Havanda su dövüyoruz… Lafla, peynir gemisi yürütüyoruz… Ve gemideki peynirler düşünce söze; usumuza da düştü bir kara karga…
Toprağın üzerine yayılmış, henüz dumanı tüten dışkının arasındaki arpaları gagalamanın hazzıyla kendinden geçmiş “Tilkiye kaptırır mıyım bir kez daha peynirimi ?” diye düşünürken; ansızın kafasını sokak köpeğinin ağzında buldu Sayın Bay Karga…
Karga: TC…Tilki : Amerika güdümlü 12 Eylülcü askeri dikta…Köpek: Petro-dolar destekli ve Arap-Amerikan köstekli egemenler…Diye söze girişsem ve hikayenin gerisini Esop’dan ya da Lafonten’den kopya çekmeden…Ve elbette ki bir de üşenmeden sen yazar mısın MACUN Tv ve benzerleriyle mest, evlilik programlarıyla evlilik-i dest olan ümmet ?…
Ve…“Örümceğin ağlarından esinlenip, asma köprüler kuran İNSAN; eğer su samurları olmasaydı acaba baraj yapmayı düşünebilir miydi?…Su samurlarına “baraj” yapmasını kim öğretti?…” diye sorsam, yanıtlamak için kafanı yorar mısın ?…
“İçgüdülerine yenilen, iikel benliğinden kendisini soyutlayamayan İNSAN; doymadı, doymayacak ve kurtulamayacak şu DOĞA’ya çılgınca saldırma sayrılığından…Bu saldırganlık da, karşı saldırıları doğuracak…İklim göçmenlerinin, gelişmiş ülkelere yönelimi de; bu saldırganlığın bir çeşit öc alma, bir çeşit intikam istilası olacak kanımca…Çalma kapını, çalarlar kapını bağlamında…Ve ülkelerini paylaşmak zorunda kalacaklar; Türkler’den de daha da kara çocuklarla…” sözleriyle şu Batılılar’ı eleştirsem sen ne söylersin?…
“Wilma Eles; güne hiç bir şey yemeden, limonlu su içerek başlıyor…Gün içinde tarçınlı yoğurt yiyiyor…Haftada 2 kez balık yiyiyor…Haftada 2 kez bakliyat yiyiyor…Bakteriler her şeyi yiyiyor…Bize yiyecek bir şey kalmıyor…Ve ülke elden gitti, gidiyor… “ diye yakınmalarımdan etkilenip, sen de ben gibi kaygı duyar mısın?…
“Bir zamanlar 24 Ocak Kararları alındı…Ve o kararların ardından Türkiye iyice dibe battı…Hala dipde; henüz yüzeye çıkamadı…Ne zaman gelecek acaba DİPDEN DALGA?…Kim bilir kaç yüzyıl sonra?…İşin gerçeği;Aldırmaz olduk yaşananlara, sormayı da bıraktık en sonunda…” desem, sözlerime katılır mısın?…
“MUSA’nın çocukları için; 10 emir…İSA’nın çocukları için; 7 günah…MUHAMMED’in çocukları için; 5 şart…ATEİST için; takma kafanı hiç bir şeye, dalgana bak…Seçim senin; ne düşünüyorsa beynin…Sen de onu yap…” desem, sen ne yaparsın?…
Biliyorum, biliyorum ki kılını bile kıpırdatmazsın… Ama yine de desem ki nereden, nereye geldik biz böyle?…İstersen yine de şöyle gel birlikte şu bakalım kamusal alana; ne dersin?…
“Tiyatoracı mı olacan?” diyen ana, babalardan…Çocuklarının peşinden yarışmadan, yarışmaya koşturan ana, babalara…Kız manken, model…Oğlan ayaktopçu, futbolcu ya da her ikisi de dizilerde oyuncu ve belki de şarkıcı, türkücü, popçu…“Doktor, mühendis olsun diye enayiler yapsın çocuklarına yatırımı…Biz geçmişde oto tamircisi, tornacı, berber çırağı olsunlar diye; eti senin, kemiği benim sözleriyle ustalara çocuklarımızı teslim ederken…Sonunda doğru yolu bulduk Rabbim…Senden daha çok; kolay paraya kul olduk…Parlat yıldızını evlatlarımızın” diyen ana, babalar günleridir bunlar…İnsan kaynakları ekonomisi bağlamında konuya bir göz attığımda; müflis bir ülke olma yolunda koşar adım alkışlar eşliğinde MACUN TV’den naklen yayındayız…
Toplu taşıma araçlarında artık ÖZGECAN BUTONU varmış…Daha açık bir deyişle TACİZ BUTONU… Elbette ki kadınlar için…Oysa 1 Şubat 2016 akşamı; bir erkeğin feryadları yükseldi Bahçelievler’e yol alan metroda…Erkeklerin ikisi de 30’lu yaşlarında… Akça, pakça olanı bağırdı; kalabalığın ortasında “abicim sen beni ne sanıyorsun ?” diye “şark çıbanlı” Doğulu esmer erkeğe…Anında ortalık karıştı; herkes çok şaşırmıştı…Geçmişde İstanbul’a geldiklerinde, her kadının “kolay” olduğunu düşünenler, sanırım İstanbul’daki erkeklerin de eşcinsel olduğu kanısındalar…Ve artık ulu orta erkekleri taciz ediyorlar…Onlar için de bir buton gerekli mi?… Yoksa onlar da ÖZGECAN BUTONU ile bu sapkınları teşhir etmek için yardım isteyebilir mi?…Anladık GÖK(T)KUŞAĞI ÇOCUKLARI birbirleriyle evleniyorlarmış da… Bu kadar sapkınlık, bu kadar aşırılık; sanki LUT KAVMİ gibi ortalık…
Halk Tv’de Fetoş’un kızı Nevval sevindi…Hiç kuşkusuz Amerika bu işe çok sevindi…Akbabalar çıkarsa kontrolden, dümenden…Halk(halt) babalar görev için beklemede…Her an emre amade…Hemen işbaşı yaparlar hiç üşenmeden…
Çokça ayrıntıya girmeye gerek yok be ümmet… Şöyle bir bakınsan çevrene; sana dayatıldığı gibi ortalık değildir Cennet… Sen yine de duyuyorsan “ganimetler karşılığında” birilerine minnet… Bana göre hava hoş; bu durumda sen gerçeklerden saklanmaya devam et…Ve çocuklarını da toprağa vermeğe… Acılarına da merhem olsun MACUN Tv…