Rusya; en çok Almanlar tarafından işgal edilmiş tarihi boyunca…13. yy.da ve II. Dünya Savaşı’nda… Alman işgaline karşı, Rus milliyetçiliğini güçlendirmek için de filmler bile yapılmış ki en bilineni; Alexander Newski… Bununla birlikte Rusya; bir Alman Yahudisi’nin ileri sürdüğü kuramı, ideoloji olarak benimsemiş ve ülkesinin yönetim biçimini de Marx adlı bu Yahudi’nin ekonomi-politik değer yargılarına göre biçimlendirmiş… İşte bu Rusya’nın Alman işgaline başkaldırısı, dolayısıyla milliyetçiliği her dem kutsanıyor ve erdem sayılıyor. Ama bizlerin milliyetçi duyguları sürekli aşağılanıyor, kınanıyor, örseleniyor ve giderek törpüleniyor ki son yıllarda ırkçılıkla eşdeğer tutulmaya başlandı…
Bu nasıl çelişki, bu nasıl ikiyüzlülük ?… Ve bizimkilere neler oluyor ?...Komünist olduğu dönemlerde Ruslar’a aşık…Faşist diye Alman’a düşman…Kendi ülkesinde yaşadığına pişman… Geçmişte Rusya gibi olmak için can verenler, ceza evlerine girenler…Oysa Berlin Duvarı yıkılana değin Demirperde Ülkeleri’nin yaşadığı dramlar ki Jack London’ın Demir Ökçe’si, Gladkow’un Fabrika’sı, Prag Baharı’nın anılarımızdan yitip gitmeyen o kanlı anıları, Mao’nun ardından dörtlü çetenin zalimlikleri, Vietnam’ın Korkunç Yengesi ve ille de Sovyetler’in Stalin dönemi…Hitler’i aratır mı insanlık dışı uygulamalar bağlamında ?...
Ve daha yakın dönemlerde Şili’de, Arjantin’de yaşananlar ve elbetteki Bosna’da ve Azerbaycan’da yaşanan katliamlar…
Bütün bunlar sağ ya da sol; totaliter düzenler…Ülkemiz de doludizgin sanki aynı yolun yolcusu ve dünün devrimcisi, ilericisi, sağcısı ve solcusu alkış tutuyor bu yaşananlara…
Ve onların kulakları tıkalı, gözleri kapalı, beyinleri dumura uğramış olmalı ki Dünya üzerinde emperyalizme karşı, halkıyla birlikte bağımsızlık savaşı veren bir Önder’e ve onun yolunu izleyenlere saldırıyorlar ve bu saldırıların bini bir para…90’lı yıllarla birlikte; ”Vatan, Millet, Sakarya edebiyatı yapıldığı” alayı ile başlayan aşağılama, hor görme ve bugün artık ırkçılık suçlamalarına dayandırılan hayasız yaklaşımlar… Ve bu saldırıların yapılmasını buyuranların borazancıları ki onların çoğu dünün; “bağımsız ülkem, egemen ulusum” diyen “sözde” devrimcileri ve onların günümüzdeki çömezleri…Artık onlar; ülkenin bölünmesi için varlar, savaşkanlar, savaşmaktalar…Ki onlar "yetmez ama evet" diyenler...
Kedi Gidince Farelere Kalırmış Meydan örneği; kurt kocamış, köpeklerin maskarası olmuş…Güvercin vurulmuş; kan revan içinde… Atın nalı düşmüş; bulamamışlar ne yenisini, ne de eskisinin çivisini… Arının işi bitmiş; sağda, solda çiçekten, çiçeğe konarken kırmış iğnesini… Ampulleri haklayacağına, kendi oklarını kırıp; onlarla çarşafa dolaşanların marifetleriyle, ülke giriyor karanlıkla gerdeğe… Çözümsüzlüklerle kapılıyoruz girdaba… Geriye kalansa; dilimizdeki yorumlar ve bizleri yoranlar…Kim bilir daha ne yorgunluklar getirecek bize umutsuzluklara gebe yarınlar ?...
Boğaz Köprüsü (ki darbe-i mesel/darbe-i masal sonucu adını "15 Temmuz Şehidler Köprüsü" koydular) var ya işte o köprünün iki yakasında da şöyle yazar: Köprüden Önce Son Çıkış...
Değerli yurtdaşlar, sevgili okurlar; bizim için de demokrasiden önce ya son çıkış ya son batış gerçekleşecek 16 Nisan 2017 günü verilecek oylarla...Ulu Önderimiz Kemal ATATÜRK'ün dediği gibi "ya bağımsızlık ya ölüm"...Bu önerilen Başkanlık/Tek Adamlık/Oligarşik Düzen/ ve belki de en doğru tanımlamayla Diktatörlük oylamasında sonuç belirlenecek senin oylarınla...
Uluslararası sömürgenlerin kedi-fare oyununda yitirmemek için ulusal birliğini, ülke bütünlüğünü; HAYIRLI OYLAR VERMEK İÇİN GİT SANDIK BAŞINA...Ve hiç de utanıp, sıkılmadan haykır ulusalcı kimliğinde; "bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir" diye önderin ATATÜRK gibi...Aman, aman ha!...Düşme ümmetçilerin tuzaklarına...
Bilinmelidir ki;
Demokrasi-laiklik-insan hakları kavramlarının olduğu yerde; bana göre, bence olmaz.
Bana göre, bence ile ülke yönetilmez...Kamu yararı ilkesini unutanlara HAYIR!...
Demokraside yalnızca Müslümanlar için demokrasinin varlığı ve demokrasiye özgü hakların kullanımı olmaz.Çünkü o zaman bu demokrasi olmaz.
Demokrasi anlayamayanlara, içselleştiremeyenlere ve yönetimi dinselleştirmek isteyenlere HAYIR!...
Kendisine biçilen ILIMLI İSLAM fistanını çıkarıp; son aşamada Şerri Diktatorya ehramına bürünmek…
Ve 6. yüzyılın değer yargılarını keyfi yönetimlerine uyarlayarak, bir ümmet toplumu oluşturma düşlerini yaşama geçirmek isteyenler...
Ancak sizlerin HAYIRlı oylarınızla geçit bulamayacaklar bizleri sürüklemek istedikleri kör karanlıklara...