İngiltere’de, University College London’ın öğretim üyesi Dr. Daisy Fancourt, düzenli olarak kültürel etkinliklere katılan 50 yaş üstündeki insanlarla ilgili bir araştırma yapmış.
Az buz değil, tam 7 bin kişinin verileri analiz edilmiş bu çalışmada.
Şimdi sıkı durun!
Kültürel ve sanatsal organizasyonları düzenli olarak takip edenlerin “ölüm riskleri” yüzde 31 oranında azalıyormuş.
Diyelim ki her zaman fırsat bulamadınız…
Yılda 1-2 etkinliğe katılabildiniz sadece…
Sadece bu bile ölüm riskinizi yüzde 14 oranında azaltmaya yetiyormuş!
Bu demektir ki, sevgili Can Ertan 120 yaşına kadar hayatta kalacak!
Fotoğraf sanatından, resim sergilerine, kültürel söyleşilerden, kent korolarına varıncaya değin katılmadık organizasyon bırakmayan Can bu araştırmaya göre hepimizi “dört kolluya” bindirip, gönderecek gibi görünüyor.
Üç-beş kendini bilmez çapulcu, CHP’nin Mustafakemalpaşa kongresinin ardından zıbarıp, ziftlendikleri sırada çektikleri görüntüleri sosyal medyada yayınlayarak, akıllarınca Mustafa Bozbey’i hedef almaya çalışmışlar!
Ne demişler?
Eşek ölür kalır semeri,
İnsan ölür kalır eseri!
Bu dünyadan ayrıldıktan sonra geriye “semerden” başka “eser” bırakamayacak olanlar bir yana…
Can Ertan’la birlikte vardığımız Konak spor tesislerindeki olimpik kapalı yüzme havuzundan cıvıl cıvıl sesler geliyordu o akşam.
Yüzmeye gelen çocuklarla kaynıyordu içerisi.
Ve Eski Başkan Mustafa Bozbey’in, Nilüfer’e kazandırdığı eserlerden sadece biri olan bu tesisten insanlar yararlanmayı sürdürdükleri mühletçe oradan yükselen “dualar” Bozbey’in hesap defterinin artı hanesine yazılmaya devam edilecek.
Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği’nin (BUFSAD) gözleri menevişli, yanakları al, yüzü güleç, çalışkan ve başarılı başkanı Serpil Savaş’ın daveti üzerine katıldığımız Konak Olimpik’teki yemeğe geçiyoruz, çocukları bir süre izledikten sonra.
Fotoğraf sanatının kentimizdeki yüz akı BUFSAD Serpil Savaş ve yönetici arkadaşları Mehmet Ali Küllü, Kadri Hakkı Arca, Zeynep Söl Evirgen, Şenol Demir, Ayşen Küçüka ve Alper Keskin’in çalışmaları sonucu daha da ileriye gitti hiç kuşkusuz.
Ve bu güne dek tadına baktığım en iyi “paçanga böreğini” yedim orada!
BUFSAD’ın yıl sonu daveti son derece sıcak bir havada geçti o akşam.
Canlı Balık Lokantası’nın gediklisi Emine hanım orada da kurtlarını döktü ve on yüz milyon göbecik attı sahnede…
Nilüfer’de yaşamak sadece “gülümsetmiyor” insanları.
Ayrıca ömürlerine ömür bereketi katıyor!
Nilüfer İlçesi’nde yaşayanların “ölüm riski” başka yerlerde yaşayanlara göre çok ciddi oranda düşüyor yukarıda sözünü ettiğim araştırmaya göre!
Neden mi?
Orada her gün en az bir kere kültür-sanat faaliyeti yapılıyor da ondan!
Belediye binasının önünde “şiir kulesi” olan tek ilçe Nilüfer.
Ve orada yılın 365 günü ayrı bir personel şiir okuyor.
Betül Dünder’in “Pelikan” isimli şiirini Deniz Saniye Bayrak seslendirdi mesela geçen hafta:
“Yoruldum bu çeyrek halimden
kuytularda saklamaktan ellerimi
oysa ellerime gelinceye kadar
nelerim nelerim var bulamadığınız
öyle çok alınıyorum ki bu dünyadan
gözlerinize doğru uzayan bir kusur gibiyim
ne vakittir bir parmak şıklatması
bir haylazlık var oracıkta duran – az sonra geçer –
biraz daha yürüseydiniz içine içine ormanın
elbette şaşıracaktık bir çınarın irkildiğine
sabahları günaydın demeyelim artık
başka yerden başlamalıyız birbirimize
eksik bir şey var ertelediğimiz – az sonra yoklar –
kıyıdan uzaklaşamayan çocuklar gibiyiz
serçelerin avuçlarıma havalanışı bundan
ama gökyüzü hep bir cumartesi
beni kapatıyor bir çekmece gibi açıyor sonra
bu kalabalığın içinde hatıram kalıyor huysuz
sonra hiçbir şey olmamış gibi
pelikanların sevimliliği geliyor aklıma
işte öyle şeyler”
Bu arada…
Fırsat yaratıp da kültür-sanat etkinliklerine gidemeyenleri, sadece Can’ın değil, arada bir benim satırlarıma da beklerim doğrusu!
Hiçbir şey olmasa, bir-iki şiirleşiriz nasılsa.
“Darmadağın akşamlarda umutlar bulacaksınız,
sırılsıklam hüzünlerde öksüz sevinçler.” (Y.Odabaşı)
Can Yücel’le karşılayalım yeni yılı, “umut” getirsin hepimize:
"Bir güzel kahve ısmarla kendine,
seni mutlu eden sesi duymak için alo de.
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık,
yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın,
hatta üşü hava soğuksa...
Yürü, yürürken sağa sola bak,
öylesine değil, görerek bak.
Çiçek görürsen kokla,
köpek görürsen okşa,
çocuk görürsen yanağından
makas al..."