, Bursalılar da 85 yerine 65 metrelik yolda çile çekmeyemahkum oldular gördüğünüz gibi!
Vebali sadece Erdoğan Bilenser’e aittir.
Devam edelim:
…Fikret Üstenci, Hikmet Şahin, Erkan Köristan, Levent Kızıl, Ali Karasu ve geliyoruz 2007’den itibaren ikinci İbrahim Yazıcı dönemine…
O tarihe kadar ciddi hiçbir şaibe yok, her şey belli bir düzen içinde yürüyüp gidiyor.
Mesela Murat Gülez başkanken, Ali İhsan Yeşilova tüm ödemelerini noter huzurunda yapardı.
Her şey yöneticilerin katıldığı toplantılarda tek tek oylanırdı.
Öyle dönemlerden geldi Bursaspor.
Şimdi 3 kişinin dışında hiç kimsenin ortalıkta dönenlerden haberi dahi yok.
Asıl siyaset takip ettiğim için çok iyi biliyorum.
Göreve geldiği sırada Maliye’ye tam 10 trilyon borcu vardı İbrahim Yazıcı’nın.
Sonra birden bire kendine Ferrari otomobil ve helikopter aldı.
Bursaspor’da “menajer-yönetici” ilişkilerini sokan, Federasyon’dan yasaklı Metin Korkmazvasıtasıyla dolaylı yollardan habire futbolcu getirten adamdır Yazıcı.
Sokaktaki normal vatandaş, samimi taraftar tüm bunları bilmez!
Bursaspor’da yaşanan ilk ciddi şaibe de İbrahim Yazıcı’nın görev yaptığı ilk dönemde ortaya çıkmıştı zaten.
Vakıf Köy’deki tesislerin radyatörleri değiştiriliyordu sözde ama kesilen faturayla, yapılan iş birbirini tutmuyordu her nedense!
Dün ve ondan önceki gün de anlattığım gibi Bursaspor’da işler çok karışık.
Yöneticiler “270 milyon borç var” diyorlar ama maliye ve sigortaya olanlarla birlikte bu rakamın400 milyona çıktığı ifade ediliyor.
Eski Başkan Erkan Köristan akıllıca hareket etti; önce kulübün Maliye’ye olan borçlarını ödedi çünkü, devletin alacakları o dönem görev yapan yöneticilere rücu eder!
Recep Bölükbaşı ve yönetiminin UEFA’dan “temiz raporu” alabilmek için “Hazine’ye borcu yoktur” yazısı götürmeleri gerekiyor.
Tam 5 kez arka arkaya yapılandırma hakkı var kulübün.
Borç yapılandırıldığı vakit, “borcu yoktur” yazısı alabiliyorsun Maliye’den.
Temiz raporu alabilmek için durmadan yapılandırıyor, iki seferden fazla borcu ödeyemeyince de her defasında en başa dönüyorlar.
Peki ya deniz tükenince ne olacak?
“Bursaspor’un gelir gider tabloları, bilançosu şeffaf bir şekilde açıklanmalı.
Federasyondan gelen paralar ve sair gelirler ne kadar, üyelere bildirilmeli?
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, Timsah Arena hakkında Bursaspor’la yaptığı sözleşmenin koşulları, nerelerin hangi şartlarla verildiği duyurulmalı?
Ve genel kurul delegeleri derhal “doğru bir isimde” birleşip, kulübe el koymalı” diyorum, şimdilik başka da bir şey demiyorum!
NOT: İlk yazının yayımlandığı gün Erkan Köristan döneminin yöneticilerinden Kuyumcu Rıdvan da (Şen) aradı.
Anlattığına göre benzinlik arazisini 4 milyon 280 bin liraya almışlar.
Yeri Safa Gönen bulmuş.
“Ben o vakte kadar Safa Gönen’le hiç tanışmamıştım. Bombacı Fatih de o süreçte işin içinde yoktu” diyor Rıdvan Şen.
Büyükşehir Belediyesi’ndeki görevlilere sormuşlar, “burası kaç para yapar” diye?
“Beş milyona kadar alın” yanıtı gelmiş karşıdan.
“Onlar 6 milyon istedi, ben de 3 bin 700’le başlattım pazarlığı” diyor.
İşin bir an önce bitip, benzinlik ruhsatını da alabilmeleri için hızlıca karar vermeleri gerekiyormuş.
Söylediğine göre Safa Gönen bu işten yaklaşık yüzde 1, yani 40 bin lira komisyon almış.
Hayret!
Erkan Köristan da “Emlakçı Gazozcu Safa Gönen’e 150 bin lira verdik” diyor.
Bu rakam da yaklaşık yüzde 3 buçuğa geliyor.
Neyse…
Biz yanıt hakkına duyduğumuz saygı gereği Rıdvan Şen’in açıklamasını duyuralım da görevimizi yerine getirmiş olalım.
Ve Rıdvan Şen’in son sözleriyle bitirelim bu günkü yazımızı:
“Biz Bursaspor aşkı uğruna o göreve geldik, ancak yaşananları yakından görünce anladım ki, bu iş bizim işimiz değilmiş!..”