21 Mayıs 2018 günü;partiler milletvekili aday, adaylarını kamuoyu ile paylaşdılar...
Sevinenler, dövünenler...Öfke saçanlar, mutlulukdan güller açanlar...Onlar üzerine üç, beş söz söylemeden önce; bir kaç tümce kuralım dilimiz, Güzel Türkçemiz üzerine...
Dil/söz dağarcığı; AYNEN ve SIKINTI YOK düzeyinde gelişmiş yükselen yeni nesil... YALNIZ ve YANLIŞ nasıl yazılır; ne yazık ki öğrenemiyor...Yeter; bu kadar da olmayınız embesil...
Dilini korumayan, ilini nasıl koruyacak?... Bu da anlaşılabilir gibi değil...
Bilindiği gibi...
Karbon ayak iziniz var da... Dijital ayak iziniz yok mu sanıyorsunuz?...
Sosyal medyada mekan, mekan gezerken... Bıraktığımız sözler... Ve onları izleyen gözler...
Dolayısıyla o sözler; dijital ayak izimiz oluyor... Ve bu izimizden de...izimizi buluyorlar... Amerika'nın Deep Bleu'su böyle bir şey işte...
Amerika'dan söz açmışken...
Doğa'yı savunan Kızılderili Reisi PONTIAC'ın adını;
Doğa'yı kirleten arabaya vermek ancak yokedici/vandal/acımasız/sömürgen AMERİKALI'nın aklına gelebilirdi...
Amerika demişken...
TBMM adaylığına göz dikenlerin tam listesi yayınlanınca; "Maaşallah Y-CHP'nin adaylarına" demeden duramadım. Her birisi Amerika'nın ağzına layık; her birisine verilsin yaldızlı bir kayık, doğru Okyanus ötesine yapsınlar keyifli bir yolculuk...
Örneğin; Tuncay Özkan...
Ne gelir onun adını duyunca aklınıza?...
Benim aklıma gelen ya da aklımdan hiç çıkmayan Kanal 6 adlı "sözde" Atatürkçü geçinen kanalını 6 milyon dolara FETOŞ'çulara satışıdır.
Gerçi Silivri'de yemiş olsa da yoğurt...
Sanmıyorum ki olsun mazbut...
Hamaset kokan Atatürkçü nutuklarla, ancak yutkunur durur acaba nereden bir kıyak yapacaklar diye...Onu koymakla listeye... Y-CHP'liler; FETOŞ'çulara selam mı göndermekdeler?...
Vee...
Birinci sıradan Konya aday, adaylığını kapan; Şener Abdullatif efendiye ne demeli?...
AKP ile yola çıkdığı yolculuk sonrasında...
Her ne olup da aralarına kara kedi girdikden sonra...
Aldatıldım, kandırıldım nakaratlı konuşmalarıyla değişik televizyon kanallarında sıkça kamu oyunun karşısına çıkdıkça... "Sen bu kadar iyi, AKP'liler bu kadar kötüyse; neden geldin onlarla biraraya?" diye hep sorguladım onu kendimce...
Konya'daki AKP'nin ya da kent genelindeki muhafazakar oyların peşine düşen Kurnaz Kemal... Turnayı gözünden vurma sevdasına; koymuş Şener'i Konya listesinin en başına...
Kanımca; Abdüllatif Şener...Y-CHP listesinden TBMM'ye girer...Sonra da bir yolunu bulur başka bir partiye gider.
Kurnazların kazan/kazan oyunu; sonucu Mübarek Olsun Amerika'ya!...
Atatürkçü askerler; Ergenekoncu mutfağından teker, teker Silivri'de yoğurt yediler...
2000'li yılların başından beri;ATATÜRKÇÜ olduğu savıyla, bolca hava basan ve HEPAR adlı partisiyle o günlerdeki CHP'nin ve MHP'nin oylarını çalmağa kalkışan P(Y)amukoğlu Paşa dışında kim varsa...
İşte o paşa; Bursa'da partisinin açılış yemeğine HUMMER Jeep ile geldiğinde demişdim ki ben de;
-Bu halkın hamuru, HUMMER Jeep ile yoğrulmaz...
Aman da ne çok kızmışlardı o günlerde bana... Gerçi ben de birilerini kızdırmadan duramıyor muyum ne?...
İşte yine o paşa; yapmış bir açıklama "PERİNÇEK'i destekleyeceğiz" diye...
Ne diyelim?...
Hummer jeeple halkın hamurunu yoğurmaya kalkışan HEPAR; ancak Perincek ile atar depar...Mübarek Olsun Amerika'ya !...
21 Mayıs günü yazılı ve görsel medyadan yayılan duyumlara göre; "sesi kısılan Muharrem İnce; mitinglerini iptal etmiş"di...
Şu "miting" denen İngilizce söz ki yazılışı meeting...Türkçe karşılığı olan "Buluşma" ya da "toplanma/toplantı" sözünü yerleştiremedik ya yerine...Ona da yanarım/kızarım/eleştiri yaparım...Sözüm ona herkes; milli/yerli/ulusal...Ama herkes yabanın sözlerine gönülden bağlı...Gel de inan, gel de kan; onların millici/yerlici/ulusalcı olduklarına...
Biz gelelim İnce'nin sesine...
İnce'nin sesi mi kısıldı?...
Yoksa...
Sesini mi kısdılar; istediği vekil adaylarını listeye koymayarak?...
Aynı gün NTV, öğle haberlerinde; konuya ilişkin duyumlar verilirken...Tiyatrocu Erhan Yazıcıoğlu telefonla katıldı programa...
Sesi kısılan İnce için; ince, ince önerilerde bulundu. Diyaframdan konuşmasını öğrenmek için tiyatroculardan 3 saatlik ders almasının yerinde olacağını öğütledi. Ve "ayva yemek"den söz etdi...ki Kurnaz Kemal'in listesine gizli bir gönderme mi yapmak istedi, yoksa gerçekden de sesi kısılanların "ayva yemesinin ses kısıklığına iyi geleceğine ilişkin" doğru bir bilgi mi verdi ?...
Kanımca bu konu da tartışmaya açık...Ama Kurnaz Kemal; Muharrem İnce'yi çıkarmış olsa da vitrine...Yine kendi bildiğine, yine kendi gönlüne göre bir liste hazırlamış ...ki hakikaten Mübarek Olsun Amerika'ya!...
Ben daha ne diyeyim?...
İşte bir kaç söz daha diyeyim; kalmasın içimde:
Kedi pisliğini örter gibi;Cumhur ittifakçıları hiç açık vermezken...
Y-CHP'liler'le (V)ATAN Partililer;birbirlerinin ipliğini pazara çıkarmak,kirli çamaşırlarını ortaya dökmek için var güçleriyle çabalıyorlar.
Ve ben "bu gidişle RTE yine teşekkür edecek size" dediğimde,bana kızıyorlar... İşte onların bu eylemleri de Mübarek Olsun Amerika'ya!...