*Günümüzün egemenleri bir türlü geçirtememişti Mehmetçiklerimiz’i sınır ötesine, izin çıkmayınca efendilerinden… Maşallah büyük bir beceriklilikle geçirdiler sınırdan içeri; eli kanlı PKK eşkiyasını, kırmadılar hiç re’casını efendilerinin… Hey gidi günler hey diyerek; dönelim maziye… Nasıl da kandırmışlardı bizleri o günlerde; TABİBİKİ GEÇECEĞİZ SINIR ÖTESİNE diye…
Takvim-i zaman; 30 Ekim 2007…
O günlerde GÜLİSTANIN Hükümdarı tebasına ne dedi ?...
TABİİKİ GEÇECEĞİZ SINIR ÖTESİNE !...
“Ve bizler de dönelim günümüzden iki yıl öncesine; kulak verelim Gülistanın Hükümdarına, anlayalım bakalım benliğinde ne fırtınalar kopmakta ?...”
Bıktırdılar be kardeşim sora, sora;
Ne zaman sınır ötesi ?...
Bilsem ki ne zaman; vereceğim cevap
Bilirim ki çok bir sevap
Ramazan’la, Kurban arası sınır ötesi
Senelerdir içimde durur hevesi…
Niyetimizde vardır, Kasım’ın 5’inde, olacağız seferi
Kısmette de varsa, inşallah olacağız Allah’ın neferi
Hele bir yol sorayım Bush Efendi’ye
“Geçip de sınır ötesine, Hacca gidebilir miyim ?” diye…
Ve de buyurayım kendisine talebimi;
Kullanmak için iki bayram arası senelik iznimi
Kurban Bayramı öncesinde ve de
Hac farizesini yerine getirmek için
Makamıma vekaleten münasip birini seçin…
Boş kalmasın sınır ötesine geçtiğimizde
Genel valiliğimiz sathında, hükümetin başı
Fırsat bilip de muhaliflerimiz çatmasın kaşı, atmasın taşı
Halbuki taşlar atılmalı Şeytan’a, ihramlar vücudumuzu sardığında
Bu imansız muhaliflerimizse, ihrama girmek yerine
Lafı bağlamaktalar mütemadiyen; şehid-i şüheda kefenlerine
Ve de inatlaşmaktalar bizlerle;
İlle de girelim Irak’a, tez zamanda PKK keleşleri bıraka…
Her horoz çöplüğünde öter; anlamazlar benim halim nice beter
Almazsam Bush Efendi’den icazet,
Düşünmez ki bu gafiller; ebediyen biter, bizim için siyaset…
Tabiatıyla gideceğiz sınır ötesine; çıksa da müsaade, çıkmasa da
Keseceğiz kendi ellerimizle göbeğimizi
Bıksa da Bush efendi, müsaade istememizden bıkmasa da
Amma ve lakin Irak; Rabbim’e pek uzak
Adım başında döşenmiş yollara mayın, binbir çeşit tuzak
Havalar da soğur; eli kulağında, gitmeden evvel hacca
Dağıtmak gerek; rahat etsinler diye mezradakilere
Bir kısım erzak ve de ısınsınlar diye tezek
Sonra da Bush Efendi’nin müsaadesiyle geçeriz sınır ötesine
Gireriz Arabın topraklarına;
İhram kuşanmaya, Rabbimin sevgisiyle okşanmaya…
Amma ve lakin Irak; gönlümüzden pek bir ırak
Kalben yakındır bize; Mekke ve Medine
Bu mel’unlar ne bilirler ki ?...
Yazmaz onların kitabında Hicaz, kutsal toprakları ziyaret
Bir yol alıvereyim de Bush Efendi’den icazet
Allahın inayetiyle geçeriz sınır ötesine, az bir sabredin,
Sabrın sonu selamettir; müjdeli haber için 5 Kasım’ı bekleyin…
Bu arada işitmedik sanmasınlar, diyorlarmış ki arkamızdan bu gıybetçiler;
“Hakemlik makamına başvuracakmış Gülistanın Hükümeti,
Soracaklarmış ABD’ye gidip de, Bush Efendileri’ne;
Nasıl çözeceksiniz bu husumeti ?...”
Bir de maytap geçmekteymişler bizle;
“PKK’nın elinde ışın tabancası,
Hakkaniyete riayet icabı, verecek eline su tabancası
Hükümetin başına Bush amcası…”
Bu dünyada fazla dil uzatmaktalar; Kuran’a, bize, bir de ezana
Görecekler günlerini bu münafıklar ahir zamanda,
Zebaniler atınca onları kaynar kazana
O zaman anlayacaklar;
Sınır ötesine geçmek mi kolaymış, sırat köprüsünden mi geçmek ?...
Hele bir de gebeysen düvel-i muazzamaya; ne zordur kendine mertlik kılıfı biçmek !...
*2007 Ekim’inden, 2009 Ekim’ine dönüşünce zaman; anlaşıldı ki “sınır” konusu pek bir yaman… Bush Efendi’den dilense de “aman” o da tedavülden kalkınca, yerine gelen yeni efendi OBAMA, ateş düşürdü obama; onay verdi Gülistanın egemenlerinin şu “sınır” sorunsalı konusuna… Her ne kadar birazcık tersinden okusa da istekleri; törenler eşliğinde döndü lastikleri son model jeeplerin, girdi “sınır” içeri PKK eşkiyası… Ve aynen efendilerinin planladığı bir sonla bitti GÜLİSTANIN Umum Valisi’nin sınır ötesi macerası…
*Gün bugün, saat bu saat…Takvimdeki vukuat; yıllardan 2013, günlerden 1 Mart…
NE MUTLU TÜRKÜM diyenlerin başında bin türlü dert…Kalmadı bu ülkeyi koruyacak, kollayacak, savunacak ne yiğit, ne de mert...
Ve MEHMETÇİK geçemese de, geçirilmese de sınır ötesine; kimileri geçmekte, geçebilmekte vırt, zırt…Sınır ötesine sürekli geçip duranlar iyice anlaşıldı ki; değilmiş onlar dağdaki kart, kırt, kurt, kürt…İleri demokrasi postundaki bölücü çakal, tilki, kurt/kürt…İşte onlar; paramparça etmek için bu ülkeyi, bu ulusu külliyen işbaşındalar…Uluslararası egemenlerin dilediği ve dahi Gülistanın hükümdarının yıllar öncesinde dediği gibi geçmekteler ve bundan böylesinde de geçecekler sınır ötesine, ta ki sınırlar birleşinceye, topraklar birbiriyle buluşuncaya, bu topraklar bölüşülünceye kadar…