“Dar’ül Eytam” nedir bilir misiniz?
Çok büyük acılar yaşandı, çileler çekildi özellikle son dönemindeki Osmanlı coğrafyasında.
Savaşlar, göçler, kalkışılan kıyamlar, binlerce, yüz binlerce insan öldü o vakitler.
Bir o kadar çocuk da anasız, babasız, öksüz, yetim kaldı.
Resmi devlet “her şeyin yeni dönemde başladığı” algısını oluşturur insanlarda.
Oysa Türkler tam bir devlet geleneğine sahip, dünyadaki ender topluluklardan biriydi.
Her şey bir öncekinin devamıydı aslında.
Dar’ül Eytam, Osmanlı döneminde bakıma muhtaç, kimsesiz kalan çocukların barındırılıp yetiştirildiği kurumun adıydı.
Bunlardan biri de Bursa’da, Trilye’de bulunmaktaydı.
Son döneminde Taş Mektep’te barınıp, okurlar, Aziz Vasil Kilisesi’nde de yemeklerini yerlerdi.
1927 yılında bu kurum tamamen kapatılana dek orada yemeklerini yedi Dar’ül Eytam talebeleri.
Kilise daha sonra düğün salonu ve sinema olarak da kullanıldı.
Sonra efendim…
Geçmişte sol siyaset yapan, daha sonraki yıllarda Ak Parti’nin aday gösterdiği Ali Turan oldu Trilye’ye belediye başkanı.
Faruk Çelik o dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı.
İhya etti beldeyi!
Yolların genişletilmesinden tutun da limanın yapımına kadar Ali Turan’ın her işini kolay etti.
O da kalktı, bir vefa örneği olarak yine o dönemde restore edilip yenilenen Aziz Vasil Kilisesi’nin ismini meclis kararıyla “Faruk Çelik Kültür Merkezi” olarak değiştirdi.
Güzel bir hareket ve bir siyasi için de büyük bir onur.
Sonra belde Mudanya’ya bağlandı ve Mudanya Belediyesi’nin başına da Hayri Türkyılmaz adında biri geldi.
Hayri’nin geçmişinde de “sol kültür” vardı ama kafayı da bu “Faruk Çelik” ismine takmıştı kafayı bir kere.
Madem değiştireceksin, eski ismine geri dön ya da “Atatürk” koy veya öldürülen Türk aydınlardan birinin adını ver.
Geçen dönem böyle bir teşebbüste bulundu.
Mecliste oy çokluğuyla kültür merkezinin ismini “Trilya” olarak değiştirdi.
Fakat kaymakamlık gerekli 3/2 çoğunluğa ulaşılamadığı ve verilen ismin Türkçe olmadığı gerekçeleriyle bunu onaylamadı.
Kendisi de yeni bir kültür merkezi yapmak yerine, başkalarının yaptıklarının isimleriyle oynamayı kendine iş edinen Hayri, MHP’li bir meclis üyesini de yanına alarak bu kez işi başardı!
“Türkçe” engelini aşmak için de “T’nin” önüne “İ” harfini koyup meseleyi çözdüler:
“Tirilya”
Dünyalar O’nun olmuştu artık.
Mudanya’ya çok büyük hizmet etmişti Hayri!
Çocuklar kadar şendi o gün!
Bir kültür merkezine oraya hizmeti dokunan bir siyaset adamının isminin verilmesinden daha doğal ne olabilir?
Fakat artık her nedense Faruk Çelik ismine takıktı Hayri Türkyılmaz.
Başka bir yere adını vermeden oradan silmeye çalışmak büyük bir siyasi nezaketsizlikti.
De…
Acaba hangi Hayri doğruydu?
Bir yanı Faruk Çelik’e ismini oradan kazıyacak kadar içten içe tepkili olan eski solcu Hayri mi?
Yoksa, sağ yanına kardeşi Osman Çelik’i alıp, sol yanındaki Faruk Çelik’in elini avuçlarının içine alarak okşadıkça okşayan öteki Hayri mi?