Yazarlar

İleri Demokratik Ülkede Dinsel Uygulamalar

post-img
Daha önceleri algılarda ( bilinçaltı ve bilinçüstü düzeyinde) ve de Cumhuriyet'in ilk yıllarından beri Anayasamız'a göre ülkemizin resmi dili TÜRKÇE... Bununla birlikte AB dayatmalarına (ki onlara normlar, kriterler deniyor, ulus devlet niteliğimiz ve ulusalcı kimliğimiz tırtık, tırtık yeniyor, kemiriliyor) uyum süreci bağlamında TRT'de belirli günlerde ve saatlerde KÜRTÇE, LAZCA, ÇERKEZCE ve BOŞNAKÇA yayın yapılmakta... Buradan çıkarak yola; rahmetler olsun hem sağa, hem de sola diyerek ulaşalım sözümüzün sonuna... Yine daha önceleri LAİKLİK genel ilkeydi algılarda (kuşkusuz yine bilinçaltı ve bilinçüstü düzeyinde) ve de günümüzde de bu ilke yazıyor Anayasamız'da... Bununla birlikte özellikle ABD'nin biçtiği, AB'nin teyelleyip, diktiği ILIMLI İSLAM kılığı/kimliği bağlamında ülkemizde dinsellik "cinsellikle birlikte" egemen oldu .. Her köşe bucak, her nahiye ocak, her gecekondu ve de en afili konak din uleması/ukalası doldu... Ve de "yüzde 99'u müslüman ülke" söylemi dillere dolandı. Oysa bu ülkede yaşamaktaydı; pek çok Yahudi, Hırsitiyan ve de Alevi-Bektaşi ki onların duası/ayini/deyişi ayrı, Kilisesi, Havrası, Cem Evi ayrı... Bu nedenledir ki bundan gayrı; değil mi ki ülkede çok dillilik genel geçer kural olarak onay görmüş (AB normları bahanesiyle ve de gizli bir bölücülük maskesiyle) dolayısıyla bundan böyle; Hırsitiyanın Papazı, Yahudinin Hahamı, Alevinin-Bektaşinin Dedesi YARADANINA YAKARMALI, yoldaşlarını aydınlatmalı, dinler için ayrılmış saatlarde kendilerine özgü biçimde... Öyle söylüyorlar ya; bu ülke gerçek demokrasiye gebe... Değil mi ki TRT yansılarından dinsel yayınlarla 24 saat yaylım ateşine tutulmakta bu ülke... İşte bu dinsel yayınlara ilişkin saatlerden birazı da tahsis edilmeli; ülkemizdeki Hıristiyanlar'a, Yahudiler'e, Aleviler'e, Bektaşiler'e... Değil mi ki sözde değil, özde demokratsınız, kanıtlayınız efendiler, hodri meydan sizlere !... Herkesten iyi okumuşlar MARX'ı... Ne de güzel kullanıyorlar onun söylemlerini, amaçlı ve de maksatlı... Üstat yazmamış mıydı; DİN TOPLUMLARIN AFYONUDUR "Onlar da kopye çekmişler, çaktırmadan ondan" Dirhem, dirhem yuttur Dünya'dan soyutla, yaşarken uyut dur... Kapitalist sömürgenler gittiklerinde, Kara adamın Afrikası'na ve de kızılderilinin Amerikası'na Tutuşturdular onların eline birer İNCİL Onlar için olmalıydı uhrevi yaşam en birincil Ve onlar dua ederken "Baba-Oğul-Kutsal Ruh" adına, Sömürgenler acımasızca eşelenip durdular topraklarında... Şimdi sırada ne var ?... Anadolu'nun bereketli toprakları... Öyleyse olmalı Anadolulu; külliyen dindar... Onlara artık Muhammed yetmez, yeni bir peygamber de gerek Kitap da yeniden devşirilmeli ve de yorumlanmalı ki Dindarlarla-dinciler ve de üfürükçülerle-cinciler savaşmalı Bu arada beyinler de dumura uğramalı, düşünceleri yavaşlamalı Ve böylece dirhem, dirhem yutturulmalı; din afyonu Büyük birader de amacına ulaşmalı; keyifle düzeltmeli şapkayla, papyonu... Sonrasında "vatan-millet-sakarya" diyenler için nasıl ki Altı da bir, üstü de birse yerin Ha altı, ha üstü; sen iman gücünle, tezden yerin altına gir Dünya işleri senin ruhun için tehlikeli, karanlık ve de pis-kir Bulaşma Dünya işlerine, iman yolunda yürü Takma kafanı, seçim zamanı yığılır kapının önüne taş kömürü Çekil ayak altından, daha kolay gerçekleşsin sömürü Allahın imtihan için vermiş sana bu ömürü Uyu, uyan, et duanı; Nasılsa ithal eden bulunur sofran için kuru soğanı... Gerçekten de bunlar külliyen komünist; herkesten iyi okumuşlar Marx'ı... Onun karşıt eleştirilerinden almışlar kendilerine göre en sağlam dersi...

Diğer Haberler