Yazarlar

Gel de Söyleme

post-img
İçimden geldiği gibi söylüyorum, yazıyorum... Çünkü... Nasılsa 24 Haziran'da yine dönecek olursa türlü, çeşitli entrika...İdam mahkumlarının son sözleri gibi olacak bu sözlerimiz... İyisi mi içimizde kalmasınlar; dilediğimizce söyleyelim, kapanmadan/kapatılmadan gözlerimiz... Bilindiği gibi İstanbul; laledir...Bursa; manolya... Anadolu; çiğdem, sümbül... Ama Rumeli; boydan boya güldür, güllüdür, gülcüdür. Ama ne yazık ki Zeki Müren'in şarkılarına düşen manolyalar artık yok Bursa'da, sanayileşme ve kentleşme uğruna kestiler manolya ağaçlarını yerlerine asfalt döktüler... Ve İstanbul'un laleleri de yok artık, baharda soğanları Hollanda'dan getirtilmekte... AKBABALAR'ın elinde tozumaya uğramayan ne kaldı ki bu ülkede?... Bugünlerde Didim'de renk, renk açan çiçekleri gördükçe...Onlar için de kaygılandım; kaç yıllık ömürleri kaldı acaba şu acımasız yap-satçıların her gün yeni bir yapılaşma için toprağın karnını, bağrını yardığını gördükçe... *Demirel öğretmişdi ya bu halka; DÜN, DÜNDÜR demesini...Dolayısıyla özellikle siyasetçiler; çapkın hovardalar gibi kapı, kapı gezerken ne ilkelerini, ne değer yargılarını...Onları evire,çevire, devire...Girdikleri yeni kabın biçimine göre değişiyorlar... Örneğin; MHP gibi, Türkçü ve ülkücü geçinenler gibi... Çünkü bilindiği gibi 3 Mayıs Türkçülük Bayramı... Oysa Türkçü geçinenler devirdi ayranı; hepsi deve sidiği içecekler kutsal Araplarının elinden...Karınlarını doyuracaklar AKBABALARının artıklarından... *Öldürme ve yaşatma icgüdüsüyle doğmuş şu insan türü...Ama nedense bir türlü baskın gelmez yaşatma dürtüsü... Öldürür; din adına, iman adına...Hele bir de varmış ya etin tadına; acımadan öldürür, acımadan keser koçları, tavukları, avlar balıkları... Gün gelir de kaynaklar tükenir ve yiyebileceği ne varsa biter; işte o koşullarda aslan gibi yavrusunu bile yer... Çünkü hormonlu ve GDO'lu beslenme onu öylesine değişime uğratdı ve ne kadar da canavarlaşdı, hiç ayırdında değil.. *Kim demiş ki karışılmaz Tanrı'nın/Doğa'nın/Tabiat'ın işine?... Değil mi ki açgözlü, doyumsuz insanlar var aramızda; karışırlar ve çomak sokarlar bu düzenin gidişine... Oynarlar her şeyin; eniyle de, geniyle de... Değiştirirler doğal olan ne varsa; yaratırlar istedikleri biçimde...Kurye robotlar bile geliyor; işsizler ordusuna, motosikletli kuryeleri de ekle... *Ülkemizdeki yobazlar, biz aydınlık yolcularına karşıt KİN SAVAŞLARI sürdüredursunlar... Afrin diye ayaktakımına türküler düzüp, söyletsinler. Kıbrıs elimizden gidiyor... Üstelik eninde, sonunda ve kuşkusuz pek yakında DİN SAVAŞLARI başlayacak AVRUPA'dan (özellikle Fransa ve Almanya'dan, elbette ki Amerikan destekli); ama bizimkiler ayırdında bile değiller... Ne petrol, ne su; geliyor Haçlı seferleri Ordusu ?... Bu durumda; nereye kaçacaksınız "askerden çürük raporlu ve de bedelli" takunyalı ve de takkeli ödlekler güruhu?... *Aydınlıkdan yana yüreği atan yurtdaşım, yoldaşım, arkadaşım!... Biliyorsun ki Cem Evi, Cami, Kilise, Havra çeşitliliğinde yaşayan bu ulusu; soluksuz bırakıp,çevirmek istiyorlar kadavralara…LAİKLİK için; 24 Haziran 2018 günü koş sandıklara!... *ABD'de; Demokratlar "Trump benim başkanım değil" diyorlar ya Göccük Amerikalı olan bizler de EVET'çi ÜMMET-İ TAYYİBAN olmadığımızdan... 24 Haziran'da; aydınlık Türkiye'den yana kim varsa ona CUMHURBAŞKANIMIZ diyeceğiz,çağdaş bir geleceğe güvenle yürüyeceğiz.

Diğer Haberler