Yazarlar

Evreka !... Evreka !...

post-img
Azgelişmiş ülkeler halkları ki onlar ekonomide  AGÜ diye kodlanır; o ülkelerin halkları bir lokma, bir hırka günlük yaşar, günü kurtarmaya bakar, kısa dönemli düşünür, ileriye dönük plan yapmaz.  Ama her nedenle olursa olsun vara, yoğa kurnazca entrika yapar, günlük öfkelenir, günlük sevinir, balık hafızalıdır, bu nedenle alık diye bilinir, bilinir de alıklığının ayırdında bile değildir. Oysa gelişmiş ülkeler halkları öyle mi?... Onların  da kod adı vardır,  GÜ olarak tanınırlar ve ayrıca da 8 adet olduklarından G8’ler diye gezegenimiz genelinde çalım satarlar ; işte onlar planlarını uzun dönemli yaparlar. Dünü hiç unutmaz, bugünü yaşarken her şeyi ölçer, biçer, tartar ve gelecekte neler olabilir diye sürekli hesaplar peşinde koşarlar…Bu nedenle onlar; son 250, 300 yıldır GÜ’lerdir. Bu nedenle onlar; dünyanın efendileridir…Bu nedenle onlar;  dünyanın yön vericileridir, yönlendiricileridir, son aşamada karar vericileridir.   İşte bu G8 locası; 20. yüzyılın sonlarına doğru yeni, yeni kavramlar türetip sürdüler uluslar arası alana… Ve bizler de bir sevindik, bir sevindik şu Küreselleşme üst başlığı altında söylenmiş pek çok süslü, püslü yalana… Eğer yoksa bu söylemlerde bir riya, bundan böyle daha yaşanılası olacakmış gezegenimiz Dünya diye şenlikler bile düzenledik… Yeni, yeni kutlama günlerimiz, haftalarımız oldu… Ulusal bayramlar da hasıraltı oldu; bu yepyeni ve cici bayramlarımızın, kutlama günlerimizin yanında…   Önceleri pek bir anlam veremesek de o süslü, püslü kavramlara; onlar için neredeyse birbirimiz yedik… Bu kavramların oldukça havalı bir adı da vardı; III.KUŞAK HAKLAR diye… Henüz I. ve II. KUŞAK HAKLAR da ne ola ki ?...Biz henüz uşak olmaktan kurtaramadık kendimizi, henüz öğrenemedik ulus devletin saygın bir yurtdaşı kimliğini taşımayı bile diye düşünenler, bu alengirli hakların ardında vardır kirli oyunlar diye endişelenenler oldu aramızda…Onlardan biri de bu satırları yazan; Selma… “Şimdi sözü fazlaca uzatma da; nedir bu haklardaki numara ?...Anlat bakalım bir yol bize” diyecek okurlarımızı üzmeden girelim söze… Yapalım bir açıklama; elbette ki kitapsal çok bilmişlikle değil de, anlaşılır bir dilde, sıradan sözlerle… Hani bilen var, bilmeyen var… Bilmediğinden  dolayı, bilenlere öfkeyle bilenenler var… Neyse gelelim sadede, konuya, mevzuya; hakların numaralandırılması sorunsalına…Gerçi bunlar numaralandırılırken de hep yapıyorlar ya bizlere türlü, çeşitli numara… Ve biz de bu hakların adlarını biliyoruz, sayıyoruz ama onlara ulaşamadığımız için de bizleri aldatanlara sövüp, sayıyoruz… İşte bu hakların birincisi; SİYASAL HAKLAR…Ki onlar ulus devlet bağlamında yurtdaştan sayılıp, ülkenin nüfus kaydına geçirilmiş erkekden ve kadından sayısal olarak sayılıp da…Seçim oyununda üstlendiğimiz figüranlık rollerine ilişkin seçme ve de (paran varsa) seçilme hakları  I.KUŞAK HAKLAR başlığı altında yer alır. II. Kuşak Haklar da; SOSYAL HAKLAR olarak tanımlanır…Sosyal güvenlik(unut) , sendikalaşma (bunu da unut), dernekleşme (sakın ha) gibi hakları içerir… Daha da çok bilgiye susayan varsa; konmasın hazıra, benden bu kadar…Anahtar sözcükleri verdim; tembelseniz bir tık ötenizde GOOGLE amcanız…Yok  araştırma severseniz; Fransız Devrimi’nden başlayın okumaya,  isterseniz başvurun GOGOL dedenize bile, karıştırın kitapları, bilin, öğrenin var olan tüm hakları… Ve bu arada sık, sık değiştiriliyor diye, küçümsemeyin, hafife almayın; üşenmeyin, ANAYASA ve YURTTAŞIK YASASI kitapçıklarını da karıştırın…   Ve gelelim şu III. KUŞAK HAKLAR kavramının ne olduğuna ya da neleri içerdiğine?...   III. Kuşak haklar ki onlar; hani şu yaşanabilir bir çevre hakkı…Barınma hakkı…İnsan hakları başlığı altında kadın ve çocuk hakları…Veeee eşcinsel hakları gibi soyut kavramlar (henüz somutlaştığını gören olmadı)… Son yıllarda neredeyse tüm hakların önüne geçen/geçirilen EŞCİNSEL HAKLARI; III. Kuşak Haklar bağlamında şu G8’lerin oyalanalım, kendimizi avutalım, efkarımızı dağıtalım, gerçek sorunları  unutalım (sömürüye, savaşlara, saldırılara karşı ses çıkarmadan uslu, uslu oturalım) , kendimizi bu yeni moda haklarla uyutup, uyuşturalım diye türettiklerinin en önemlisi ve en önceliklisidir.   Bugün birden, bütün bunları düşünürken,  İsa’dan önceki ulu, ulu dedelerimizden Arşimed gibi; ansızın bağırasım geldi EVREKA, EVREKA diye…Sorun bakalım niye bağırasım geldi; buldum, buldum diye?...   G8‘lerin neden bu hakları piyasaya sürdüğünü…Ve en önemlisi de Amerikan ağabeymizin; ansızın neden eşcinsel evlilikleri kutsadığını, neden yasal olarak onayladığını buldum… Çünkü onlar DÜNYA’DA NÜFUSUN ARTMASINI İSTEMİYORLAR… Çünkü onlar; nüfus planlaması için, ebelerin yeni, yeni bebeleri doğurtmasını istemiyorlar… Gezegenimiz Dünya üzerinde var olan yer altı ve yer üstü kaynaklarının tümünü yalnızca onlar kullanmak, tüketmek istiyorlar…Ve işin gerçeği öylesine açgözlüler ki bu kaynakları kimseciklerle bölüşmek de istemiyorlar… Bu nedenle; eşeysel öpüşmeler, sevişmeler özgürlük diye sürülüyor küresel kamusal alana…Ve pek çokları da kapılıyor bu yapay, yalan  özgürlük rüzgarlarına… Bazı namuslu bilim insanlarının açıkladığı gibi; çünkü onlar insan nüfusunu azaltmak istiyorlar… Özellikle doğal kaynaklar açısından oldukça varsıl olan ama küresel ekonomi oyunlarında yaya kalan AGÜ’lerin nüfuslarının artmasını istemiyorlar…İstemiyorlar çünkü onların arasından çıkacak soran, sorgulayan, özkaynaklarını yabana kaptırmak istemeyen genç insanların var olmasını istemiyorlar… İşte bu nedenle düz cinsel ilişkiler yerine; eşcinsel ilişkiler kutsanmalı…İnsanlar yalnızca cinselliğe odaklanmalı…GDO’lu beslenme biçimiyle insan stokları azaltılmalı…Uygar, çağdaş, aydın, demokrat olma ölçütleri; eşcinsel haklarını tanıyıp, tanımamayla ilişkilendirilmeli…Velhasıl insanlar karşıtlarıyla değil, kendi cinsleriye sevişmeli…Sevişmeli ki yeni bebelere gebe kalmasın kadınlar… Ve nasılsa GDO’lu besinlerin öldürmediğini, eşeysel evlilikler, ilişkiler sonucunda AIDS öldürür…Yaşları ilerledikçe; yapacak işleri, geleceğe yönelik umutları olmadığından dolayı, yemek yemeğe düşkünlükleri sonucunda   obezite öldürür…Onlar da öldürmezse yeni, yepyeni virusler üretilir; insan stoklarının azaltılması için nasılsa bir çözüm bulunur… Ama bugün için en demokratik, en çağdaş, en tuzaklardan uzakmış gibi görünen çözüm; eşcinselliğin kutsanması, yüceltilmesi, övgüye değer bulunması… Eşcinselliğe karşı çıkanların da “homofobik” suçlamasıyla toplumdan dışlanması… Ve dahası yasalar indinde cezalandırılması… Madalyonun hep tek tarafını gören AGÜ halkları; G8’ler ince, ince hesaplamasalar bu olasılıkları sizlere soluk bile aldırmazlar…Ve onlar; kaz gelecek yerden, tavuk esirgemezler…Sizlerin anlık kazançlarınızın ardında gizlenmiş kayıplarınız, uzun dönemde onlara kazanç olarak geri dönecektir…Eşeysel sevişmeleri alkışlarken; sizlere özgürlük bildirisi diye sunulan sözlerin satır aralarına gizlenmiş, açıkça söylenmeyen sözleri de düşünün derim…

Diğer Haberler