Van Minüts!..

Bakan çocuklarına yapılan operasyonun Gülen Cemaati tarafından yetiştirilip adliyeye,  istihbarat ve  polis teşkilatına sokulan “ağabeyler” tarafından planlanıp yürütüldüğü konusunda mutabıkız değil mi? Yani, bu kalkışmayı yöneten kişinin cemaatin okullarında diz çürüten eski Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz ve ona bağlı olarak çalışan Celal Kara olduğu gerçeğini de görmezsek eğer, artık iyice paçası tutuşan Başbakan’ın dün Konya’da söylediklerine bakıverin yeter:   “İstedikleri kadar çirkin yollara tevessül etsinler, çirkin ittifaklar(!) içine girsinler, Türkiye’de artık söz karar, yetki milletindir. Arkasına karanlık odakları, çeteleri alanlar bu millete istikamet veremeyecekler. Arkasına Türkiye içinde ve dışında bir takım karanlık güçleri alanlar, Türkiye’nin ayarlarıyla oynayamazlar. Türkiye, üzerinde operasyon yapılacak bir ülke değildir. Birilerinin topu tüfeği varsa, hilesi hurdası varsa, bizim de Allah’ımız var!..”   ……………….   Ne diyor? İç ve dış, çirkin ittifaklar, çeteler, karanlık odaklar, operasyon, istikamet!.. İşte böyle tanımlıyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan artık düğmesine basılan bomba gibi soruşturmaları. İyi de, aynı savcı ve aynı polisler tarafından geçmişte yürütülen Ergenekon operasyonunun arkasında da aynı “karanlık odakların” bulunduğunu ifşa etmiş olmuyor  mu böylece kendisi?!.   ……………….   Demezler mi O’na, Cumhuriyet’in savcısı hangi vakit çete, polisi karanlık oldu? Hani bu ülkede “bağımsız yargı” yok muydu? Hey gözünü sevdiğimin Süleyman Demirel’i, şu lafı etmeseydi eğer bu günler ve gelecekte yaşanacakları tarif etmek hep biraz eksik kalırdı: “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner!..”   ……………….   Öte yandan ne yazık ki Türkiye’de söz, yetki, karar hiçbir zaman milletin olmadı! Ve Türkiye, Başbakan çok iyi bilir, üzerinde hep operasyon yapılan bir ülke oldu. Daha dün İstanbul’u mesken tutan 30 CIA ve Amerikan strateji uzmanının yön vermesiyle bu ülkenin has evlatları içeri tıkılmadı mı? Ordu’nun üst kademesi dağıtılıp, ne kadar yurtsever asker varsa bir bir içeri atılmadı mı? Yapılan operasyonu açığa çıkaran, yazan çizen ne kadar gazeteci, yazar ve dahi siyasetçilerin tümü derdest edilip zindanlara sokulmadı mı? Türkiye üzerinde operasyon yapılacak bir ülke değilmiş. Hoca efendinin takkesine anlat sen onu!   ………………   Operasyon yine, cemaatin ağabeyleri eliyle yürütülüyor, bu çok açık. Peki, o ağabeylerin elini kim tutuyor dersiniz? Hiç kuşkunuz olmasın ki, Amerika!.. Amerika’nın arzusu ve onayı olmadan tek bir tesbih tanesi kımıldamaz Türkiye siyasetinde tesbih! Ne diyorsunuz siz?!. Kaldı ki Bakan çocuklarını “yolsuzluk, rüşvet” gibi iddialarla göz altına alacaksınız! Yarınlarda “gemiciklere” de nereden buldun soruşturması açılırsa hiç şaşırmayın! Baykal’a “git” dediler; gitmedi, sonuçta gitmek zorunda kaldı. Erdoğan’a da “git” dendi şimdi. Bırakın soruşturmaların tamamlanmasını beklemeyi, demokratik bir ülkede şu tablo karşısında bir Başbakan’a düşen tek şey derhal, o dakika istifasını verip erken genel seçime gittiğini açıklamaktır ama bunu yapmayacak tabii. “Söz milletin” diye kendi kendisini kandırmaya devam ederek bir özgüven içerisinde  “yerel seçimleri” beklemeyi tercih edecek. Artık “ilk kan” döküldü, bıçak böbrek yatağına doğru girdi; geri dönüşü de yok… Yerel seçimlere kadar sürecek dosya bombardımanı sonucu sandıktan kafa göz yarılmış vaziyette çıkacak Recep Tayyip Erdoğan.. Ardından, partisinden “büyük kaçış” başlayacak! Devamında da birileri “Van minüts” öyle olmaz, böyle olur deyip yeni bir “Van minüts” çekecekler Başbakan’a. Ve sonuçta CHP iktidara getirilecek. Yapılan operasyon budur; senaryosunu cemaatin ağabeyleri değil, Amerika, İngiltere ve İsrail’e varıncaya dek dünyanın “egemen ağabeyleri” yazmıştır. Aynen söylediği gibi, pek yakında Recep Tayyip Erdoğan Allah’ıyla baş başa kalacaktır. Gidişat bu yöndedir.