Bu güne dek kaleme aldığımız yazıların pek çoğunda insana ama bazılarında sadece bir tek insana işaret ettik.
Yerdiğimiz de vardır aralarında, övdüklerimiz de.
Ama bazıları da epeyce güldüğümüz, bize tebessüm ettirenlerdir ki, işte bu insanlar iyice azaldı artık günümüzde.
Nerede o eski nüktedanlar?
Yaşama espriyle ama kendisiyle bile dalga geçerek bakabilen kalender adamlar?
Sözünü ettiğim renkli simalardan biridir Hazım Adanur.
Bursalıdır.
Çok yönlü, çok renklidir.
İskender'in ilk ustalarından Hacıbey'in İki oğlundan biridir.
Ve merhum babalarının ardından Ünlü Cadde'deki meşhur Hacıbey Kebapçısı'nı yıllarca kardeşi ki, o da dünya tatlısıdır; Hüsnü Adanur'la birlikte işletmişlerdir.
Hazım beyin politikacı yanı ağır basar.
Yıllarca Doğruyol Partisi'nde siyaset yaparken DYP'nin Bursa baronları Cavit Çağlar, Turhan Tayan ve Mehmet Gazioğlu'nu hiç ihmal etmemiş, resimlerini duvarlara asacak kadar derin bir hayranlık beslemiştir kendilerine.
[caption id="attachment_59171" align="aligncenter" width="400"] Hazım Adanur'un Yazıhanesi[/caption]
Son yazıma ilişkin aldığım telefon ve maillerin haddi hesabı yoktu.
Fakat okurlarımın adeta ittifakla dile getirdikleri bir konu vardı o da yazıda kullandığım resimlere ilişkin ortak beğeniydi ki artık bunu sık sık yapmaya çalışacağım.
Hem nostalji olsun hem de yazıyı görsel açıdan da zenginleştirmiş olalım.
Efendim...
Eski Bursalıların hepsi Heykel'deki Ünlü Cadde'yi bilir.
İşte Hacıbey Kebapçısı bir vakitler orada, Heykel tarafından girdiğinizde Sönmez İş Sarayı'yla karşı karşıya, hemen caddenin sağında yeralıyordu.
[caption id="attachment_59176" align="aligncenter" width="400"] Hacıbey Kebapçısı Bursa[/caption]
[caption id="attachment_59177" align="aligncenter" width="400"] Hacıbey Adanur ve ustaları Mustafa Kurt, İbrahim Vatansever[/caption]
[caption id="attachment_59178" align="aligncenter" width="400"] Hazım Adanur döner ocağının başında[/caption]
Fotoğraflara baktığınızda bundan 50 yıl öncesinde bile sarılan dönerin şişkinliği ve bu miktarın sabahtan ikindiye dek tükeniyor olması ne kadar ilginç değil mi?
Demek ki insanlar sahip oldukları satın alma gücüyle ailece dönerciye gidip, kendilerine kebap ziyafeti çekebiliyorlarmış o yıllarda!
Şimdilerde gitsin bakalım dört kişilik bir aile döner yemeye bir daha kendini toparlayabiliyor mu?
Ne diyorduk?
Hazım bey diyorduk, aynı zamanda bir Süleyman Demirel hayranı o yıllarda.
Biraz kendisi de Demirel'i andırmıyor değil hani!
[caption id="attachment_59185" align="aligncenter" width="400"] Hazım Adanur, Süleyman Demirel'e benzemiyor mu?[/caption]
Ve yine o yıllarda "Baba" lakaplı Demirel, Doğruyol Partisi'nin genel başkanı.
Mitinglerin kent merkezinde, Heykel'de yapıldığı sıralar.
İki gün sonra da Süleyman bey miting yapmaya gelecek Bursa'ya.
Amacı Demirel'in dikkatini çekmek olan Hazım bey, Ünlü Cadde'nin girişine bir pankart yaptırarak astırır.
Aynen şöyle denmektedir o pankartta:
"BABACIĞIM HOŞGELDİNİZ... M. Hazım Adanur"!..
[caption id="attachment_59186" align="aligncenter" width="400"] Süleyman Demirel için yaptırılan pankart[/caption]
Tesadüfe bakın ki, bir süre önce rahatsızlanıp hastaneye kaldırılan babaları merhum Hacıbey, yaklaşık 15 günlük bir ayrılıktan sonra o gün taburcu olacaktır.
[caption id="attachment_59191" align="aligncenter" width="400"] Hacıbey Adanur[/caption]
Hazım ve Hüsnü kardeşler babalarını gidip hastaneden alırlar.
Fakat Hacıbey önce eve gitmek yerine, Ünlü Cadde'deki dükkanlarına uğramak ister.
Ve tam oraya ulaştıklarında cadde girişine asılan labada yaprağı gibi kocaman afişe takılır gözleri:
"HOŞ GELDİNİZ BABACIĞIM"!..
Hazım beye dönerek şunları söyler:
"Ne gerek vardı be evladım? Niye zahmet ettiniz?!.."
Yine bir gün Hazım Bey anlatıyor:
Mehmet Alicim, Çekirge'deki eve yeni taşındığımız sıralardı.
Dış kapıdaki zile bir isim yazmak gerek.
Makasla kartvizitimdeki bölümü zile uyacak şekilde kesip yapıştırdım.
Binanın kapıcısından bana bir hürmet, pir hürmet!
Akşam eve her gelişimde adeta eteklerini savura savura koşturup arabamın kapısını açıyor, sabah çıkarken de kapının önünden asker selamıyla uğurluyor beni.
Bu hürmete bir türlü anlam veremiyorum.
Bir sabah kendisine "Nasılsın bakalım" demem üzerine daha da şaşırdım.
Karşıdan gelen yanıt; "Sağol paşam!" oldu.
Adam meğerse beni emekli paşa sanıyormuş da neden acaba?
Evet...
Binanın kapıcısı Hazım beyi gerçekten de emekli paşa sanmaktadır.
[caption id="attachment_59756" align="aligncenter" width="400"] Hazım Bey paşaya benziyor mu?[/caption]
Neden öyle sanmaktadır acaba?
Vaziyet daha sonra aydınlanır.
Hazım beyin bir parçasını kesip zile yapıştırdığı kartvizitinin o bölümünde "Hazım Adanur-General Manager" yazmaktadır da ondan!
[caption id="attachment_59757" align="aligncenter" width="400"] Hüsnü-Hazım Adanur[/caption]
Şimdi, o yıllarda Hacıbey Kebapçısı'nın bir reklamına bakalım:
[caption id="attachment_59758" align="aligncenter" width="400"] Hacıbey Kebabpçısı reklamı[/caption]
Hazım Adanur'un renkli kişiliğini aslında en iyi yaşamından fotoğraf kareleri anlatır.
Gelin şimdi, sanat dünyasıyla da içli dışlı olan Hazım beyin bu yönüne bir göz atalım:
[caption id="attachment_59761" align="aligncenter" width="400"] Hazım bey, İbrahim Tatlıses'le beraber. Ancak biraz boy fakiri olan Adanur, durumu merdiven basamağına çıkarak kurtarmaya çalışmış!..[/caption]
[caption id="attachment_59766" align="aligncenter" width="400"] İleride ülke çapında bir müzisyen olma yolunda hızla ilerleyecek olan Hazım beyin oğlu Hakan, Tatlıses'in kucağında[/caption]
Eee, o yıllarda İbrahim Tatlıses olur da Hülya Afşar olmaz mı?!.
[caption id="attachment_59771" align="aligncenter" width="400"] Hazım bey, bir program için Bursa'ya gelen Hülya Afşar'a hediye olarak stres gidersin diye altın bir bilezik takıyor.[/caption]
[caption id="attachment_59773" align="aligncenter" width="400"] Hazım bey, Hülya Afşar'a hediyesini taktıktan sonra pek mutlu oluyor![/caption]
[caption id="attachment_59777" align="aligncenter" width="400"] Adanur o yıllarda pek hareketli. Sanatçılara genellikle ya bi şey takıyor ya da bi şey yediriyor. BUSİAD'ın bir gecesi... Arkada merhum Aykan Uzoğuz ve Celal Beysel, sanatçı Nilüfer'e tatlı yediren Hazım beye tebessümle bakıyorlar.[/caption]
[caption id="attachment_59781" align="aligncenter" width="400"] Hazım bey yakın dostu Emel Sayın'la birlikte.[/caption]
[caption id="attachment_59784" align="aligncenter" width="400"] Kenan Evren'in Nü resimler yapmak üzere Marmaris'e çekilmesinin ardından bir parça rahatlayan Ahmet Özhan'la birlikte.[/caption]
[caption id="attachment_59789" align="aligncenter" width="400"] Hazım bey daha önce bilezik de taktığı Hülya Afşar'ı sahnede yakalayıp, koluna yapışmış; "Artık bi yerden başlamak lazım Hülyacığım" modunda![/caption]
[caption id="attachment_59791" align="aligncenter" width="400"] Hazım bey ve kimliği meçhul bir sanatçı daha![/caption]
[caption id="attachment_59794" align="aligncenter" width="400"] Bol kesimli şalvar tipi pantalonların moda olduğu yıllar, Nilüfer'le birlikte.[/caption]
[caption id="attachment_59795" align="aligncenter" width="400"] Rahmetli Tanju Okan'ı dinlerken.[/caption]
[caption id="attachment_59799" align="aligncenter" width="400"] Hazım bey, Doğulu kardeşlerle birlikte.[/caption]
[caption id="attachment_59803" align="aligncenter" width="400"] Hazım Adanur, (sağda) Bilgin Seymen'le birlikte kendi müziğini yapıyor.[/caption]
Ve Hazım bey, merhum Zeki Müren'in mezarı başında...
Cenazenin kaldırıldığı gün hep en ön saflarda yeralan, tabutun ve devamında da mezarın başından bir santim bile ayrılmayan Hazım Adanur'u tüm televizyon kanalları, Zeki Müren'in yakın bir akrabası sanarak sürekli canlı yayına çıkarmıştı!
Oysa kendisinin rahmetli hemşehrisi Zeki Müren'i son yolculuğuna uğurlamaktan başka bir düşüncesi yoktu.
[caption id="attachment_59806" align="aligncenter" width="400"] Bülent Ersoy, Mustafa Kandıralı ve Hazım Adanur, Zeki Müren'in mezarı başında. Düttürü dünya parçası çalınıyor![/caption]
Az önce Hazım beyin oğlu, Hakan Adanur'dan söz etmiştik.
İşletme ve tekstil eğitimi alan Hakan, babasının kendisine henüz 5 yaşındayken aldığı bir enstrümanla başladığı müzik hayatına şu sıralar yeni bir albüm çalışmasıyla devam ediyor.
Şimdi biraz fotoğraflara ara verelim ve sizleri Kral TV'de yayınlanan Hakan Adanur söyleşisi ve devamında yine Hakan'ın Tilki Misali isimli pek güzel parçasıyla başbaşa bırakalım.
Bu arada Hakan'ın ses rengine ve güzelliğine dikkatinizi çekerim.
O da pek yakında Bursalı diğer sanatçılar gibi bizi kıvandıracak gibi duruyor:
Daha pek çok sanatçı ve fotoğraf var ama şimdi sanat dünyasından çıkalım ve birazcık da Hazım beyin ofisinin duvarlarını süsleyen politikacılara bir göz atalım.
[caption id="attachment_59813" align="aligncenter" width="400"] Hazım beyin ofisinin duvarları sevdiği politikacıların fotoğraflarıyla süslüdür.[/caption]
Sırada, bir Uludağ buluşması sırasında boyunun kısalığından dolayı, Hazım beyin yaşını da küçük sanarak "Gel bakalım yavrum" diye çağıran Tansu Çiller'li bir fotoğraf var!
Fotoğrafta da İlhan Parseker, Şerif Akgün, Cemal Arık, Ateş Ünlüyıldız, Mehmet Gazioğlu, Cafer Ercan gibi isimler göze çarpıyor.
[caption id="attachment_59816" align="aligncenter" width="400"] Hazım Adanur, Tansu Çiller'le birlikte.[/caption]
Bakın, bu fotoğrafa dikkatinizi çekerim!
Fonda bir Milli Savunma ve Eğitim Bakanı Turhan Tayan, bir de Devlet ve İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu var ama Hazım bey yine bir ileri hamleyle Tansu Çiller'e doğru bir atak yapıyor ve çelengin ucundan tutan taraf oluyor! Diğerleri de bakakalıyor tabii!
[caption id="attachment_59821" align="aligncenter" width="400"] Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı anma etkinliği. Hazım bey bir hamleyle çelengin ayağını kapıyor, diğerleri bakakalıyor![/caption]
Her kareye en ön safta girme konusunda doğuştan bir yeteneği olan Hazım bey, İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu'yla kanka:
[caption id="attachment_59825" align="aligncenter" width="400"] Hasan Celal Güzel, Mehmet Gazioğlu ve Hazım Adanur[/caption]
Hazım Adanur, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (BUSİAD) kurucularından aynı zamanda.
BUSİAD o tarihte Kenan Evren'i davet etmiş.
Karede zamanın Bursa İl Emniyet Müdürü Ahmet Demir de var:
[caption id="attachment_59828" align="aligncenter" width="400"] Bursa İl Emniyet Müdürü Ahmet Demir, Kenan Evren ve yine en ön karede Hazım Adanur[/caption]
Bursa Büyükşehir Belediye eski Başkanı merhum Teoman Özalp'le birlikte:
[caption id="attachment_59832" align="aligncenter" width="400"] Teoman Özalp-Hazım Adanur[/caption]
Bursa eski Milletvekili merhum Abdulkadir Cenkçiler'le birlikte:
[caption id="attachment_59834" align="aligncenter" width="400"] Abdulkadir Cenkçiler-Hazım Adanur[/caption]
Komik karelerden biri daha...
Cavit Çağlar Devlet Bakanı o sıralar...
Herkes bakana yakın olmak istiyor.
Zamanın Bursa İl Sağlık Müdürü Erol Afşin bile bu konuda özel yetenek sahibi bürokratlardan biri olmasına karşın, ancak o kadar yaklaşabilmiş Cavit Çağlar'a!
Sağda Emniyet Müdürü Ahmet Demir sıkışıp kalmış.
Zamanın Baro Başkanı Yahya Şimşek de öyle.
Ama gördüğünüz gibi Hazım bey yine kapının ta dibinde yeralıyor!
[caption id="attachment_59835" align="aligncenter" width="400"] Cavit Çağlar-Hazım Adanur-Erol Afşin-Ahmet Demir-Yahya Şimşek[/caption]
Fotoğraf karelerinde yer alma konusunda ben böyle bir özel yetenek görmedim arkadaş!
Hazım bey tilki misali, yengeç gibi yandan yandan yanaşır, yine de başarır istediği karede olmayı.
Çağlar Devlet Bakanı, Hazım bey de Çağlar'ın yandan bakanı:
[caption id="attachment_59839" align="aligncenter" width="400"] Çağlar Devlet Bakanı, Hazım bey de O'nun yandan bakanı![/caption]
Yavaş yavaş gelelim işin sonuna...
Şimdi aktaracağım son kare Hazım Adanur'un, makasla kesip kendisinin yanına yapıştırdığı Tansu Çiller ve içinde Tansu hanım olan helikopter görüntülerinden oluşuyor.
İşte o helikopter, bundan yıllar önce yapılan ara seçimler sırasında Kirazlı Beldesi'ne inen Tansu Çiller'i getiriyor.
Getiriyor da sonrasında neler oluyor, onu anlatalım:
El kadar olan Kirazlı Beldesi o sıra neredeyse tüm liderlerin uğrak yeri olmuştu.
Seçimi kazanabilmek için Rahmetli Erbakan'dan, Tansu Çiller'e dek pek çok lider oraya gitmiş ve seçmenden oy istemişti.
O zaman Bursa belediyeleri ANAP'taydı.
Osmangazi Belediye Başkanı Basri Sönmez, Osmangazi ANAP İlçe Başkanı da yine nüktedan kişiliğiyle tanınan Bener Özcan'dı.
Sönmez ve Özcan bir hafta öncesinden kafa kafaya verip, DYP'lilere ve Tansu Çiller'e muzipçe bir sürpriz yapmayı hedefliyorlar.
Ve Çiller'i taşıyan helikopterin ineceği futbol sahasına önceden kamyonlar dolusu sarı toz döküp, yayıyorlar.
O gün yukarıdaki karede yer alan helikopterin toprak zemine yaklaşmasıyla birlikte gökyüzüne atom bombasınınki gibi bir toz bulutu yükselmiş ve Çiller yarım saat boyunca araçtan dışarı çıkamadığı gibi, indiğinde de üzerine giydiği bembeyaz tayyörü demir oksit sarısına bulanmıştı!
Tüm bu anılar insana "geçmiş zaman odur ki..." dedirtiyor.
Önemi olan geride bırakılan hoş seda değil mi?
Evet...
Hazım Adanur'un bir Facebook sayfası var...
Kendisi sohbetten pek hoşlanır.
Akşamları hiç ayrılmaz bilgisayar başından.
Ayrıca;
https://www.facebook.com/groups/302842746401421/?fref=ts
Adresinde bir Fan sayfası var.
Bir de yine;
https://www.facebook.com/pages/HAZIM-ADANUR/187633035938?fref=ts
Adresinde grubu da var.
Vahi Öz gibi pek neşeli ama Necdet Tosun gibi tombul ve azıcık da obur bir Bursa beyefendisinin her gün gece yarısına doğru acıktığı vakit paylaştığı o nefis kebap, kuzu çevirme, tatlı, şerbet ve de çorba fotoğraflarına dayanamayıp, "kendimi buzdolabının önünde bulmam" diyorsanız eğer, mutlaka tanışmanızı dilerim.
Tanıştırmak için araya benim girmeme gerek de yok artık.
Kendisi bir "tık" kadar yakın size.
Sağlıcakla kalın efendim.
[gallery columns="2" ids="61357,61358,61359,61360,61361,61362,61363,61364,61365,61366,61367,61368,61369,61370,61371,61372,61373,61374,61375,61376,61377,61378,61379,61380,61381,61382,61383,61384,61385,61386,61387,61388,61389,61390,61391,61392,61393,61394,61395,61396,61397,61398,61399,61400,61401,61402,61403,61404,61405,61406,61407,61408,61409,61410,61411,61412,61413,61414,61415" orderby="rand"]