Komşu ülke Ukrayna'da , 26 Nisan 1986'da yaşanan Chernobil Nükleer Santral'ının patlaması sonucu; "komşuda pişer, bize de düşer" söyleminde olduğu gibi, ortaya çıkan olumsuz dışsallıkların etkisiyle, özellikle Karadeniz Bölgesi'nde pek çok yurtdaşımız kanser nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başladı... Ve pek çoğu da yaşamını yitirdi... Günümüzden yaklaşık on yıl öncesinde "Şair ceketli çocuk"Kazım KOYUNCU da kanser sonucu yaşamını yitirenlerden biriydi...
Ve onun ölüm gününde ŞEVVAL SAM bir yazı yazmış KAZIM KOYUNCU için; "Ah bir bilsen nasıl kesiyorlar ağaçları" diye KAFA DERGİSİ'ne...Oysa ben gözlerimle gördüm Bursa Görükle'de; KAZIM KOYUNCU PARKI için yapılan saldırıyı, talanı...AH NASIL KESTİ CHP'li Nilüfer Belediyesi BİR BİLSEN ŞEVVAL SAM HATUN; KAZIM KOYUNCU PARKI İÇİN O SAĞLIKLI AĞAÇLARI...Hem de Görükleli'nin sözlerine, yakınmalarına aldırmadan...Yeşildi külliyen bugün için Kazım'ın adıyla anılan o alan...
Kazım Koyuncu Chernobil'den olduysa kanser;Anıtı dikilseydi kentine, yöresine...Kazım için neden edildi talan o yemyeşil Görükle Parkı?...VeSordunuz mu hiç Görükle halkına çalarken onların yaşam alanlarını?...
Bıktım şu YENİ-CHP'lilerin yapış, yapış ve de özentili solculuk girişimlerinden...
Tebdil mekanda ferahlık vardır dedik; bu yaz, yazlak diye Didim'i seçtik...Havası güzel, deniz havzası da güzel...Henüz sanayileşme adına çok da talan edilmemiş topraklar amma ve lakin turizm adına katledilmiş zeytinlik alanlar...Halkı da pek bir sessiz kalmış yapılan değişikliklere; kimileri zamanında dolmuş parası bulamazken, eşikten atlamış varsıllıklara ki onlar Turgut ÖZAL'ın PKK teröründen kaçmak isteyen zavallılar diye beleşten toprak dağıttığı Kürtler...Turizm işkolu bütünüyle onların elinde ve bir de emlakçılık yapıyorlar; üç, beş parça kalmış zeytin bağlarının satılıp, yapılaşmaya açılması için canla, başla çalışıyorlar...Eh bu talan için yeniden yazılmadı mı yerel yönetimler yasası, dolsun talancıların kasası, yok edilsin ülkenin bereketli toprakları diye ?...
Ve Didimli köylü kadınlar; ister halden alsınlar, ister kendi bahçelerinden toplasınlar pazarcılık yapmaktalar, bir kısmı da ev temizliğine gitmekteler...Oğulları ve kızları da ya garson ya da kuaför hizmet işkolunda, gerçekte insan israfının yaşandığı hezimet sektöründe...Ve ben de elimden geldiğince köylü para kazansın diye diyorum ki herkese:NE KOÇ'UN , NE DE SABANCI'NIN DÜKKANLARINA...KÖYLÜNÜN YAŞAMASI İÇİN; DİDİM'DE, KÖYLÜNÜN PAZARINA GİDECEKSİN...Gidiyorlar mı?...Gidenler var, var da çoğu kocaman, kocaman dükkanların içinde, GDO'lu ürünlerin peşinde...Dönersek Didim'deki Turgut ÖZAL'ın çocuklarına...TURGUT ÖZAL; ZAMANINDA BOL KESEDEN DAĞITMIŞ DİDİM'İN TOPRAKLARINI KÜRTLERE...ÜSTELİK DE ONLARI YERLEŞTİRİRKEN DİDİM'İN TOPRAKLARINA; BİR DE MAAZERET UYDURMUŞ "PKK TERÖRÜNDEN KAÇANLAR BUNLAR" DİYE...İŞTE BU KÜRTLER'İN BUGÜNLERDE KURT GİRMİŞ BİR YERLERİNE, KAŞINIP DURUYORLAR... SAVAŞ NARALARI ATILIRKEN ÜLKEDE VE BU SAVAŞ SIRASINDA KURULACAK KÜRDİSTAN ÜMİTLERİYLE; İLERİ GERİ SÖYLENİYORLAR "savaş çıksa da, fırsatttan istİfade uçursak öfke duyduğumuz Türkler'in kellerini" DİYEREK..HAYIRLARA VESİLE OLSUN; YAKINDA DIŞ SAVAŞDAN ÖNCE, İÇ SAVAŞIMIZ OLURSA SAKIN ŞAŞIRMA..."Sakın şaşırma" sözlerini duyunca da... sanılmasın ki unuttuk GEMLİK'i ve Gemlik kavşağında ben doğmadan beri var olan, ama bugünlerde kin ve öfkeyle, yerinden sökülen Orhan Veli'nin o ünlü dizelerini: GEMLİK'E DOĞRU DENİZİ GÖRECEKSİN...SAKIN ŞAŞIRMA !...İşin gerçeği 2002'den beri ülkemiz genelinde olduğu gibi, Gemlik'e doğru giderken de, Bursa'nın geçmişine, neşesine, çok renkliliğine, hoşgörüsüne yakışmayan pek çok şey görüyoruz...İşte bir başka örnek; GÖKKUŞAĞI ONUR HAFTASI kutlanırken, kadınların özgürlüğüne bir demirden kaşağı daha, kafesler içine kapatılıp, özgür benliğini kanatırcasına...
ULUSAL BAYRAMLAR KUTLANMASA DA OLUR... DEĞİL Mİ YA?...ŞU ÜLKEDE ONUR HAFTASI KUTLANIYOR YA YETMEZ Mİ?...
Üstelik onların çoğu; YETMEZ AMA EVET dediler şu AKBABALAR'a...Onlar da katılmışlar GÖKKUŞAĞI altından geçen uşakların bayramına...
Ama Gökkuşağının Altından Geçen Uşaklar hiç mutlu olmamışlar bu katılımdan; basbayağı korkmuşlar, bir katliamın yaşanacağından...Ne yazık ki onların kutlamalarına biber gazı ve plastık mermi karışmış ve gökkuşağının altından geçen uşaklar; ağlaşmış; "hani bana özgürlük" naralarıyla...
Be hey gafiller; NE KANIYORSUNUZ SİZ AKBABALAR'A ?... KÖPRÜYÜ GEÇENE KADAR ABLASINIZ; GEÇTİKTEN SONRA ABİ-LA...ÖĞRENEMEDİNİZ Mİ SİZ BUNLARI DAHA ?...
Harç bitti, yapı paydos; sizin anlayacağınız seçimler bitti, onların sizin oylarınızla da işleri bitti...Zorla değil ya giydirmeyecekler sizlere ipekten fistan; baskı bile yapacaklardır İran'daki gibi "dönün erkekliğinize tornistan" diyerek...
Anımsatayım mı sizlere dincilerin ikiyüzlü yaklaşımını bu fırsattan istifade ederek?...Çok yazılar yazmıştım konuyu irdeleyerek...
EŞCİNSEL AÇILIMI; SAADET’DEN…
Üç gün önce yazdık; Suud’un Arabı, Türkiye’de çeker şarabı…Kadındansa, oğlan sever; yüzde 90 oranı…
Ama bizim Arapseverler, nedense eşcinselsavar olmaya soyunmuşlar… Akılları sıra AKP ile yarışa girişmişler;biz daha dinciyiz, aydınlıkçı, özgür insanlara çok daha kinciyiz nakaratı eşliğinde ve bugün de çıkmışlar sokağa, imza toplamaya… Ne için ?… ZİNA ve EŞCİNSELLİK üzerine faşizan baskı uygulamaya; milletin uçkuruyla oynamaya…
Be hey aymaz, be hey yobaz; sende bu din bezirganlığı hiç akıl koymaz…Küçük Amerika olma yolunda doludizgin koşarken bu ülke; düşer mi hiç senin peşine ?…
Henüz geçtiğimiz ay Büyük Amerikalı OBAMA brother; eşcinsellere yaptı bir sürü kıyak…AB normları desen; ÜÇÜNCÜ başlıklı yazımızda da değindiğimiz gibi başımızda DEMOKLESİN KILICI…Durup, dururken nedir sendeki bu ayak ?…
Sana ne milletin kiminle yatağa gireceğinden; gönlünün, bedeninin, benliğinin kimi çekeceğinden/seçeceğinden ?…
Senin dört kadınla yatağa girince yandaşın, yoldaşın, yobazın; yanındaki kadınlar da bir parça lezbiyen, dolayısıyla eşcinsel olmuyorlar mı ?… Nedir bu çifte standardın, nedir bu ikiyüzlülüğün ?…
ZİNA ya da EŞCİNSELLİK üzerine ahkam kesmek sana mı kaldı ?…İşin doğrusu din bezirganlığı yapayım derken; RTE ve avanesi senin yanında demokrat kaldı… Sen gibi üşütükler aracılığıyla ölümü gören, hastalığa razı olacak…Yeter ki SAADET gibi yoz, yobazlar iktidara gelmesin diye; bu gidişle oylar RTE’ye kayacak:))
Elbetteki işin şakası, latifesi, mizahı… Yıllar öncesinde de yazmıştık AHMEDİNECAD’ın Amerika ziyareti nedeniyle EŞCİNSELLERİN BAŞINA GELEBİLECEK FELAKETİ… Müsaadenizle geçmişde yazdığımız konuya ilişkin yazımızı paylaşalım değerli okur; bakalım karanlık yolcuları başımıza daha ne belalar dokur ?…
.................................................................................
İSLAMİYET VE EŞCİNSELLER
Yazının başlığına takılıp da “İslamiyet ve eşcinsellik” konusunu irdelemeye kalkışacağım düşünülmesin. Kuşkusuz ne ilgi alanıma ne de bilgi alanıma girer bu konu… Dinsellik ve cinsellik konusunda; “ibadet de, kabahat de gizlidir, yalnızca kişiyi ilgilendirir” diyenlerdenim… Öyleyse bu başlık niyedir diye sorulup, sorgulanacak olursa; “Eşcinselleri öldürmek caizdir” (*) diye buyurmuş İngiltere’de yaşayan fanatik İslamcı lider ki o Hint asıllı Müslüman Anjem Choudary… Ve sonra da demiş ki; “Bir erkek, bir erkeği sevebilir. Bir insan bir eşeği de sevebilir. Ama bunu ileri götürürse ve bu dört şahitle kanıtlanırsa taşlanarak öldürülmesi caizdir”… İşte Hintli fanatik İslamcı ve de potansiyel katliamcı Choudary’nin bu sözleri bana AHMEDİNECAD’ın sözlerini anımsattı…
Eylül 2007’de Birleşmiş Milletler’in KÜRESEL ISINMA gündemiyle bir araya geldiği toplantıya katılmak için gittiği Amerika’da söylediği “İran’da eşcinsel yok” sözlerini… Ve işte ben de o günlerde yazmıştım bu dizelerimi; demokrasi ve insan hakları kavramlarına İslamiyet açısından yaklaşan, yaklaşırken de gelecekte pek çok canları yakacak olan gidişe ve bu gidişe hız vermek için “bilerek ya da bilmeyerek” çaba gösterenlere bir gönderme olsun diye… Çünkü Hintli fanatiğin sözleri nedeniyle kaygılarım depreşti yine…
“Ahmedinecad Amerika’da; 25 Eylül 2007”
Komşuda pişer, bize de düşer diye bekleye, bekleye
Arasıra da tekleye, tekleye, çok yakında gireceğiz şeriatla gerdeğe…
İran İslam Cumhuriyeti, ihraç ettikçe rejim, biz gibi sınır komşusuna,
Bundan böyle pek kolay olmayacak geçim GÜLİSTAN’da…
Neyse dönelim konumuza;
Bugünlerde gözümüz kulağımız Amerika’da,
Tüm ülkelerinkiyle birlikte GÜLİSTAN’ın Baş nazırı da orada…
24 Eylül 2007 için,
Birleşmiş Milletler’de gündem belirlenmiş; KÜRESEL ISINMA
Ayrıca Kolombiya Üniversitesi’nde Ahmedinecad’ı aşağılayıp, ısırma…
Birleşmiş Milletler toplanacak diye yola düşen Şeriatın Şahı
Pers’in Hükümdarı; konuk olmuş özgür ve demokrat Amerika’ya
Bakar mısınız adamdaki fiyakaya ?…
- İran’da homoseksüel yok, kadınlar da özgür !…(**)
Birleşmiş Milletler’de ne konuşmuşlar ?…
Doğa’nın dengesini bozup, nasıl da kokuşmuşlar ?…
İkiyüzlü yalancı gözleriyle, birbirlerini suçlarcasına nasıl da bakışmışlar ?…
Biraz da ileri geri itişip, kakışmışlar;
Hepsi bir yana, Ahmedinecad’daki bu ne cesur açıklama ?…
- İran’da homoseksüel yok, kadınlar da özgür…
Ne yorum, ne de sorulacak bir sorum yok, yalnızca kıssadan hisse;
Demek ki komşusu İran gibi olduğunda GÜLİSTAN
Homoseksüeller giyemeyecekler ipekten fistan
Önce onlar gidecekler okkanın altına
Kurulacak darağacı; Taksim Meydanı’na…
Kadınlar da özgür bırakılacaklar;
Ya kırk katır, ya kırk satır
Ya da dişiliğini küstür, kıstır
Üstlen yeni kimliğinle; ya kölesin, ya cariye
Yoksa kelleni teslim edersin yeniçeriye…
Bu durumda; sordular mı GÜLİSTAN’ın cumhur başına,
O da yanıt verecektir, Ahmedinecad gibi fiyakayla:
- Bizde homoseksüel yok, kadınlar da özgür…
Şu yerel seçim öncesi; sardı sancısı… 29 Mart 2009 günü; seçmen ulusun bireyi olmaktan geri dönüp, ümmetçiliği mi seçecek, yoksa yeniden usunu başına mı devşirecek ?…
Kuşkusuz yerel seçimler ülkenin yazgısını birdenbire değiştirmez; ama kurtarılmış bölgeler, ele geçirilmiş kaleler… Bir gün bakmışsınız ki mızrakların ucuna geçirilmiş aydınlığı savunan kelleler…
(*) Eşcinselleri öldürmek caizdir:
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Escinselleri_oldurmek_caizdir_&tarih=22.3.2009&News
(**) İran’da eşcinsel yok:
http://hurriyetusa/haber/haber_detay.asp?id=13058
Ve yeniden dönersek günümüze; bakalım ülkemizdeki son duruma...
GÖKKUŞAĞI HAFTASI'NIN ANLAM VE ÖNEMİNE BİNAEN; EŞCİNSELLER AÇILISINLAR DOYASIYA...
AMA KADINLAR KAPATILMALI AKBABALAR'IN BUYRUKLARIYLA...
İŞTE SON NUMARA; KADINLARI TOPLUMSAL YAŞAMDAN TECRİT ETMEK, SOYUTLAMAK İÇİN...
HAŞEMALILARA MÜJDELER VE DAHİ BÜŞRALAR OLSUN Kİ ANTALYA'DAN SONRA, BURSA GEMLİK'E DE "KADINLARA MAHSUS PLAJ" GELİYOOOOO...
Neyse...Böylece Gemlik'in tüm sorunları çözülmüş olacak...
Ne yazık ki "Bursalı kadifeli gelin, çaydan mı geçtin?... Yanakların al, al olmuş Konyak mı içtin?..." türküsünün ili BURSA ne durumlara getiriliyor ?... Orhan VELİ'nin dizelerinin ardından, bakalım Bursa Gemlik'de daha neler yok edilecek?...Nasıl olsa Gemlik; yobaza yemlik... Bir zamanlar ailesiyle birlikte körfezde sandal sefası yapan Zeki MÜREN eğer yaşıyor olsaydı; ne derdi acaba bu durumlara ?...
Veeeee CAN DÜNDAR:Konu ülke genelinde bilinmekte; gazetelerde yer alan duyumlara göre...Can Dündar'a 17 ve 25 Aralık operasyonları ile ilgili yazıları hakkında “gizliliği ihlal”, “hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarından 3 ayrı soruşturma açıldı.Ve yine gazetelerde yer alan duyumlara göre; CAN DÜNDAR'ın sorunu girmiş BM'nin gündemine...Girdiyse ne olur ki diye soracak olsak kendi, kendimize , derim ki eyvah, eyvah...Çünkü...CAN DÜNDAR'I BİLE BAHANE EDİP...AMERİKA BİZE DE DEMOKRASİ GETİREBİLİR... SÖYLEMEDİ DEMEYİN...ÇÜNKÜ SÖYLEDİM, KAÇ KEZ SÖYLEDİM; UYSA DA KODUM, UYMASA DA DİYE ŞU ANONİM FIKRAYI YAZDIM... KISSADAN HİSSE... SURİYE İÇİN SAVAŞMAK ŞAHANE...BOP DİYE HOPLAYANLAR...TAKSİM'E KİM ÇIKARSA JOPLAYANLAR... TOPLUMSAL KİRLENMEYE DESTEK VERİP, GENÇLİĞİ BONZAİ İLE HAPLAYANLAR... HAZIRLIKLI OLUN; IRAK, LİBYA, MISIR DERKEN... SURİYE'YE DEMOKRASİ GELECEK DİYE BEKLERKEN... IŞİD'Lİ KATLİAM TEZGAHIYLA; ANLAŞILAN ÖN SIRAYA ALINMIŞ TUNUS...YİNE DE TEDBİRLİ OLUN VE DE HAZIRLIKLI; SİZLER İFTAR SOFRALARINDA YERKEN HURMA İLE HUMUS...EN ÖN SIRAYA ALINIP DA DEMOKRASİ OYUNUNA KATILMA SIRASI SAKIN OLA Kİ GELMESİN ÜLKEMİZE...