Yazarlar

Çanakkale...

post-img
Bir kez dedik mi dedik;18 Mart 1915'den, 18 Mart Sonsuza ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !... Bugün günlerden; 18 Mart 2019... Çanakkale Zaferimiz'in 104.yıldönümünü kutluyoruz, aynı coşkuyla, aynı yurtseverlikle ve Çanakkale şehidlerinin, gazilerinin ve en önemlisi de Mustafa Kemal'in manevi varlıklarını benliğimizde duyumsuyoruz. Ruhları şad olsun; mekanları Cennet olsun!...Amen... Bugün 18 Mart 2019 gününde ne yazık ki 18 Mart 1915'de ÇANAKKALE'nin GEÇİLMEZ olduğunu unutanların soyundan gelen ırkçı ve İslam düşmanı bir densizin Yeni Zelanda'da bir camide Cuma Namazı kılan Müslümanlar'ı hunharca katledişine duyduğumuz kızgınlıkla...Üstelik de bu katilin; Türkler'e uzanan hayasız dilini kökünden koparmak isteyen bir öfkeyle... Çanakkale Zaferimiz'i anıyoruz ve düşmanlarımızı hep tanıyoruz. Ola ki Türk tökezleşin, ola ki Türk zora düşer gibi olsun; her biri gizlendikleri yerden çıkar, Türk'e binlerce yıllık öfkesini kusar...Ki o öfke Attila'dan, Atatürk'e kadar; onlara kim attıysa okkalı bir şamar; onların derileri binlerce yıldır kanar, onlar Türk'ü hep barbar diye anar... Sanılmasın ki Türk; Müslüman olduğu için onlar Türk'e düşmandır...Türk; İslamiyet öncesinde de onların topraklarına atlarının izlerini ve DNA'larına bırakmış Türk'ün genlerini...İşte bu nedenle bitmez onların Türk'e kinleri... Oysa onların ANZAK dedeleri ki onlar Avustralya ve Yeni Zelanda halklarından;emperyalist, sömürgeci İngiltere'nin zorlamasıyla, İngiliz askerinin yerine savaşmağa, gerçekde İngiliz askerinin yerine ölmeğe gelen zavallılardı. Ki onlar her yıl Anzaklar Günü nedeniyle ülkemize geldiklerinde, Çanakkale'de şafak ayinlerine katıldıklarında Türkler'e dostluklarını ve Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal ATATÜRK'e saygılarına sunan insanlardı. Bilindiği gibi 14 Mart 2019 günü; Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile ilişkisini bitirme kararı aldı. Ertesi gün ki 15 Mart 2019 günü Yeni Zelanda'da yaşanan Cami katliamını yapanın , sanal ortamdan da Türk'e düşmanlık kusanın çirkin açıklamaları da gelince...Hani insanın aklına geliyor ister, istemez; bir yerlerden Türk'e yönelik saldırılar için düğmeye basıldığına ilişkin düşünceler...Çünkü son yıllarda Türk ekonomisi zorda...Ülkeyi yönetenler Devletimizin kuruluş ilkelerini hiçe sayarcasına, ATATÜRK'ün yolundan şaşarcasına, Araplar'a taparcasına bir yola girince...Ülkemize, ulusumuza yönelik uluslararası saldırılar artmağa,ülkemiz ve ulusumuz yok sayılmağa, dışlanmağa başlandı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de kimileri Osmanlılık düşlerine dalınca;yedi düvelimizin yeniden topraklarımıza yönelik iştihaları kabardı. Be hey densizler!... Çanakkale Zaferimiz'de ve Kurtuluş Savaşımız'da; Gazi Mustafa Kemal'in başarısını yok saymağa kalkışanların, O'nu hazmedemeyenlerin ileri sürdüğü gibi mezarlarından yeşil sarıklılar çıkıp onlarla savaşmaz. Ama Çanakkale Şehidlikleri'nde yatanların torunları Türk, Kürt, Laz, Boşnak, Çerkes, olur da tek yumruk herkes; balyoz gibi iner tepenize...Yazık olur o küstah, o gururlu, o ırkçı "sözde kalan" şeref ve haysiyetinize... Nasıl ki 18 Mart 1915'de geçemediniz Çanakkale'yi, nasıl ki 30 Ağustos 1922'de döküldünüz denizlerimize...Nasıl ki bükemediğiniz elimizi öptünüz 24 Temmuz 1922'de...Nasıl ki 6 Ekim 1923'de Gazi Mustafa Kemal'in "geldikleri gibi giderler" dediği gibi defolup gittiniz ülkelerinize...Nasıl ki 29 Ekim 1923'de; Ulu Önderimiz'in kuruluşunu tüm dünyaya duyurduğu YENİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'ni saydınız isteseniz de, istemeseniz de...İşte bu yaşananları anımsayın, insanlık tarihinde kısa bir döneme denk gelen şu son yıllarda yaşanan kimi olaylara kanıp da Türk'ü yeriz, yutarız, ülkesini yıkarız düşlerine dalmayın... Çünkü bizler dosta düşmana ÇANAKKALE GEÇİLMEZ dedirten 18 Mart 1915'de bir zafer, bir utku kazanan ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZ'in ardıllarıyız, ONLAR'ın izindeyiz, ONLAR gibiyiz... İnanmıyor musunuz sözlerime?...Öyleyse her yıl 18 Mart günü geldiğinde; Çanakkale Şehidlikleri'ne şöyle bir uğrayın. Görün, bakın; bütün Türkiye Çanakkale'de, Gelibolu yarımadasında...Güzel yurdumuzun her yöresinden gelenlerle, Türkiye Çanakkale'de... 18 Mart 1915'de şehit düşen ataları gibi, tüm Türkiye Çanakkale'de... "Ben Türkiyeyim, ben Türküm" diyen her Türkiye Cumhuriyeti yurtdaşı Çanakkale'de...Bütün Türkiye, bütün Türkler Çanakkale'de; sonsuza değin de Çanakkale'de olacakları gibi... Kuşkusuz ülkemiz için savaşmak, bağımsızlık kazanmak ve bu coşkuyu 1915'den beri yaşamak çok güzel, ama bu ülkede barış içinde yaşamayı, birbirimize karşı sevgi ve saygı gösterebilmeyi de başarmak, becermek çok güzel...Umalım ki, Ulu Önderimiz ATATÜRK'ün özdeyişinde olduğu gibi; YURTDA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ ilkesini her alanda, her ortamda, özellikle de Türk Ulusu olarak, kendi içimizde yaşama geçirmesini bilelim... Çanakkale Şehitleri'nin anısına, Türk Ulusu'nun parasal katkılarıyla yapılan görkemli anıt;işte bu anıt, her yıl Kabe'yi tavaf eden Müslümanlar'dan bile daha coşkulu yürekler tarafından geziliyor, şehidlerimiz saygı ve rahmetle anılıyor...Çünkü biliyoruz ki Çanakkale'de yatan şehitlerimiz canlarını vermeseydiler, ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ne Türk Ulusu, ne de Anadolu ve Rumeli topraklarımızda İslam dini var olamazdı...Ülkemiz için kan döken, can veren gencecik şehidlerimiz için; yalnızca 18 Mart törenlerinde değil, yaşadıkça her an dilimizde dualar, gözlerimizde yaşlar, ama yüreklerimizde övünç, kıvanç duyguları olacakdır... "57. Alay Şehitliği"nde yatan, en büyüğü 25 yaşında olan şehidlerimiz için, içimiz sonsuza dek titreyecekdir... Çünkü o şehidler bu topraklar için vuruldu, onların kanlarıyla bu ülkenin sınırları çizildi. Çanakkale...Ulu Önderimiz ATATÜRK'ün "GAZİ" ünvanını aldığı savaş meydanı... Her 18 Mart günü; O'nu ve şehidlerimizi saygıyla anmamıza, dilimizden bir kez daha NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE sözlerinin dökülmesine neden oluyor... Bilindiği gibi Çanakkale geçilemedi ve geçilemeyecek de; ne dün, ne bugün, ne de yarın...Ne yazık ki bunu unutanlar ya da Çanakkale'yi geçip, Türkler'i bu topraklardan koparıp, atacaklarını sananlar var. İşte onlardan birisi ve arkasında kim bilir kimler vardır ki yine kan dökdüler, ibadet eden Müslümanlar'ı öldürürken, Türkler'e de tehditler savurdular. Belli ki dünü unutdular ya da son yıllarda kimlik bunalımı yaşayan ülkemizin özünü yitirdiğini sanıp, aç kurtlar, sırtlanlar gibi iştahlandılar ama yağma yok... Biz Türk ulusu olarak birbirimize kenetlenmeyi de, bize uzanacak hain elleri kırmasını da iyi biliriz.İnsanlık adına, "savaşdan kaçan" Suriyeliler'i sınırlarımızdan içeriye geçirenlere sakın ola ki aldanmayınız,düşmanlarımız Çanakkale'den geçmeğe kalkışırlarsa onlarla bir kez daha savaşırız!..

Diğer Haberler